Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake'nin CHP lideri ve cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’na yönelik ziyaretini "Haddini bileceksin. Büyükelçi olarak görevini bileceksin” sözleriyle eleştiren AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt verdi. Erdoğan’ın böyle bir ifade kullanmasının 20 yılda hiçbir şey öğrenmediğini gösterdiğini kaydeden Davutoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin de “Türkiye'deki seçim yüzde 60 yüzde 40 gibi biter” değerlendirmesinde bulundu.

Davutuğlu seçimler için oran verdi, Erdoğan'ı 'Jeff Flake' ifadeleri üzerinden eleştirdi

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret eden ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake'ye yönelik sözlerine tepki gösterdi.

"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın böyle bir ifade kullanması 20 yılda hiçbir şey öğrenmediğini gösteriyor. Her seçimi böyle manipüle edeceğini düşünmek Sayın Erdoğan'ın 20 yılda bırakın ilerlemeyi geriye doğru gittiğini ve yanındakilerin de görevini yapmadığını gösterir" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, Erdoğan'ın Malezya Başbakanı'nı arayıp "Davutoğlu'nu ziyaret etmeyeceksin" dediğini söyledi. Davutoğlu, "Bu Erdoğan'ın tekelci zihniyetinin meselesi" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, KARAR TV'de Elif Çakır ve Taha Akyol'un konuğu oldu. "Gündem Özel'' programında konuşan Davutoğlu, pek çok başlıkta gündemi değerlendirdi.

"SEÇİMLER YÜZDE 60-YÜZDE 40 GİBİ BİTER"

14 Mayıs seçimleri hakkında konuşan Davutoğlu, "Bizim tarafta bir hata olmazsa, bir söylem hatası olmazsa, kendi içimizde bir hata olmazsa birbirimizin işini kolaylaştırırsak, muhafazakarı soğutan bir söylem olmazsa veya Kürt seçmeni tedirgin eden bir şey olmazsa Türkiye'deki seçim yüzde 60 yüzde 40 gibi biter." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun iktidar çevrelerince hedef gösterilen 'seccade' fotoğrafına ilişkin de konuşan Davutoğlu, "Türkiye'de Sayın Kılıçdaroğlu'nun o seccadeye ayakkabısıyla bilinçli bir şekilde bastığına inanacak aklı başında bir tek kişi bulamazsınız. Kılıçdaroğlu'nun niyeti o seccadeye basarak seccadeye hakaret etmek mi? Hadi Kılıçdaroğlu'nun dine saygısına inanmadınız da aklını da mı kaybetti? Türkiye'de bir siyasetçi seçim öncesinde böyle bir şey yapar mı?" ifadelerini kullandı.

MHP lideri Devlet Bahçeli'y yönelik eleştirilerde bulunan Davutoğlu, "MHP gönüllüleri 3 hilali görmedikleri bir seçim pusulasından rahatsız olurlar. Sayın Bahçeli'nin kısa dönemli bir siyasi menfaat için unutmayacağı şey yok" dedi.

Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın böyle bir ifade kullanması 20 yılda hiçbir şey öğrenmediğini gösteriyor. Çünkü büyükelçilerin en asli görevi demokratik ülkelerde siyasetin nabzını tutmak ve merkezlerine rapor etmektir. Mesela Sayın Merkel işbaşına gelmeden önce biz Sayın Erdoğan'la birlikte Sayın Merkel muhalefet lideriyken Berlin'de görüştük yanında da başdanışmanı vardı. Kimse de "Almanya'da niye görüştünüz? Sizin muhatabınız budur" demedi. Böyle bir eleştiri en temel diplomasi ilkelerine aykırıdır. Buradan bir anti Amerikancılık çıkarmaya kalkmak da komedi. Her seçimi böyle manipüle edeceğini düşünmek Sayın Erdoğan'ın 20 yılda bırakın ilerlemeyi geriye doğru gittiğini ve yanındakilerin de görevini yapmadığını gösterir.

"ERDOĞAN, MALEZYA BAŞBAKANI'NA 'DAVUTOĞLU İLE GÖRÜŞMEYECEKSİN' DEDİ"

Benim için acı ama Sayın Erdoğan'ın zihniyetini gösteren bir şey anlatacağım. Malezya Başbakanı Enver İbrahim benim 30 yıllık dostumdur. Sayın Erdoğan'la tanıştıran da aracılık eden de benim. Aile hukukumuz var. Fakat seçimi kazandıktan sonra İstanbul'a bir tedavi dolayısıyla gelmişti. Beni ziyaret etmek istediğinde Sayın Erdoğan kendisine mesaj gönderip "Davutoğlu'nu ziyaret etmeyeceksin" demişti. Ben bunun üzerine ona sitem ettim. Kendisi geldi özür diledi. Bu Erdoğan'ın tekelci zihniyetinin meselesi.

