Danıştay, SOL Parti'nin zeytinliklerin talanının önünü açan yönetmeliğe karşı ‘dava açma ehliyetinin olmadığını’ savundu. SOL Parti Ekoloji Grubu'ndan yapılan açıklamada, “Bu karar, siyaset yapamazsınız demektir” denildi.

Danıştay, SOL Parti’nin zeytinliklerin talanına karşı açtığı davayı reddetti

HABER MERKEZİ

SOL Parti’nin zeytinliklerin talanın önünü açan yönetmeliğe karşı açtığı dava reddedildi.

Kararda, “Siyasi Parti arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır” denildi.

SOL Parti Ekoloji Grubu'ndan yapılan açıklamada, “Bir siyasi partinin memleketin zeytin katliamının önünü açan yönetmeliğe karşı dava açamazsınız demek, siyaset yapamazsınız” demektir” dendi.

BİR ÜYE ŞERH KOYDU

"Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile elektrik üretiminde kullanılan kömür sahası ve zeytin ağaçlarının aynı yere rastlaması durumunda, zeytinliklerin kesilebilmesinin önünü açan düzenleme 1 Mart’ta Resmi Gazete’de yayınlanmıştı.

Birçok parti, demokratik kitle örgütü, meslek örgütünün yanı sıra SOL Parti’de yönetmeliğe karşı dava açtı. Danıştay 8. Dairesi davayı oy çokluğuyla ‘ehliyet yönünden’ reddetti. Bir üye ise karar şerh koydu. Şerhte, “Davacı siyasi partinin ülke düzeyinde örgütlenmiş ve ülke menfaatini gözeterek ülke çapında kamu yararı için faaliyet göstermek üzere teşkilatlanmış bir tüzel kişiliği bulunmaktadır. Uyuşmazlık, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa ile korunma altına alınan çevre hakkı ile ilgili olduğundan ve davacı partinin kamu yararı gözeterek çevre hukuku ile ilgili düzenlemelere karşı dava açma ehliyetinin olduğu tartışmasız bulunduğundan davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki karara katılmıyorum” ifadeleri yer aldı.

ŞİRKETLERİN YARARINA

Danıştay’ın kararına tepki gösteren SOL Parti Ekoloji Grubu da açıklama yaptı. Açıklamada şöyle dendi:

“Gıda hakkımızı, ekosistemleri tehdit edip tahribatı derinleştirme pahasına özel çıkarlara hizmet eden, kamu yararını hiçe sayan böylesi kararlara karşı mücadelemiz meşrudur, günceldir. Siyaset yapma hakkımızın ve kuracağımız eşit ve özgür geleceğin gereğidir. Şirketlerden başka kimseye faydası olmayacak böylesi kararların karşısında mücadeleye ve örgütlenmeye devam edeceğiz. Hukukun görevi ise bunları korumak değil toplumun genel çıkarları anlamında kamu yararına, gıdaya, toprağa erişim ve üretme hakkımızı garanti altına almaktır.”