Aydınlar, yazarlar ve sivil toplum örgütü temsilcileri "Demokratik Bir Türkiye İçin" sempozyumunda bir araya gelerek Türkiye'de önceliğin demokraside olduğunu söyledi

UFUK KOŞAR
İstanbul Gülhane Parkı'ndaki Darphane-i Amire'de düzenlenen, "Demokratik Bir Türkiye İçin" sempozyumunda bir araya gelen aydınlar, yazarlar ve sivil toplum örgütü temsilcileri demokrasinin önemine vurgu yaptı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan TİP eski milletvekili doktor Tarık Ziya Ekinci, demokrasiyi herkesin sınıf konumuna göre farklı açıkladığını, bireyin ve emeğin özgürleşme halinin demokrasiyle mümkün olacağını söyledi. Türkler ve Kürtler için ayrı bir demokrasinin olmadığını ifade eden Ekinci, ortak amaç uğruna birlikte olanların samimi olarak demokratik bir Türkiye için mücadele etmeleri gerektiğini söyledi. Demokrasinin güçlü bir halde olabilmesi için Anayasa'nın toptan değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Tarık Ziya Ekinci, devlet - kapitalizm bağının kırılarak, köylü ve çalışanların ön planda olduğu bir anlayışın gerçekleşmesi gerektiğini kaydetti.

'EZBERLER BOZULDU'
Milliyetçiliğin dinin yerini alma yetisini, tanrıdan ulusa geçiş olarak tanımlayan İstanbul 2. bölge bağımsız adayı Baskın Oran da 2006 ve 2007'de medyasal bir korku ve panikle milliyetçilerin ortaya çıktığını belirtti. Oran, provokatif reklamlarla gayrimüslim cinayetlerinin ortaya çıktığını, sistemin eğitim anlayışında yer alan kaynakların tetikçilere bu provokasyonda yardımcı olduğunu söyledi. Kıbrıs sorununun, silahlı Ermeni ve Kürt milliyetçiliklerinin, siyasal İslam'ın paranoyayı tetikleyen etkenler olduğunu söyleyen Oran, korku ve paniğin gerçek nedenini ezberlerin bozulması olarak gösterdi. Günümüzde Kemalizm'in kendini dönüştürmediğini ve solcu sloganlarla siyaset yapmaya başladığını vurgulayan Oran, Kemalistlerin batı düşmanlığı yaptığını, anti-emperyalist sloganların milli mağduriyet konumunu aldığını, zamanında idam ettirdikleri, Türkiye dışına zorla çıkartıkları, devrimcileri, siyasetçileri savunduklarını söyledi. Gerçek solun da kendini dönüştüremediğini belirtten Oran, sosyal sınıf ve Kürtler'in dışında, etnik, dinsel, ideolojik, cinsiyete dayanan grupların olduğunu, sınıfsal çatışma yapılmadan tüm bu grupları solun kucaklaması gerektiğini ifade etti.

cumhuriyetçilik ve milliyetçilik
Yazar Ahmet İnsel de, demokrasinin kendisi için hak talep etmesinin yanı sıra, diğer koşullar için de hak telep etmesi gerektiğini vurguladı.

"Demokrasi mutlak doğrunun lâv edilmesidir" diyen İnsel, eşitsizliğin, statülerin ortadan kaldırılmasıyla demokrasinin gerçekleştirilebileceğini söyleyerek, "Demokrasi bir mücadele alanıdır. Kazanılmış olması mutlak güvence vereceği anlamına gelmez ve demokrasi bir kavram değil, çözümleri olan bir süreçtir" dedi.

Türkiye'yi yönetenlerin Kürt sorunu ve İslami yaşam konusunda yeteneksiz olduklarını belirten yazar Erol Katırcıoğlu da, laik sistemdeki partilerin yeni bir eksen içinde yer aldıklarını, demokrasiden vazgeçtiklerini, Cumhuriyet rejimi içinde seçime girmeyi uygun gördüklerini söyledi.

Yazar Ferhat Kentel de, miliyetçiliğin moderlikten aldıklarıyla kendisini din yerine koyduğunu, gelişen milliyetçi akımların bu sebepten ortaya çıktığını belirterek, dinin kişide var olan oluşumlardan kurulduğunu ve melezlik hali olduğunu söyledi.

Fuat Keyman da, siyaset çıkmazına girildiğini, rejim ve demokrasi sorununun ön planda olduğunu ve tüm bunlar arasında demokrasi temsilinin bir sorun haline geldiğini belirtti.