HDP'nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş, "Erdoğan, Aliya İzzetbegoviç’in anılarını okusun, onu da bölücü-terörist olmakla suçlamışlardı" dedi

Demirtaş'tan Erdoğan'a kitap tavsiyesi

Edirne Cezaevinde 3 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan HDP’nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Tarafsız Haber Ajansı’ndan Ferit Aslan'ın sorularını yanıtladı.

Demirtaş, HDP ile kendisi arasında bir sorun olup olmadığı yönündeki soruya şu yanıtı verdi:

“Defalarca tekrarladık, bir defa daha açık ve net olarak söyleyeyim; HDP ile aramda en küçük bir sorun yok. Zaman zaman gündeme getiriliyor ama bunun hiçbir geçerliliği yok. HDP adına belli periyotlarla ziyaret eden avukatlar var, milletvekillerimiz izin alabildikçe geliyorlar. Her konuda fikrimi, önerilerimi aktarıyorum. Genel merkezimiz, önemli konularda mutlaka benim de görüşümü alır. HDP erken seçim çağrısıyla yeni bir siyasi hamlenin startını verdi. Şimdi yoğun bir örgütlenmeye ve sahada aktif bir mücadeleye girişerek demokratik bir iktidar alternatifi olduğunu ortaya koyarsa bu çağrı çok daha etkili olur. Aksi takdirde erken seçim çağrısı havada kalır. Ben şu anda cezaevindeyim, eşbaşkanlarımız ve yöneticilerimiz görev başındadır, dolayısıyla ihtimaller üzerinden değerlendirme yapmam doğru olmaz.”

ERDOĞAN'A İZETBEGOVİÇ'İN KİTABINI ÖNERDİ

Demirtaş şöyle devam etti:

“Türkiye toplumu benim ve arkadaşlarımın, siyasi nedenlerle hapiste olduğumuzu biliyor. Zaten Erdoğan bunu öyle gizlemiyor. Canlı yayınlarda yargıya açık açık talimatlar veriyor, yargı da buna tıpış tıpış uyuyor. Ama halk bunun farkında. O nedenle asla bize olan güveninden vazgeçmiyor, sevgisi azalmıyor. AKP kendi siyasi ikbali için bizi hapse attırdı ama biz içeriden onun siyasi ikbalini adım adım bitiriyoruz. Gün gelecek, bizi hapse attırdığı için pişman olacak. O çok sevdiği koltuktan, makamdan, şatafattan hiçbir şey kalmadığında bunu daha iyi anlayacak. Halkımız bizlere güvenmeye devam etsin. Biz de halkımıza her daim sadakatle bağlı kalacak ve demokrasi, barış özlemlerini mutlaka dindireceğiz.Kitap okumayı pek sevmez ama Erdoğan’a bir kitap tavsiyesinde bulunayım; tarihe “Bilge Kral olarak geçen Aliya İzzetbegoviç’in anıları. Onu da bölücülükle, teröristlikle suçlamışlardı. Korkutmak, yok etmek için hapse atmışlardı, tıpkı kendisinin bugün bize yaptığı gibi. Aliya da teslim olmamıştı, Bosnalılar da. Bedeli ağır olsa da insanlık onuru faşizm karşısında kendini korumayı bir kez daha başarmıştı. Tarih karşısında Aliyalar değil, Miloseviçler utanç abidesi konumundalar şimdi. Benim şahsen, ülkenin geleceğinde bizzat yer almalıyım diye ne bir telaşım ne hırsım ne de hevesim var. Ama temsil ettiğimiz gelenekten birileri kesinlikle olacaktır. Faşizmin temsilcileri ise lanetle anılacaklardır. Bosna’da, Almanya’da, İspanya’da, İtalya’da, Irak’ta olduğu gibi.”

“Cezaevinde olmam siyasi süreçtir ve belirsizdir. Ama uzun da sürmeyecek. Bizi buraya koyanlarla nihai siyasi hesaplaşmamız yaklaşıyor, halk kendini özgür hissettiği gün biz de özgür olacağız. Dışarıdaki çok şeyi özledim elbette ama hiçbiri burada direnmeme engel değil. Bedeli ne olursa olsun halkımıza ve bizlere bunca zulmü reva görenleri bin pişman edeceğiz. Biz belki birkaç yıl bireysel özgürlüğümüzden yitirmiş olacağız ama onlar büyük haksızlıklarla biriktirdikleri ne varsa her şeylerini kaybetmiş olacaklar. Bunu biz değil, kendileri istedi. Madem bunu seçtiler, o halde siyaseten tarihin çöplüğüne gitmeye katlanacaklar artık. Halkımız her daim umutlu, moralli ve cesur olsun. Bu pespaye takımına boyun eğip yenilecek değiliz. Zaten tarumar olmuş durumdalar. Perişanlıkları fark edilmesin diye de ha bire kabadayılık taslıyor, bağırıp çağırıyorlar. Halk olarak yeter ki gece gündüz demeden örgütlenin, toplumun tamamına ulaşıp onları bilgilendirin, AKP’den kurtuluşun mümkün ve yakın olduğunu herkese anlatın. Sonrası, bir oyluk canları var, korkunun da ecele faydası yok. Yepyeni, pırıl pırıl bir gelecek kuracağız. Bundan herkes emin olsun.”