BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununda gelinen aşamayı değerlendirdi ve önemli açıklamalarda...

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununda gelinen aşamayı değerlendirdi ve önemli açıklamalarda bulundu. Müzakere sürecinde en kritik aşamaya gelindiğini kaydeden Demirtaş, "Türkler ve Kürtlerin ortak vatanında Kürtlerin özyönetimini" istediklerini söyledi. Demirtaş Kürt sorununda Abdullah Öcalan'ın da muhatap olduğuna ilişkin ifadelerini yinelerken, müzakerelerin tasfiyeyi değil çözümü amaçlaması gerektiğini söyledi.

Fransız Eutelsat uydusu üzerinden yayını durdurulan Roj TV’nin son yayınına katılan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamasından notlar şöyle:

» Kürtlerin tarihi bir coğrafyası, vatanı vardır; Kürdistan’dır. Bu coğrafyada ve kültür, ekonomi üzerinde söz hakkı vardır. Bunu kullanmak tek başına devletin Ankara merkezli devletin egemenliğine ters değildir. Birlikte paylaşılabilir. Bunun adı; özerklik hukukudur. Türkiye’nin her yerinde uygulanabilir.

» Kürt halkı Ortadoğu’nun siyasi gücüdür. Kürtler, üzerinde oynanacak dizayn edilecek halk olmaktan öte, bu süreçte rol alabilecek bir halktır. Başka bir halkın devletin ulusun vicdanına kendisini teslim edemez. BDP de bunu savunamaz.

» Doğru kişi ile konuşmanın yanı sıra doğru amaç çok önemlidir. Müzakere; karşınızdakini ezmek tasfiye etmek için kullanılan bir mekanizma değildir. Hükümetin en büyük hatası bu olmuştur. Aksi halde müzakere gibi saygınlığı, güven esas olan bir mekanizmanın içini boşalır. Müzakerelerin sağlıklı, içi doldurulmuş güven verici olması gerektiğini defalarca uyardık. Sürekli zaman kazanmaya; 12 Eylül referandumunu, seçimleri atlatmaya çalıştılar.

» BDP olarak insani ve politik açıdan tek kurşunun atılmasından yana değiliz. Müzakerelerin başlaması halinde 1 hafta, 1 yılda sonuçlanmayabilir. İyi niyetli bir girişimi bize yönelik her türlü baskıya rağmen destekleyebiliriz. Zaten Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bulunma nedenimiz de bu.

ÖCALAN’IN DURUMUNA DEĞİNDİ

» Abdullah Öcalan, PKK, Demokratik Toplum Kongresi ve BDP ile görüşmeler yapılıyor. Bunlar açıklamayız çünkü müzakereleri koz, siyasi rakipleri yıpratma aracı olarak kullanmayız. Müzakereleri ne olursa olsun tekrar denenmesi gereken mekanizma olarak görüyoruz. AKP ve başka kurum kuruluşa karşı kullanmadık. AKP bu süreci dinleme, ortam dinlemesi adı altında yargı eliyle bize karşı kullanıyorlar.

Öcalan’ın geçen hafta kardeşi Mehmet Öcalan ile görüşmeye çıkmadığı hatırlatılınca, bunun aktif bir tutum, politika belirleme olduğunu söyledi. Demirtaş, Cezaevi Müdürü aracılığı Öcalan’ın ilettiği 2 cümleyi değerlendirdiklerini, kendi durumu ile Ortadoğu’daki durumun hassas olduğunu, yeni görüşme olmadığı anlamını çıkardıklarını anlattı.

» Müzakerelerin tıkanma yeri de orasıdır. Demek ki hala orada kapılar açılmamıştır, müzakere yoktur, tecrit, tutuklama politikası devam ediyor. İmralı’da herhangi bir çözüm arayışının olmadığı, olmayacağı anlamına geliyor. Müdürün ilettiği mesaj böyle ise böyle okumak gerek. Frankfurt ve Köln’de de ifade ettik. Bu durum Öcalan için 1999’dan bu yana devam eden tecrit anlamına geliyor. Özel hapishanede beton çukurda arkasında milyonlar olan bir siyasi kişinin tutulması; 35 avukatı ile görüşse de tecrittir. Orada tecridin bittiğini söylemek için özgür olması, güvenlik, sağlık sorunlarının çözülmesi gerekir. Kardeşi ile görüşmeyerek baskı politikasına tepki göstermiştir.

Demirtaş ayrıca, Öcalan'ın Kenya'da yakalanmasının 13'üncü yıldönümünde yani 15 şubat'ta protestıların yapılacağını söyledi.