Peru’da Castillo’ya yönelik darbenin etkileri sürerken Brezilya’nın solcu başkanı Lula hedef alındı. Amerika’ya giden aşırı sağcı Bolsonaro destekçileri Kongre ve Başkanlık Sarayı’nı bastı. Ülkede siyasi kriz devam ediyor.

Darbe püskürtüldü
Bolsonaro destekçileri Kongre ve Başkanlık Sarayı’nı bastı. Neofaşist kalkışma bastırılsa da siyasi kriz sürüyor. (Foto: AA)

Yaren ÇOLAK

Amerikan emperyalizminin ‘arka bahçesi’ Latin Amerika’da darbeler sürecinin yeni hedefi Brezilya oldu. Aşırı sağcı eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro destekçileri geçen hafta göreve başlayan solcu devlet başkanı Lula da Silva'ya karşı bir darbe kalkışmasında bulundu. Seçim sonuçlarının ve Lula'nın göreve başlamasını hazmedemeyen Bolsonaro destekçisi binlerce kişi önceki gece Kongre, Yüksek Mahkeme ve Başkanlık Sarayı'nı bastı.

Baskın ülkede büyük infiale yol açarken Bolsonaro destekçileri kısa süre içinde kuşattıkları binalardan çıkartıldı. Yüzlerce kişi gözaltında alınırken siyasi kriz sürüyor. Yüksek Mahkeme yaşananların ardından Brasillia Federal Bölgesi Valisini "90 gün süreyle" görevden alırken Bolsonaro'nun müttefiki olarak bilinen Federal Bölge Güvenlik Bakanı Anderson Torres’i de azletti. Yüksek Mahkeme Yargıcı Alexandre de Moraes, sosyal medya mecralarından da darbe yanlısı kara propagandanın engellenmesi talimatı verdi.

Devlet Başkanı Lula, başkentte kamu güvenliğinin sağlanması için federal müdahalenin yapılması yönünde kararname çıkararak, saldırıyı yönetenlerin bulunarak ibretlik bir şekilde cezalandırılacağını söyledi. Lula, başkent Brasillia'in Bolsonaro yanlısı olarak tanınan valisi Ibaneis Rocha'ya bağlı güvenlik güçlerinin baskın düzenleyenlere karşı hiçbir müdahalede bulunmadığına dikkat çekti. Lula, saldırıya ilişkin Bolsonaro'yu destekçilerini kışkırtmakla suçlarken, ABD'de bulunan Bolsonaro, Lula'nın suçlamalarını reddetti.

Adalet Bakanı Flavio Dino, Bolsonaro destekçilerini başkente getiren yüzlerce otobüsü kimin finanse ettiğini açığa çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

BU VANDALİZMİ DAHA ÖNCE DE GÖRDÜK

ABD'de eski Başkan Donald Trump yanlısı aşırı sağcıların 6 Ocak 2021’deki Kongre baskınını anımsatan olaylar tüm dünya tarafından kınandı. Baskını kınayarak Lula'ya destek mesajı yayınlayan Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel Bermúdez, "Bu vandalizm, yıkım ve şiddet görüntülerini daha önce de gördük. Karşı tarafın zaferini tanımayı reddeden Bolsonarocular, Washington'da Kongre binasını basan Trumpçıların taklitçileridir. Darbeye hayır. Lula'yla tam dayanışma" dedi.

Birçok ülke yaşanan gerginlik için Brezilya Devlet Başkanı Lula'ya destek verdi.

***

HAKİKAT SONRASINDAN SEÇİM İNKÂRCILIĞINA
Doç. Dr. Aylin TOPAL

Latin Amerika Uzmanı Doç. Dr. Aylin Topal, aşırı sağcıların Lula’ya yönelik darbe girişimini BirGün’e değerlendirdi.

2018'de seçimleri kazandığı günden itibaren Trump’la politik, ideolojik ve söylemsel çizgisindeki benzerlikleriyle dikkat çeken Bolsonaro, kaybettiği seçimler karşısında aldığı tavırla da benzerlikler sergilemeye devam ediyor. Öyle ki, dün gece Başkent Brasilia’daki Kongre Binası tam 2 yıl önce Beyaz Seray’da yaşananlara çok benzer olaylara sahne oldu. Yaklaşık 5000 kişinin katıldığı eylemlerde ve saldırı ve işgalde 400 kadar gözaltı, 170 kadar tutuklama var deniliyor

Bu eylemlerin başkent Brasilia ile sınırlı kalması görece kontrolden çıkmasını önleyecek bir durum. Brasilia 3 milyonluk görece küçük bir şehir. 7 milyonluk Rio veya 13 milyonluk Sao Paolo’ya sıçraması çok daha şiddetli olayların yaşanmasına sebep olabilirdi. Şu an bu iki şehirde eylemler yok gibi. Ama kesin bir şey söylemek de pek kolay değil.

Doç. Dr. Aylin topalDoç. Dr. Aylin topal

ENGELLEYİCİ HAMLELER

Brasilia güvenlik şefi Anderson Torres Bolsonaro kabinesinin adalet bakanı. Vali Torres’i etkili önlem almakta geciktiği için görevden aldı. Üstelik, üst mahkeme ihmal suçundan tutuklanması için karar çıkardı. Bu gelişme önemli, benzer durumların diğer şehirlerde olmasını engelleyici bir hamle olarak düşünebiliriz.

