İktidarın karalama kampanyalarına rağmen seçimi kıl payı kazanmasının ardından Meclis muhalefetinin toplumu birleştirebilecek söylemler üretememesi bir yenilgi havası yarattı. Yaratılan bu havanın ancak örgütlü hareketle dağılabileceğini söyleyen siyaset bilimciler, yeni politikaların oluşturulmasının ve tabandan gelen değişim talebinin önemini vurguladı.

Değişim politikadan başlamalı
Muhalefet halkın seçim dönemindeki değişim taleplerini dile getirmek yerine son dönemde iç tartışmalara boğuldu. (Foto: Twitter/@CHPfotograf)

Öncü DURMUŞ

Seçimlerin ardından yeni döneme ilişkin tartışmalar devam ederken muhalefette ise ‘değişim’ sadece kişiler üzerinden konuşuluyor. Özellikle CHP’de kurultay sürecinin başlaması ile değişim sinyalleri verilse de sadece MYK ve PM’de yapılan değişikliklerle süreç yürütülüyor.

HDP ise Parti Meclis toplantısının ardından özeleştiri sürecinin başladığını ve ittifakların genişletilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak muhalefetin seçimdeki başarısız tabloyu kendi içlerine dönük değerlendirmesi, değişimin ise isimler üzerinden tartışılması toplumda bir geri çekilme dönemi yaratmaya başladı.

Halkın değişim iradesinin ortaya çıktığı, neredeyse yarısının iktidarı istemediği koşullarda muhalefetin attığı adımlar tartışılıyor. Seçim sonuçlarından sonra toplumu birleştirebilecek söylemden uzak kalan muhalefet, değişim söylemini isimler üzerinden var etmesi ile oluşan yenilgi havasını engelleyemedi. İktidarın seçim süreci boyunca devletin bütün olanaklarını kullanmasına, yalanlar, iftiralar, montaj videolar üzerinden kampanyalarını sergilemesine ve bütün bunlara karşın seçimi kıl payı kazanabilmesine rağmen topluma büyük bir hayal kırıklığı pompalandı. Tüm bunların yanında yoksullukla boğuşan halkın taleplerine ise kulaklar tıkalı. Değişimin politikalara nasıl yansıyacağına dair herhangi bir tartışma yürütülmüyor. Halkçı politikalar, emekçilerin örgütlenmesi gibi konulara dair herhangi bir şey konuşulmuyor. CHP’de tartışma tamamen İmamoğlu-Kılıçdaroğlu tartışmasına kilitlenmiş durumda.

Siyaset bilimciler yaratılan bu havanın ancak örgütlü bir mücadele ile dağılabileceğini, değişimin toplumun bütün kesimlerini kapsamasının elzem olduğunu, ülkenin bu koşulları altında halktan yana politikaların var edilmesi gerektiğini söyledi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ve Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Somer muhalefetin neler yapması gerektiğini değerlendirdi.

SANDIKTAN SANDIĞA SİYASET OLMAZ

Boyunsuz toptan değişimin demokratik yollarla ve halkın katılımı ile karşılık bulacağını belirtti. Boyunsuz şunları söyledi: “Seçim sonuçlar itibarıyla seçmende var olan hayal kırıklığı, Anadolu’da örgütlülüğün olmaması, 35-40 milletvekili alan partilerin aslında hiçbir karşılığı olmaması, meclisteki konumun detaylı düşünülmemesi hesapların yanlışlığını ortaya koyuyor. Ciddi bir devlet gücü ile mücadele edildi ve seçim kaybedildi. Bu sonuç rejimin tavrını, karakterini, tam olarak anlaşılamamış olduğunu da ortaya çıkarıyor. Bugünden bakınca ise daha içe dönük ve sadece değişimlerin konuşulduğu bir tablo var. Aslında çok dikkat edilmesi gereken bir yer burası, çünkü zaten hayal kırıklığına uğratılan ve vazgeçme haline bürünmüş seçmeni bir şekilde ayağa kaldıramazsanız karşınızdaki otoriter rejim sabitlenir ve Erdoğan gider başkası aynı düzende geri gelir. Yüzde 48’in oyunu aldığınız bir toplumda hatalarından ders çıkaracak ve seçmen kitlenizi tekrar birleştirecek bir yolu yaratmak ve gerçekten daha güçlü şekilde o iktidara muhalefet etmek zorundasınız. Bu sebeple ben hala ittifak durumunu doğru buluyorum ancak herkes üzerine düşeni de yapmaya mecbur. Değişimin kendisi ise demokratik yollarla olmalı ve uygun çözümlerle sağlanmalı”

Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz

CHP’de ki değişim tartışmaları için tabana yayılan ve bütün parti üyelerinin de karar mekanizmasına dâhil olması gerektiğini belirten Boyunsuz şu ifadeleri kullandı: “Yönetimin elitlerin elinden çıkması, tüzüğün yeniden yazılması, delege sistemin kaldırılması, teşkilatların ön seçimle belirlenmesi bunların hepsi değişimdir. Ama buradaki en önemli şey tabandaki dinamizmi egale etmeden aşağıdan yukarıya bunun iletilmesi ve seçmenin de bunu görebilmesi gerekli. Değişimi tabanın belirlemesine müsaade etmek gerekiyor. Değişimin kendisi böyle başlar ve isim tartışmalarından ancak böyle çıkar diye düşünüyorum.  Sandıktan sandığa siyasetin bırakılması, hala seçim varmış gibi kuvvetli bir hareket yaratılması ve örgütlenmek gerekiyor. Geçirilen süreçte ki doğru şeyleri devam ettirip, eksiklerin tamamlanması gerekiyor. Toplumsal muhalefetin tamamına bu dayanışma duygusunu yayarak haksızlığa, hukuksuzluklara karşı mücadeleye devam etmeliyiz.”

YENİ POLİTİKALAR VAR EDİLMELİ

Somer ise muhalefetin toptan bir değişim ihtiyacı olduğunu vurgularken, örgütlü olmanın önemini belirtti. Somer, “Seçim sonuçları gösterdi ki kaçınılmaz bir dönüşüm ve değişimden geçilmesi, değişimin aktörlerinin de yeni vizyon ile ortaya çıkması lazım. Örgütlenme konusunda çok büyük bir zaaf olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla muhalefetin siyasal örgütlenme biçimi, mevcut değişim arzusunu ve siyasal örgütlenmeyi hangi reformlarla, politikalarla gerçekleştireceğini ortaya koyması gerekiyor” dedi.

Daha önceki seçimlerde ki yenilgilerin de analiz edilmesi gerektiğini söyleyen Somer, şunları aktardı: “Geçtiğimiz cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de muhalefetin farklı stratejiler uygulamasına rağmen benzer yenilgilere uğradığını görüyoruz. Geçen cumhurbaşkanlığı seçimleri mesela çoklu aday vardı, kutuplaşmaya açık söylemler vardı, ekonomik durum farklıydı, deprem felaketi yaşanmamıştı. Demek ki muhalefetin düzeltemediği bir şeyler var. Burada da zaten muhalefetin büyük kentlerde başarısız olması kırsalda kaybetmesi örnek olarak gösterilebilir. İşte tam olarak buralarda yeni politikaların uygulanması ve örgütlerin oraya ulaşması lazım. Sadece anlatan değil dinleyen örgüt yapısı lazım. İktidar karşı elit ideolojisi olarak ortaya çıktı ve muhalefeti itibarsızlaştırma siyaseti izledi. Doğal olarak bu da bir baraj yaratmaya başladı. Mesele isim değil ancak yeni yüzler, kadrolar bir an önce oluşturulmalı ve yeni politikalar, söylemler geliştirilmeli. Örgüt kendi programını, politikasını var etmeli.”

Prof. Dr. Murat Somer

Muhalefetin yaptığı hataları 4 madde ile açıklayan Somer, muhalefetin hatalarından bir an önce ders çıkarması gerektiğini söyledi.

Somer’e göre muhalefetin hataları şöyle:

•KUTUPLAŞTIRICI SİYASET: Maddi ve kimliksel kutuplaşma ve bununla ilintili dezenformasyona karşı etkili siyaset oluşturamamak.

•SİYASAL ÖRGÜTLENME: Başta CHP olmak üzere parti örgütlerinin aşılamayan yapısal zaafları.

•FİKRİYAT ZAYIFLIĞI: Siyasal muhalefetin, başta Kürt meselesi ve AKP döneminde Türkiye’nin ve dünyanın nasıl bir değişim geçirdiği olmak üzere, geçmiş ve gelecek Türkiye vizyonuyla ilgili temel ikilemlere çözüm sunan yeni bir fikriyat yaratamamış olması.

•KARŞI-ELİT İDEOLOJİSİ: Daha ilk yıllarından beri kendisini başarılı bir şekilde Türkiye’nin “eski” elitlerine alternatif, değişimin öncüsü yeni bir yönetici sınıfı olarak sunan iktidarın bu silahına yönelik etkili bir silah geliştirememesi. Değişimi temsil edecek “yeni” bir imaj oluşturamaması.