Türkiyeli sosyal bilimcilerin ve okurların yıllardır kitaplarıyla ve 2008 krizinin yıkıcı etkilerine karşı eylemlerde sosyal muhalefete verdiği destek ile yakından tanıdığı İngiliz coğrafyacı, siyasal iktisatçı, sosyal kuramcı ve aktivist David Harvey, 9-15 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da iki, Ankara’da bir konferans vermek üzere Türkiye’de olacak. Konferansların konusunu, 2008 kriziyle başlıyan dönemin özellikleri, kentsel dönüşüm ve buna karşı mücadeleler ile David Harvey’in antikapitalist grev ve eylemlere dair ilk elden deneyimleri ve tanıklıkları oluşturuyor. Türkiyeli okurlar için Harvey'in ilk kitabı Sungur Savran'ın güzel çevirisiyle yayınlanan Postmodernliğin Durumu (Metis Yayınları, 1997) oluyor. Bu yıl gerçekten önemli, çünkü Marksizmi bir “toplum mühemdisliği” ya da “modernist büyük anlatı” kolaycılığıyla reddeden argümanların dergilerde uçuştuğu döneme denk gelmişti. Özellikle sağ-muhafazakar entelejensiya, Tezkire, Doğu-Batı gibi dergiler postmodern durum üzerinden sosyalizmin başarısızlığı, modernizmin krizi ya da tarihin sonu üzerinden “biz haklıyız” toksinleri salgılıyordu bol miktarda. Örneğin bugün AKP'nin düşünür kadrosundan Yasin Aktay parlak makalelere imza atıyordu arka arkaya. Sadece onlar mı, bugün sol-liberal oluşumun nüveleri de kuramsal düzlemde Birikim, Toplum ve Bilim, Toplum Bilim (Bağlam Yayınları) gibi sol tandanslı akademik dergilerde pişiyordu postmarksizm üzerinden. Kuzey Amerika üzerinden üzerimize çullanan modernlik eleştirisi kitaplar içinde, ötekilil, yapı-bozum, melezlik, indirgenemezlik, belirsizlik, görelilik ve kültürün geri dönüşü gibi kavramlar ortalıkta uçuşur ve sonunda fatura hep Marksizme kesilirken, bu dalgaya karşı elimizde Türkçe'de çok kaynak da yoktu. İşte Harvey, zengin bir coğrafya, kent ve arşiv bilgisi, her şeyden önemlisi de Marksizmin savunusuyla ilaç gibi yetişmiş oldu. Harvey söylem ve kavram denizinde boğulmadan örnekler ve dönemler üzerinden, her şeyden önce de sadece modernlik gibi geniş kavramlar değil, neo-liberalizm gibi çok somut bir eğilim üzerinden içine alınmaya çalıştığımız makası anlatıyordu. Arkasından neoliberalizm ve mekan üzerine çok önemli çalışması olan Sosyal Adalet ve Şehir (2003, Metis) kitabı geldi. Günümüzün ana konusu olan kentleşme-sermaye ve soylulaşma süreçleri konusunda hala temel bir referans olmayı sürdürüyor. 1997 yılından günümüze sosyal bilimler ya da mimarlık olsun her alanda geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan Harvey'in sadece bu yıl içinde iki kitabı daha yayınlandı:

Marx'ın Kapital 'i İçin Kılavuz

(Metis) ve Düşünsel dizisiyle sıkı kitaplar yayınlayan Sel Yayıncılıktan çıkan

Paris, Modernitenin Başkenti

HARVEY VE HAYALETLER
Harvey'in Türkiye'ye gelecek olması birçok okurunu heyecanlandırsa da, o daha gelmeden tartışmalar da başlamış oldu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Metis ve Sel Yayınları işbirliğiyle davet edilen Harvey'e özellikle son günlerde uygulamalarıyla tepki çeken Bilgi Üniversitesi dolayısıyla gelme ve protesto çağrısı yapıldı. İnternet üzerinden İmece Şehircilik Hareketi imzasıyla yayınlanan ve Açık Mektup adını taşıyan metinde Harvey'e hitaben “Gerek kentsel rant, gerekse sınıf mücadelesi üzerine olan titiz araştırmalarınızı bildiğimizden, sizi Bilgi Üniversitesi’nin sadece üç kampüsü ile çevresindeki alanın soylulaştırılmasındaki başlıca faillerden biri değil, aynı zamanda çalışanlarının ifade özgürlüğünü ve sendikalaşma / örgütlenme hakkını ihlal eden bir kurum olduğu konusunda haberdar etmeye mecbur hissediyoruz.” denilerek yazar bir nevi uyarılmış ve bilgilendirilmiş oldu. Mektubun son paragrafı ise etkileyiciydi açıkçası: “Kısacası Sayın Harvey, bizler Bilgi Üniversitesi’nin sadece soylulaştırmanın neoliberal bir aracı ve “verimlilik-arayışı” yönetim stratejisinin gereği olarak sistematik hak ihlallerine neden olduğuna, akademisyenleri ve diğer emekçileri güvencesizleştirdiğine, kampüslerindeki mekânı sıkıştırdığına ve Türkiye üniversite sisteminin kâr amaçlı üniversite şirketlerine açmak için lobi yaptığına değil, aynı zamanda da önemli Marksist düşünürleri konuşma yapmak ve “tamamen entelektüel” üretim sürecine katılmak için davet ederek “kentsel göz boyama” icra ettiğine inanıyoruz. Biliyoruz ki, siz de bizim gibi “praksis”i savunuyor ve uyguluyorsunuz. Biz sizin sınıf-tabanlı kentsel mücadele çağrınızdan esinleniyoruz. Ve bilgimizi tüm yoldaşlarımızla paylaşmaya kendimizi zorunlu hissediyoruz. “ Yayınlanan mektup çok kısa sürede sosyal medyada yaygınlaşırken Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi dekanı Prof. Dr. İhsan Bilgin'den yanıt mektubu gelmekte gecikmedi. Bilgin, Harvey'e yönelik gelme çağrısına üzüldüğünü belirterek, Bilgi Mimarlık'ta ne kadar Marksizme yakın bir eğitim verdiklerinden dem vurup, koridorlarda Marx'ın Hayaletleri'nin bile eksik olmadığını vurguluyordu bir bakıma. Dekan için Bilgi'yi satınalan Amerikalı şirket Lauerate, “bankaya para yatırmaktan, TV seyretmekten ya da seçimlerde oy vermekten, hamburger yemekten öte birşey değil bizim açımızdan.”

Şimdi Harvey'i okurları merakla bekliyor nasıl tepki verecek diye. Ama biz yine de Harvey'in hem İstanbul ham de Ankara programını size hatırlatalım ve ona şimdiden Hoş geldin yoldaş diyelim.

DAVİD HARVEY KONFERANSLARI
KAPİTALİZMİN KRİZİ VE KENTSEL MÜCADELE

İstanbul:
9 Haziran 2012, Cumartesi, Saat: 15:00, Bilgi Üniversitesi, Santral Kampüsü, Salon E3-101

Ankara:
13 Haziran 2012, Çarşamba, Saat: 17:00, ODTÜ Kültür Kongre Merkezi- A Salonu