Google Play Store
App Store

DEM Parti İBB Eş Başkan Adayları Meral Danış Beştaş ile Murat Çepni, yaptıkları açıklamalarda bu seçimlerde ‘ne kilit ne de anahtar parti’ rolünde olmayacaklarını söyledi.

Kaynak: Haber Merkezi
DEM Parti İBB eş başkan adaylarından ‘kilit parti’ açıklaması
Fotoğraf: DepoPhotos

DEM Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Eş Başkan adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni seçim çalışmalarını sürdürüyor.

Eş başkan adayları Yeni Yaşam Gazetesi’nden Heval Elçi ve Meltem İnci’ye verdikleri röportajda ‘DEM Parti’nin Cumhur İttifakı ile anamuhalefet partisi CHP arasında kilit parti olduğu ve bu durumu itibariyle batıdaki kilit kentlerde etkili olduğu’ yönündeki tartışmalara değindi.

‘BU SEÇİMDE NE KİLİT NE ANAHTARIZ’

Bu yöndeki soruya yanıt veren Beştaş, bu seçimlerde ‘ne kilit ne de anahtar’ olacaklarını belirterek şunları kaydetti:

“Bu seçimde biz ne kilidiz ne de anahtar; biz kendimiziz diyebilirim. 2019’da kalan bir algı var. Biz, ‘Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü açacağız, anahtar rolünü yerine getireceğiz ve iktidarın tekçi, zulmeden, baskıcı politikasına bir dur diyeceğiz’ demiştik. Deyim yerindeyse sarı kart göstereceğiz dedik ve bunu da başardık. Ama bu seçim için böyle bir şey söz konusu değil. Bu tartışmalar aslında DEM Parti’nin etki gücünün ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Bizim İstanbul’daki adaylığımız üzerinden kıyamet kadar yorum yapılıyor. Yapılmasının bizim açımızdan bir sıkıntısı yok ancak bize dair başkalarının arka bahçesi, ön bahçesi, şununla temas halindeler, şuna kaybettirip buna kazandıracaklar gibi tartışmalar yapmamaları tavsiyemiz. Biz ne kimseye kaybettirmek için yola çıktık ne de kimseye kazandırmak için. Biz Türkiye yurttaşlarına, halklarına; İstanbul’da da bütün İstanbullularla DEM Parti olarak niye İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aday olduğumuzu, bu kenti en iyi şekilde yönetebileceğimizi anlatacağız. Emin olun İstanbul ve DEM çok uyumlu. Ama DEM Parti’yi tartışmayı çok seviyorlar.”

‘MESELENİN ÖZÜNDE AYNI ANLAYIŞ…’

İki tarafın da meselinin özünde aynı anlayışa sahip olduğunu söyleyen Çepni ise, şunları kaydetti:

“Söz konusu partilerin birbirinden farkı birisinin iktidarda bir diğerinin muhalefette olması. Meselelere özünde aynı yaklaşımlara sahipler, çözüm yöntemlerinde ise bazı nüans farklılıkları var. Bunu şöyle somutlayabiliriz; DEM Parti’nin İstanbul’daki seçim yarışına girişini yalnızca DEM Parti’nin alacağı oy oranıyla tartışmıyorlar. DEM Parti’nin buluştuğu her insan DEM Parti’nin özgürlükçü programıyla buluşmuş olacak demek, DEM Parti’nin programı demek kadim sorunların çözümü demek. Örneğin Kürt sorununun çözümsüzlüğünden beslenen siyasi anlayışlar topluluğunun yerle bir olması demek. Biz İstanbul’da şovenizmle zehirlenmiş milyonlarca işçiyle, emekçiyle, halklarımızla buluştuğumuzda ve onlara DEM Parti’yi anlattığımızda artık AKP’nin de CHP’nin de anlatacağı bir şey kalmayacak. DEM Parti’den korkunun asıl sebebi budur. Kara propagandanın da sebebi budur. Biz kimsenin reddiyesi üzerinden tanımlamıyoruz, bizim paradigmamız enternasyonal bir paradigmadır, tüm dünya için bir çözüm modelidir. Biz DEM Parti olarak kendi adaylarımızla programlarımızla seçime giriyoruz ve kazanmaya odaklanmış durumdayız.”

DEPREM

Muhtemel büyük Marmara depremi hakkındaki soruya da yanıt veren Çepni, İstanbul’un dayanıklı hale getirilmesinin imkansız olmadığını vurgulayarak şunları belirtti:

“Bizim DEM Parti olarak depremle ilgili, sadece depremden sonra değil deprem öncesinde de Meclis’te, çok fazla derinlikli tartışmalarımız ve çözüm önerilerimiz oldu Türkiye açısından. İstanbul için özel için çalışmalarımız oldu. Biz İstanbul’u depreme dayanıklı hale getirebiliriz bu mümkün ve imkansız değil. Yeter ki rantı değil de halkın ve doğanın sağlığını düşünün. Siz İstanbul’da deprem toplanma alanlarını inşaata açarsanız, toplanan paraları hortumlarsanız, Kanal İstanbul gibi projeyi gündeme getirirseniz depreme hazır bir kent kuramazsınız. “Kentsel dönüşüm” adı altında deprem riski az olan ama rantı çok olan yerleri dönüşüme uğratırsanız, halkı kandırırsanız bu olmaz. Biz tam tersini yapacağız. Kentsel dönüşüm ama yerinde, kentsel dönüşüm ama gerçekten depreme dayanıklı evler yapmak, halkın borçlandırmadan, halkın karşılayabileceği ücretlerle yapmak mümkünse hiç ücret almadan yapmak elbette. Bu perspektif ile yaklaşacağız ve bütçe meselesi. Bunu da halkın bütçesi haline getirdiğimiz koşullarda ki bu çok rahat yapılır.”