Frankfurt’ta gerçekleştirilen 100’üncü yıl etkinliğinde konuşan AABK Başkanı Hüseyin Mat, Türkiye’de “demokratik, çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir cumhuriyet” için mücadele ettiklerini söyledi. Komünist Başkan Fatih Mehmet Maçoğlu da bunu “sosyalist bir cumhuriyet” olarak tamamladı.

Demokratik, çoğulcu, eşitlikçi ya da sosyalist bir cumhuriyet için...

Gürsel KÖKSAL

Avrupa’da, cumhuriyetin 100’ncü yılı vesilesiyle politik ve kültürel etkinlikler sürüyor. Frankfurt’taki Alevi Kültür Merkezi’nin (Frankfurt AKM – Cemevi) düzenlediği “Cumhuriyet’in 100’ncü Yılında Devrimci, Halkçı Yerel Yönetimler ve Aleviler!” başlıklı hem politik, hem de kültürel içerikli etkinlik de bunlardan biriydi.

Etkinliğin politik bölümü Türkiye’den “Komünist Başkan” olarak anılan Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun, Almanya’dan da Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Eşit Başkanı Hüseyin Mat’ın konuşmacı olarak katılımlarıyla gerçekleşti. Bunu müzisyenler Kadir Demir ve Emrah Görtaş’ın konserleriyle 1979’da Tunceli’nin Geyiksuyu (Deşt) bölgesinde yaşanan kitlesel toprak işgalini konu alan belgesel filmin (Yönetmen Caner Aktan’ın “Tohum, Deşt Toprak İşgali” filmi) gösterimi takip etti.

GELİN CANLAR BİR OLALIM!

Sunumunda Alevilerin Türkiye’de “eşit yurttaşlık ve laiklik” hedefleriyle kurulan cumhuriyete destek verdiklerini ancak 100 yıllık süreçte beklentilerinin gerçekleşmediğine işaret eden AABK Başkanı Mat, “Toplum Alevi inancına yönelik Osmanlı döneminden de daha ağır baskılarla karşı karşıya kaldı. Laiklik uygulanmadı” dedi.

Alevi nüfusunun sayısal olarak daha fazla olması nedeniyle diğer azınlıklara göre daha etkin bir toplum olarak ayakta kalabildiğine işaret eden Mat, “Aleviler Osmanlı döneminde karşı karşıya kaldıkları barbarlıklardan dolayı cumhuriyete dört elle sarılmışlardı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Çekinmeden, korkmadan bu cumhuriyetle yüzleşmeliyiz. Türkçü, İslamcı resmi devlet ideolojisiyle hesaplaşmamız gerekiyor. Bizim bu cumhuriyetten alacağımız var. Vergimizi veriyoruz, köylerimize imam gönderiyor, cami yapıyorlar. Biz cumhuriyeti yıkmak için uğraşmıyoruz. Demokratik, çoğulcu, eşitlikçi olsun istiyoruz. Dini özgürlükler yaşansın, ana dilde eğitim olsun diyoruz. Biz cumhuriyetin demokratikleşmesini istiyoruz. O topraklar bizim. Topraklarımızı gerici ve faşistlere teslim edip, ‘alın, sizin olsun’ deyip, gitmeyeceğiz. Türkiye’nin heryerinde, misak-ı milli sınırları içinde, herkesin ana sütü gibi helal olan haklarını kazanmaları için mücadele ediyoruz” dedi.

Mat, sunumunda “mayınlı bölgeye girmediği ve Atatürk’ten söz etmediği” yolundaki eleştirileri yanıtlarken de  Atatürk’ü eleştirmekten çekinmediklerini belirttikten sonra şöyle konuştu:

“AABK, Alevilerin hak mücadelesini, demokrasi mücadelesini sürdürenlerin örgütü. Bünyesinde Atatürk’ün seveni de var, Atatürk’ten rahatsız olanı da. Ancak kimse bize kendi sloganını attırmaya çalışmasın. Bizim kendi sloganlarımız var: Gelin canlar bir olalım.”

SOSYALİST BELEDİYELER BİRLİĞİ!

Sunumuna Mat’ın hedefine koyduğu cumhuriyeti “sosyalist” bir cumhuriyet olarak tanımlayarak başlayan “Komünist Başkan” Maçoğlu da sunumunda Türkiye’deki tüm engellemelere rağmen yaşatmaya çalıştıkları sosyalist belediyeciliği anlattı.

2014’te Ovacık’ta, 2019’da Tunceli’de belediye başkanı seçilen Maçoğlu, Mehdi Zana’nın Diyarbakır’da, Fikri Sönmez’in Fatsa’da, Osman Özgüven’in Dikili’deki devrimci-halkçı belediyecilik deneyimlerine bakarak ilerlediklerini belirterek, gelecekte bu örneklerin artmasını ve Türkiye’de bir “sosyalist belediyeler birliği”nin de kurulmasını umduklarını kaydetti. Gerçekleştirmeye çalıştıkları projelerin çeşitli yollarla engellendiğini, iş yapamaz hale getirilerek toplum karşısında hiçlendirmeye çalışıldığını, küçük birimlerde başlayıp, şimdi binlerce insanın çalıştığı, binlerce tonluk üretim gerçekleştirilen kooperatifçilik çalışmalarının görmezden gelindiğini ya da “nohutçuluk yapıyorlar” gibi yakıştırmalarla küçümsendiğini  belirten Maçoğlu, “Ama bir şey yapamıyorlar, ‘Hırsız’ diyemiyorlar” dedi. Maçoğlu, yaygınlaşan kooperatifçilik çalışmalarıyla ve yüzlerce öğrenciye destek vererek “halkın emeğinin tekellere değil, tüm halka mal etmeye çalıştıklarını”, böylece kapitalist sisteme yöneldiklerini vurguladı.

Türkiye Komünist Partisi ve Dersim Demokratik Halk Dayanışması’nın adayı olarak belediye başkanı olan Maçoğlu, tüm demokrasi güçleriyle ortak çalıştıklarını belirttikten sonra, “Bizim anlayışımızda partiler talidir, esas olan halkın kendi kendi yönetme kültürüdür. 150 yıldır ‘Dünyanın tüm işçileri birleşin, zincirlerinizden başka kaybedecek şeyiniz yok. Kazanacak bir dünyamız var’ diye bağırıyoruz” diye konuştu.