"HEYETİ CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI İÇİN SEÇTİK"

Kılıçdaroğlu Türkiye'nin toplumsal bir uzlaşıya ihtiyacı vardı ve 6 lider Kılıçdaroğlu'nun adaylığında mutabık kaldık. Biz 1 sene içerisinde o masada oturanlar birbirimizi tanıdık. Biz önce ilkeleri konuştuk isimleri değil. Ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığını bir şans olarak görüyorum. Biz 1 kişiyi cumhurbaşkanı seçmedik. Önce ilkeleri tespit ettik, bir heyeti cumhurbaşkanlığı makamı için seçtik. Biz yanındayız. Yanındayız derken 2 türlü yanındayız. Birincisi destek olarak yanındayız. İkincisi de diğer kitleler CHP'li bir cumhurbaşkanı var diye tedirgin oluyorsa onlara da diyoruz 'Biz buradayız'. Bu heyet yönetecek burayı. Türkiye'de yüzde 50 +1'i ancak beraber yöneteceğiz diye ne kadar çok taraftar toplarsanız kazanabilirsiniz. Başta İYİ Parti olmak üzere diğer partilerin tabanlarının da biz bu ülke yönetiminde varız diyebilmesi için o yapı gerekir. Son dönemde Sayın Akşener'le ilgili çok spekülasyon yapıldı. Sayın Akşener de bu işin mimarıdır . Bugün AK Parti tek başına toplumsal barışı sağlayamıyor. Çünkü masanın ayaklarından biri eksik. O ayağı Erdoğan sürekli örseliyor.

"İTTİFAKTAKİ BAZI PARTİLERİN KENDİ LOGOSUYLA GİRME İSTEĞİ VAR"

Mart ayında da söylemiştim. Önemli olan 6 partinin Meclis'te çoğunluğu almasıdır. Gelecek Partisi olarak hiçbir ön yargımız yok her formüle açığız. Yeter ki biz 360'ı geçip anayasa için önümüzü açalım ya da 300'ü geçip ülkeyi rahat yönetelim. Bizim çok sağlam bir teşkilatımız, bu çınar yaprağına sadık bir topluluğuz. Ben görmek istemez miyim çınar yaprağını seçim pusulamızda? İsterim ama bir de siyasi realite var. Bu seçim bir partinin iktidar mücadelesi seçimi değil, bu seçim bir sistem değişikliğinin referandumu gibi. Gönül isterdi ki tek liste olsun. Bazı illerde CHP listesi, bazı illerde İYİ Parti listesi... Bizler de onun içinde yer alarak toplam oyumuzu maksimize edebilirdik. Önümüzde 3-4 gün var. Her partinin kendi içinde yaşadığı zorluklar oldu. Daha önce verilmiş taahhütler var biz kendi logomuzla gireceğiz diye. Her parti 45 ilde ayrı gireceğim diye düşündüğünde liste sayısı üçe, dörde kadar genişliyor. Bu sadece DEVA'yla ilgili bir durum değil. İYİ Parti'de mecliste grubu olan büyük bir parti olduğu için onlar da tek başına girme arzusu içinde olabilirler. Sayın Karamollaoğlu seçim ittifakıyla ilgili bir teşebbüs içine girdi. Ben çok açık söyledim siz 2 parti anlaşın. Biz her zaman bu tür iş birliğine hazırız. Her partinin zorlukları var kimseyi eleştirmek kastıyla söylemiyorum. İyi niyetle ümit ederim 9 Nisan'a kadar bir mesafe alınır. 4 gün içinde mecliste elde edeceğimiz çoğunluk, cumhurbaşkanı ve yardımcılarını rahat ettirecek, göstereceğimiz bir zaaf ise Cumhur İttifakı'na tekrar dirilme şansı verecektir. Fedakarlık yapalım ve olması gereken sayıya ulaşalım. Benim arkadaşlarıma çağrım budur. Altılı masa olarak çok ciddi engelleri aştık. Onun için Erdoğan bugün huzursuz. Onun için dini kullanmaya kalkıyor. Onun için her yolu, her yöntemi deneyecek. Mecliste güçlü bir Millet İttifakı çoğunluğu bir büyük değişimin olmazsa olmaz şartıdır.

Belli partiler veya liderler belli dönemlerde yükselirler sonra düşerler. Yerleşik bir siyasi geleneğe oturmayan partiler ya da liderler, tabandan destek almayanların böyle bir yapısı olur. Bir dönem popüler olurlar. Seçime giren seçmen sadece kimi istediğiyle ilgili karar vermeyecek daha çok kimi istemediğiyle ilgili karar verecek. Bugünkü ucube sistemin devamını istemeyen birisi Millet İttifakı'na oy verecekken gidip de Muharrem İnce'ye oy vermez. Seçmenin son andaki kararı kimi istemediğine göre şekillenecek.

"HATA YAPMAZSAK SEÇİM 60’A 40 BİTER"

Bizim tarafta bir hata olmazsa, bir söylem hatası olmazsa, kendi içimizde bir hata olmazsa birbirimizin işini kolaylaştırırsak, muhafazakarı soğutan bir söylem olmazsa veya Kürt seçmeni tedirgin eden bir şey olmazsa Türkiye'deki seçim yüzde 60 yüzde 40 gibi biter. Ben seccadeyi bir hata olarak görmüyorum orada bir irade yok."