DTP 2. Büyük Olağan Kongresi yapıldı. Mardin Milletvekili Ahmet Türk genel başkanlığa seçildi. Kongreden Kürt sorununun demokratik çözümü ve birlik mesajları çıktı. Ergenekon örgütünün Kürtlere yönelik faaliyetlerinin de sorgulanması istendi…

Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) 2. Olağan Kongresi dün Atatürk Spor Salonu’nda yapıldı. Ahmet Türk ve Mahmut Alınak’ın genel başkanlık için yarıştığı kongrede Alınak, Ahmet Türk lehine adaylıktan çekildi. Saat 10.00’da başlayan kongreye 916 delege katıldı. Kongre öncesi 12-13 Temmuz tarihlerinde Diyarbakır’da, Kongreye Hazırlık Konferansı düzenlenmiş ve konferansta Genel Başkanlık için Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ün ismi belirlenmişti. Kongrede Ahmet Türk partinin yeni genel başkanı, Emine Ayna da eşbaşkan seçildi. Kongeden önce DTP’de sertlik yanlıları ile liberallerin çatıştığı tartışması da şimdilik Ahmet Türk’ün genel Başkanlığı seçilmesiyle son bulmuş oldu.
Sabahın erken saatlerinde Türkiye’nin dört bir yanından gelen on binlerce partili kongre salonuna geldi. DTP’li milletvekilleri ve belediye başkanları salona ‘Bijî Serok Apo’ ve ‘Sayın Öcalan’ sloganları ve alkışlar arasında girdi. Kongreye, Türkiye Yeşiller Partisi’nden Bilge Contepe, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşleri Fatma ve Mehmet Öcalan, SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, 78’liler Derneği Sözcüsü Celaletin Can, KESK Genel Başkanı Sami Evren, Türkiye Barış Meclisi temsilcileri, KESK ve KESK’e bağlı sendikaların eski ve yeni yöneticileri, SİNE-SEN Başkanı Yusuf Çetin, DEHAP eski Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, AB Parlamentosu Üyesi Feleknas Uca, Danimarka Sosyalist Halk Partisi Üyesi Serdal Belli, İngiliz İşçi Partisi ve Avrupa Parlamentosu Üyesi Richard Howitt, Alman Federal Parlamento Üyesi Ulla Yelpke, Alman Sosyalist Partisi MYK Üyesi Jurgen Klute, PASOK Dışişleri Sorumlusu Konstantinos Foutzopolous, İngitere Büyükelçisi Siyasi Müsteşarı Philippa Sounders, Danimarka ve AB parlamentoları Üyesi Soren Sondergaard ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Türk Bayrağı ve DTP amblemi de salonda yer aldı.

‘TÜRK GLADİOSU TASFİYE EDİLMEDİ’
Demokrasi mücadelesinde hayatını kaybedenlerin anısına bir dakikalar saygı duruşu ile başlayan kongrede divan başkanlığına DTP Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş seçildi. Kongrede konuşan DTP Eşbaşkanı Emine Ayna Türkiye’nin, tarihinde ilk kez doğru argümanlarla, ancak yanlış zeminde yeniden yapılanmayı tartıştığını ifade eden Ayna, “Türkiye, Cumhuriyeti’nin demokratikleşmesi adına yeniden yapılanmayı hedefleyecekse, elbette buna başlayacağı nokta silahlı kuvvetler yani bilinen adıyla Genelkurmay ve onun darbeci geleneği olmalıdır. AKP’nin bugün bu davaya yaklaşım tarzı siyasi anlamda biçtiği tek misyon, planlanan darbenin kendisine karşı yapılmak üzere planlandığı üzerinedir. Ergenekon nedir? Türkiye’de de bu tarz örgütlenmeler İttihatçılar eliyle gerçekleştirildi. 1990’lardan sonra İtalya’dan başlayarak tüm NATO ülkelerinde yargılamalar başladı ve bu tip örgütlenmeler ortadan kaldırıldı. Türkiye hariç” diye konuştu.
AKP Hükümeti’nin Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözme iradesinin olmadığına dikkat çeken Ayna, “Ergenekon Kürt sorununun çözümsüzlüğünden besleniyor. AKP, Ergenekon çetesinin Kürtlere karşı yaptığı hukuksuz uygulamalardan rahatsız değildir. Onun bütün rahatsızlığı partisi hakkındaki kapatma davasından ve tek başına, devleti oluşturan tüm mekanizmalarda iktidarı ele geçirmesi önünde engel olmaktan Ergenekon’u sorumlu görmesidir” dedi.

‘GERİLLANIN DÖNÜŞÜ SAĞLANMALI’
Kürt sorununun çözümü konusunda Anayasal değişiklik yapılarak demokratik özerkliği öneren Ayna, bunun yapılması halinde Kürtlerin farklı arayışlar içerisine girme gerekçelerinin ortadan kalkacağını söyledi. “Kürt sorununu tartışırken PKK yokmuş gibi, gerilla yokmuş gibi yaklaşmak gerçekçi olmayacaktır” diyen Ayna, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hele hele onlara ya teslim olun ya da ölün demek; silahlar susmasın demekle aynı anlamdadır. Korkaklar çözemezler. Bu nedenle de toplumsal bir af projesi geliştirerek gerillaların sosyal ve siyasal yaşama dahil edilmelerinin psikolojik ortamını yaratmalıyız. Demokratik özerlik projesi hayata geçirilmelidir. Kürtler tek hücreli bir canlı organizma değildir. Böyle ele alarak Kürtlerin projesi değil bu Kürtlerin hepsi aynı şeyi istemiyor demek en temel faşizan yaklaşımdır. Kürtlerin içinde bağımsızlık diyen de olacaktır, federasyon diyen de, benim kimlik sorunum yok ben halimden memnunum diyen de. Bu proje; DTP’nin Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürtlerin hak ve özgürlük taleplerinin karşılanması için mevcut koşullarda en uygun ve demokratik gördüğü projesidir.”