Yardımcı doçentliğin kaldırılmasını öngören teklif Komisyon’dan geçti. CHP’li İrgil “Denetim için bilim sınavına ihtiyaç var” derken ÖGESEN Başkanı Özkoçak “50/d’lilerin sorunu çözülemedi” ifadelerini kullandı

Denetim sağlanmazsa bilimde yeterlilik olmaz

MUSTAFA KÖMÜŞ

Yardımcı doçentliğin kaldırılmasını öngören yasa teklifi TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu’ndan geçti. Erdoğan’ın talimatı üzerine alelacele hazırlanan yasa teklifinde özellikle güvencesiz çalışmaya (50/d) bir çözüm bulunamadı. Bununla birlikte mevcut haliyle teklif, TBMM Genel Kurulu’ndan geçerse yardımcı doçentler, “doktor öğretim üyesi”, okutman ve uzmanlar “öğretim görevlisi” oluyor.

Komisyon’da neler yaşandığını ve yasanın getirdiklerini Komisyon Üyesi ve CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil ve Komisyon’un çalışmalarını yaklından takip eden Öğretim Elemanları Sendikası Başkanı (ÖGESEN) Vahdet Özkoçak ile konuştuk.

Yasa teklifinin getirilme şekliyle ilgili konuşan İrgil “Demokratik toplumlarda yasa aşağıdan gelir. Sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının katılımıyla gelir. Ancak burada talimat yoluyla geldi. Yine de bu yasa teklifi Yükseköğretim Kurulu’ndaki birçok sorunun çözülebilmesi için bir fırsata dönüştürülebilirdi. Ama bunun için çaba harcanmadı. Maalesef hem YÖK hem Bakanlık hem de AKP’li Komisyon üyeleri birkaç konuya şartlanmış olarak geldi. Özellikle de tabii ki Yardımcı Doçentliğin kaldırılmasına odaklandılar” dedi.

Bilim sınavına ihtiyaç var
“En önemli değişiklik sözlü sınavın kaldırılması” diyen İrgil şöyle devam etti: “Biz bu konuda çok itiraz etmedik. Çünkü sözlü sınav torpil gibi sıkıntılara yol açıyordu. Bunun yanında öznel ve sübjektif kararlar veriliyordu. Bununla birlikte şu anki yasa teklifi Genel Kurul’dan geçer ve yasalaşırsa büyük sıkıntılara yol açacak. Çünkü denetim tamamen ortadan kaldırıldı. Halbuki bir kişinin bilimde yeterliliğini denetim olmadan belirleyemezsiniz. AKP’liler buna itiraz etti. Bilim sınavına bir ihtiyaç var.”

Kendilerine af var öğrenciye yok
Öğrenci affı ve profesörlük meselelerinin de tartışıldığını belirten İrgil şöyle devam etti: “Öğrenci affı meselesini de gündeme getirdik ama AKP’liler buna kesinlikle yanaşmıyor. Herkesi, her şeyi affediyorlar. Profesör olduktan sonra bir denetim aracı veya motivasyon kaynağı yok. Burada biz 10 puan şartı getirelim istedik. Yayın yapanlara, üretenlere, çalışma yapanları kesinlikle ayırmak lazım. Ancak yıllarca hiçbir şey yapmadan profesörlük yapma şansı da maalesef var.“

Genç akademisyenlerin arzusu gerçekleşmedi
ÖGESEN Başkanı Özkoçak ise yasanın alelacele geldiği için eksiklerinin olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Alelacele geldiği için maalesef eksikleri çok fazla olan bir yasa teklifi oldu. ÖYP 50/d’lilerin sorunları kesinlikle çözülmedi. Bu konuda partiler de mutabık görünüyordu. KHK ile bir gecede 33/a’dan 50/d’ye geçirilen akademisyenlerin arzusu maalesef gerçekleşemedi. Özellikle CHP ve MHP grubu bu konuda istekliydi. Hatta geçecek gibi görünüyordu geçemedi. Bu genç akademisyen arkadaşlarımız kadroya geçemeyecekler. İş güvencesinden yoksun kalacaklar maalesef.”

Profesörlere yıllık 10 puan şartını kendilerinin önerdiğini belirten Özkoçak “Puanlamayı biz sunduk. İstenen çok küçük bir şey. Ancak bu da kabul edilmedi. Mevcut sistemde profesör olup hiç derse girmeyen ve yıllarca maaş alabilen ve böyle emekli olan profesörler var. Bunun değişmesi lazım. Bu durum hantallaştırıyor. Araştırma görevlisinden profesörüne kadar herkese puan sistemi gelsin istiyorduk bu da kabul görmedi yine” diye konuştu.