Havai fişek fabrikasında yaşanan patlamada hayatını kaybeden işçilerin sayısı 6’ya ulaştı. Sakarya Valisi fabrikada denetim eksikliğinin olmadığını öne sürdü. TTB ise 11 yılda 7 kazanın yaşandığı fabrikaya dair tüm denetim raporlarının açıklanması çağrısında bulundu

Denetim raporlarını açıklayın

EMEK SERVİSİ

Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz’da meydana gelen patlamada hayatını kaybeden işçilerin sayısı 6’ya ulaştı. 1 işçi hâlâ kayıp. 1’i ağır 5 yaralı işçinin ise hastanelerde tedavisi sürüyor.

Patlamanın ardından haber alınamayan işçiler için arama kurtarma çalışmalarına dün de devam edildi. Fabrika alanında bulunan uzuvlar kimlik tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Çalışmalar sonucunda ekipler 2 işçinin daha cansız bedenine ulaştı. Böylece patlamada can veren işçilerin sayısı 6’ya yükseldi. Gazetemizin baskıya gittiği saatlerde 1 işçi hâlâ kayıptı.

Öte yandan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yaptığı açıklamaya göre, hayatını kaybeden 6 işçinin kimlikleri belirlendi. Yakınlarından alınan DNA örneklerinin karşılaştırılması sonucu bu işçilerden ikisinin 26 yaşındaki Halis Yılmaz ile 56 yaşındaki Muhammet Çanakçı olduğu tespit edildi.


ÖLÜ SAYISI 6’YA YÜKSELDİ

Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, sabah saatlerinde patlamanın meydana geldiği alanda incelemelerde bulundu. Ardından bir açıklama yapan Kaldırım, patlamada yaralanarak hastanelere kaldırılan 114 yaralı işçinin taburcu edildiğini söyledi. “Burada 6, İstanbul Kartal’daki yanık ünitesinde de 2 olmak üzere 8 yaralımız var” diyen Kaldırım, Sakarya’da tedavi gören yaralılardan birinin durumunun ağır olduğunu kaydetti.

Vali Kaldırım, öğleden sonra yaptığı açıklamada ise patlamada ölü sayısının 6’ya yükseldiğini duyurdu. Kaldırım, “Elde ettiğimiz bulguları sabah İstanbul Adli Tıp Kurumu’na göndermiştik. Sonuçlar geldi. 2 vatandaşımıza ait cesetlere ulaşılmış oldu. Böylece hayatını kaybedenlerin sayısı maalesef 6’ya yükseldi. Bir vatandaşımızla ilgili henüz bir bulguya ulaşılamadı. Kayıp bir kişiyi arama çalışmaları devam ediyor” diye konuştu.

Yaralılarla ilgili de bilgi veren Kaldırım, “Şu an itibariyle hastanelerde yatan yaralı sayımız 5’e düştü. Biri il dışında yanık tedavisi görüyor. 4’ünün ilimizde tedavileri devam ediyor, birinin durumu hâlâ ağır” dedi.

ÜÇ MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRİLDİ

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada patlamaya ilişkin yapılan incelemelere dair bilgi verdi. Selçuk, “Sakarya Hendek’te meydana gelen patlama bölgesinde 2 iş müfettişimiz ile teftiş başkan yardımcımızın incelemeleri devam ediyor” ifadelerini kullandı.

GÖZALTI SÜRESİ UZATILDI

Patlamaya ilişkin gözaltına alınan 3 kişinin gözaltı süresi uzatıldı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan sorumlu müdür ile iki ustabaşı için 1 gün ek gözaltı kararı verildi.

***

DENETİM YAPILDIYSA NEDEN ÖNLEM ALINMADI?

Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, dün yaptığı açıklamada, fabrikada denetim eksikliğinin olmadığını ileri sürdü. Vali Kaldırım, şöyle dedi: “En son üçüncü ayda denetim yapıldı. İlgili birimlerimiz burada bütün denetimleri periyodik olarak ciddi şekilde yapıyor, buna devam edecekler.”

Öte yandan hem işçiler hem de işçi yakınları, fabrikada iş güvenliğine dair sorunların hep olduğunu söylüyor. Dolayısıyla mart ayında denetim yapıldıysa bu fabrikada neden gerekli önlemlerin alınmasının sağlanmadığı ve üretimin bu haliyle devam etmesine izin verildiği merak konusu.

RAPORLARI, BELGELERİ AÇIKLAYIN

TTB Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB İşçi Sağlığı İşyeri Hekimliği Kolu da yazılı açıklamasında bu noktaya dikkat çekerek, hükümete denetim raporlarını açıklaması çağrısında bulundu.

Bu patlamanın fabrikada son 11 yılda kayıtlara geçen 7’nci kaza olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Toplamda 7 işçinin hayatını kaybettiği, 59 işçinin yaralandığı altı kazadan ders alınmamış, yedincisi göstere göstere gelmiştir. Bu patlama da Soma, Ermenek, Kozlu gibi ‘geliyorum’ diyen iş cinayetidir. İşçileri koruyamayan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çıktığından bu yana, artık iş cinayetleri toplu katliamlara dönüşmüştür” dendi.
Sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:


“11 yılda yaşanan 7 kaza hepimizi endişelendirmektedir. Hükümet bu endişeleri gidermelidir. Bu kapsamda son altı patlama sonrası bakanlıklarca yapılan denetimlerin raporları, işletmede olması gereken büyük endüstriyel kazaların önlenmesine ilişkin belgeler, büyük kaza senaryoları, acil durum planları, risk değerlendirme dokümanları kamuoyuyla paylaşılmalıdır.”

denetim-raporlarini-aciklayin-753216-1.