“Bolsonaro seçimlerin güvenliğinin sağlanabilmesi için orduyu göreve çağırmış. Seçimler ertesinde de Bolsonaro yanlıları orduya yönetime el koyması çağrısı yapmıştı.”

Önümüzdeki dönemde, Lula’nın güvenliğinin sağlanması sanırım en önemli konulardan biri olacak. Lula’nın korumalarının arttırıldığı gelen bilgiler arasında. Ekim sonundaki ikinci tur seçimlerin ardından yaptığımız bir yayında Lula’nın işinin hiç kolay olmayacağını söylemiştim. Kongre’nin iki kanadının (Senatonun 2/3 koltuğu) seçimleri yapıldı. Kongre’de Lula’nın tarafında olacaklar yüzde 25 oranında kalıyor. Yasama süreçlerinde tıkanmalar olacağını söylemiştim. Dün yaşananlar muhalefetin Lula’nın iktidarının engellemek için gayrı hukuki her yolu deneyeceğini gösteriyor.

Trump ile kullanılmaya başlanan bir “sahte/yalan haber” tabiri çıkmıştı. Trump kendisine karşı eleştirel veya dümdüz olguları sıralayan haberlere yalan/sahte haber, bunları yapan gazetecileri sahte haberci diyordu.

HAKİKAT SONRASI ÇAĞ

Tam bu dönemlerde dilimize yeni bir kavram girdi: Hakikat Sonrası Çağ: yalanın bizzat gerçekmiş gibi sunulduğu ve yalanın, olgular tersini söylese bile, ısrarla savunulduğu bir dönem.

Geçtiğimiz kasım ayında yapılan ABD ara dönem seçimleri sırasında bir kavram daha hızla kullanıma girdi “Seçim İnkârcılığı.” 2020 seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyen cumhuriyetçiler bu ara dönem seçimlerinde yine adaylıklarını koyarken bir seçimlere güvenmediklerini/kuşkulu olduklarını beyan ederek girdiler.

Demokrasinin temel kurumu temsildir. Temsilin temel yöntemi seçimdir. Seçimlerin güvenliğine dair şüphelerin seçime giren tüm taraflar açısından tam olmalıdır. Her ülkede seçimlerin güvenliğini kontrol etme mekanizmaları geliştirilmiştir. Bu mekanizmalarda elle tutulur, ispatlanabilir bir açık olmadığı durumda bile adayın veya seçmenin “seçim inkârcılığı”, “kuşkuculuğu” Lula’nın dün aksam kullandığı tanımı akıllara getirir: faşizm. Faşizmin tanımlayıcı niteliklerinden birisi: Parlamenter demokrasi karşıtlığıdır. Alelade bir seçmenin ülkeyi kimin yöneteceğine karar verebilecek yetilere sahip olmadığını iddia eder.

Tüm dünyada sağ siyaset tehlikeli oldukça tehlikeli bir eğilim içinde, onun karşısında ilerici halk kesimlerinin ve ilerici sivil toplum ve siyasi kurumların güçlü bir şekilde demokratik ilkeleri savunması gerekiyor.

***

SOLCU LİDERLERE DARBE TEZGAHI

Güney Amerika'da esen sol rüzgar kıta genelindeki sağ ve oligarşik güçleri rahatsız ediyor. 2009'lardan bu yana solcu liderlere karşı benzer müdahale ve darbeler gerçekleştiriliyor. 2009'da Honduras'ta Maanuel Zelaya'ya karşı gerçekleştirilen darbenin ardından 2011'de Paraguay'da, 2016'da yine Brezilya'da, 2019'da Bolivya'da ve son olarak da 7 Aralık 2022'de Peru'da solcu lider Petro Castillo'ya karşı benzer darbe süreçleri gerçekleştirildi.

***

HEZİMETİ SİNDİREMEDİLER

Güney Amerika'nın en büyük ülkesi 212 milyonluk Brezilya'da 30 Ekim 2022'de düzenlenen ikinci tur devlet başkanlığı seçiminde ülkeyi iki dönem yöneten eski Devlet Başkanı Lula yüzde 50,9, aşırı sağcı Bolsonaro ise yüzde 49,1 oy aldı. Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Bolsonaro destekçileri önce ülkede günlerce süren otoyol kapatma eylemleri yaptı, ardından da ordu karargâhları önünde düzenledikleri gösterilerde silahlı kuvvetleri Lula'nın başkanlığı görevini devralmasına karşı müdahaleye çağırdı. Ülkede Cumhuriyetin ilanının 123’üncü yıl dönümü olan 15 Kasım'da Bolsonaro yanlıları, başkent Brasillia, Sao Paulo, Rio de Janeiro, Recife ve Belen şehirlerinde orduyu Lula'ya karşı müdahaleye çağırıp askeri karargâhların yakınında gösteriler düzenledi. Lula, 1 Ocak'ta parlamentoda yemin ederek görevi resmen devralmıştı. Trump benzerliği nedeniyle "Tropik Trump" olarak adlandırılan aşırı sağcı lider Jair Bolsonaro, Lula'ya görevi devretmeden ABD'ye kaçmıştı.