Datça Demokrasi Platformu, yoksulluk, hayat pahalılığı, ekoloji mücadelesi ve savaş politikalarına karşı ‘Hadi Gari’ sloganıyla miting düzenledi. Yapılan açıklamada, “İnsanca yaşayabilmek için mücadele etmekten başka bir şansımız bulunmamaktadır. Bu yüzden istemek yetmez bu talepler için mücadele etmemiz gerekir” denildi.

Datça'da miting: Mücadele etmekten başka bir şansımız yok

Mehmet ERDAL

Datça Demokrasi Platformu, yoksulluğa, barınama krizine, ekoloji mücadelesi ve savaş politikalarına karşı  ‘Hadi Gari’ sloganıyla miting düzenledi. Mitinge; siyasi partiler, yaşam savunucuları ve çok sayıda yurttaş katıldı.

İlk olarak Demokrasi Evi önünde toplanan grup Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş düzenlendi. Yürüyüş sonrası Cumhuriyet Meydanı’nda ortak basın açıklaması okundu. Açıklaması sonrası şiir ve müzik dinletisi  gerçekleşti.

Datça Demokrasi Platformu adına konuşma yapan Caner Koç, “Beklenen seçimlerden umut edilen iktidar değişikliği çıkmadı. Eşitsiz şartlarda girilen seçimlerde iktidar devletin tüm olanaklarını kullanarak yerini muhafaza etti. Kullanılan bu olanaklar pek çok sandıkta meşru olmayan sonuçlara imza attı. Baskı ve adaletsizlik hukuksuzluk ile birleşince iktidarın bekası da sağlanmış oldu. Biz bu durumu kabul etmiyoruz. O yüzden bugün burada ‘Hadi Gari’ diyerek toplandık. Hadi Gari, meşru olmayan seçim sonuçlarını kabul etmeyenlere bir çağrıdır. Hadi Gari, bu düzeni değiştirmek için oy vermekten başka şeyler de yapılabileceğine olan inançtır. Hadi Gari, kırılan umutların tekrardan ayağa kaldırılmasıdır. Hadi Gari, yalnız olmadığımızı görmektir. Hadi Gari, geleceği kazanmaktır” diye konuştu. 

İSTEMEK YETMEZ, BU TALEPLER İÇİN MÜCADELE ETMEMİZ GEREKİR

Koç, şunları dile getirdi:

“Yaşanan ekonomik krizlerin çözümü olarak dünya halklarının önüne bu pazar savaşlarından başka bir çözüm sunulmuyor. Bu çözüm bizlerin çözümü değildir. Bizlere dayatılan bu askeri çözüm her birimiz için daha fazla kan ve yoksulluktan başka bir anlam taşımamaktadır. Krizleri yaratan halklar değil ama sonucunu nedense hep halklar çekiyor. Her bir savaş dökülen kan dışında beraberinde yeni bir kriz ile geliyor. Gıda fiyatları yükseliyor, doğalgaz ve petrol daha kıymetleniyor, kitlesel göçler artıyor. Savaşın yol açtığı tüm krizleri Datça'da da sonuna kadar yaşıyoruz.  Akbelen'de yaşanan orman talanı ile kıyılarımızda adım atacak yer bırakmayan azgın şezlong rantı ya da Datça halkında huzur bırakmayan gürültü terörü birbirinden bağımsız değildir. Şirketlere ve sermayeye dayalı düzen kamu çıkarını hiçe saymaktadır.

Ekolojik kriz tarımdan yaşama her alanı vururken etkiyi arttıran kâr düzenidir. İnsanca yaşayabilmek için mücadele etmekten başka bir şansımız bulunmamaktadır. Bu yüzden istemek yetmez bu talepler için mücadele etmemiz gerekir. İktidar bugün mücadele ederek kazanılmayacağının inancını yaymaya çalışıyor. Hile, hurda ile kazanılan seçimleri bunun için örnek olarak gösteriyorlar. Ama biz biliyoruz ki ne bu iktidar ne de seçimler meşrudur. Ve de biliyoruz ki direnenler kazanıyor.”