BU SORULAR YANIT BEKLİYOR

Önceki patlamalar sonucunda işletmeye verilen ceza ve uyarıların da kamuoyuyla paylaşılmasını isteyen TTB, ayrıca şu soruların yanıtlanmasını talep etti:

► Bu işletmede işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı var mıdır? Ne tür çalışmalar yapmışlardır?

► İşçilerin sağlık gözetimleri yapılmakta mıdır?

► Çalışan işçilerin hangi risklerle karşı karşıya olduğu tespit edilip, işçiler eğitilip, uyarılmışlar mıdır?

► Daha önceki kazalardan dolayı nasıl sağlık ve güvenlik tedbirleri alınmıştır?

► Havai fişek üretiminde kullanılan kimyasal maddelerin yaratacağı tehlikeler değerlendirilmiş midir?

► Üretilen malzemelerin depolanması için nasıl bir planlama yapılmıştır?

► Üretilen malzemenin depolandığı yerler için, kazaların önlenebilmesi açısından ne tür tedbirler planlanmıştır?

***

CUMHURBAŞKANI NEDEN PATRONU ARIYOR?

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, patlamanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fabrika sahibini aramasına tepki gösterdi.
Erdoğan, patlamanın yaşandığı gün yaptığı açıklamada, işyeri sahibiyle birkaç kez görüştüğünü belirterek, “Kendileri de şu an itibariyle olay yerinde ilgili arkadaşlarla beraber çalışmaları sürdürüyorlar” demişti.

SORUŞTURMAYA YÖN VERİYOR

TBMM’de önceki gün basın toplantısı düzenleyen Özel, “Bu iş cinayetiyle ilgili, işyerinin sahibi bir numaralı şüphelidir. Durum neyse bunu savcılar değerlendirecektir. Daha cenazeler yerdeyken ve savcılık harekete geçmeden, devletin en tepesinden işyeri sahibine açılan ve daha sonra da basınla paylaşılan telefon, daha başlamadan soruşturmaya istikamet verme yönündedir. Biz bunları Soma'da çok gördük” dedi.

Daha cenazeler toprağa verilmeden MÜSİAD tarafından "moral yemeği" düzenlendiğine de dikkat çeken Özel, “Bu fevkalade yanlış, ayıplı bir iştir. MÜSİAD gibi bir örgütlenmenin genel başkanının da gidip orada bulunmasının gayesi görünmektedir" diye konuştu.

***

Biz işçi kardeşlerimiz için yemek yedik

MÜSİAD, patlamanın hemen ardından Hendek’te düzenlediği yemeğin büyük tepki çekmesi üzerine yaptığı açıklamada, “Biz işçi kardeşlerimiz için neler yapabileceğimizi konuşuyorduk” iddiasında bulundu. MÜSİAD’dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bizler o elim patlama sonunda hemen o gün, yöneticilerimiz ve yakın çevredeki illerden gelen diğer üyelerimiz ile bir araya gelmiş ve işçi kardeşlerimiz için yapacağımız tüm faaliyetlerin ve yardımların planlamasını yaparken; anlamadan, gerçeği bilmeden ve insani etikle bağdaşmayan bir karalama ve iftira hareketinin hedefi olduk.

Bizler, uzun ve elim bir günün sonunda insanlarımız için, işçi kardeşlerimiz için neler yapabileceğimizi konuşurken, fabrika sahibinin kendisinin de orada olmadığı bir ortamda sanki akşam yemeğinde keyif yaparmışız gibi başlatılan bu iftira kampanyasını kınıyor ve bunları yapanları bir kez daha tarihin ve ülkemiz insanının vicdanına teslim ediyoruz”.

Ölen işçinin ailesine milyonluk dava

Fabrikada 2014 yılında meydana gelen patlamada yaşamını yitiren işçi Yılmaz Şapoğlu’nun ailesine, fabrika sahibinin “Ölen işçi beni zarara uğrattı” diyerek tazminat davası açtığı ortaya çıktı. Şirketin işçi yakınlarından 1 milyon 200 bin TL tazminat talep ettiği dava hâlâ sürüyor. Ölen işçinin eşiyle görüşen NTV muhabiri Yağız Şenkal, sosyal medya hesabında şu bilgileri paylaştı: “Yılmaz Şapoğlu, Hendek’teki havai fişek fabrikasında çalışıyordu. 2014’teki kazada hayatını kaybetti. Dördüncü çocuğu, o öldükten sonra doğdu. Aileye ‘Dava açmayın, ev-maaş verelim’ dendi. Eşi kabul etmedi. Adalet istedi. Şirket de fabrikayı zarara uğratmaktan karşı dava açtı. Mahkeme sürüyor.”