Milas’ta düzenlenen Zeytin Şenliği’nin sponsorluğunu yapan termik santral şirketini protesto ettiği için gözaltına alınıp serbest bırakılan İkizköy Çevre Komitesi‘nden Deniz Gümüşel için Türkiye Kent ve Çevre Avukatları Ağı tarafından imza kampanyası başlatıldı. Haksız, hukuka aykırı gözaltı kararı verenler hakkında derhal soruşturma açılmasını ve sonucunda gerekli yaptırımların uygulanmasını talep eden avukatlar, "Hukukçular olarak soruyoruz; Deniz Gümüşel neden gözaltına alındı?" diye sordu.

Deniz Gümüşel için imza kampanyası: Hukuka aykırı gözaltılar hakkında derhal soruşturma açılmalı

Nevzat Çağlar TÜFEKÇİ

Türkiye Kent ve Çevre Avukatları Ağı tarafından, İkizköy Çevre Komitesi üyesi ve Milas Zeytin Hasat Şenliğinde, Yeniköy ve Kemerköy Termik santrallerinin sahibi Limak ve İÇTAŞ’ın şenliğe sponsor olmasını eleştiren bir konuşma yaptığı için gözaltına alınıp serbest bırakılan Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel için imza kampanyası başlatıldı. Adana Barosu avukatlarından ve aynı zamanda İkizköy Çevre Komitesinin gönüllü avukatı olan İsmail Hakkı Atal, ‘Hukukçular olarak soruyoruz; Deniz Gümüşel neden gözaltına alındı?’ başlığıyla ortak bir metin hazırladıklarını ve 81 avukatın imzası olduğunu söyledi.

Haksız, hukuka aykırı gözaltı kararı verenler hakkında derhal soruşturma açılmasını ve sonucunda gerekli yaptırımların uygulanmasını talep edildiği belirtilen metinde, “Milas’ta bir Festival düzenleniyor. Adı Zeytin Festivali; çünkü hayat ağacının bereketi, insan yaşamına katkısı, bolluğu, barışı ve insanlık kültürüne kattığı birçok şey nedeniyle… 7. Zeytin Festivali’ne kömüre dayalı enerji üreten, faaliyetleri ile zeytinlikleri çürüten, yeryüzündeki iklim krizini derinleştiren bir firma sponsor oluyor. Hayat ağacının simgelediği bütün pozitif değerleri, kendi imgesine eklemek; yaşama kasteden faaliyetlerini yaşam simgelerinin arkasına saklayıp sürdürmek istiyor” denildi.


Metinde şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de yaşanan iklim krizi, geçtiğimiz yıl binlerce kilometrekare ormanın yok olmasına, milyonlarca canlının hayatının sona ermesine yol açtı. Ormanları koruyan, fosil yakıtlara karşı tutum alan her kişi ve kurum aynı zamanda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Türkiye’nin de taraf olduğu Paris Anlaşması’nın da gereklerini yerine getirmektedir. Ülkenin bu politik adımını görünmez kılan, kimi şirketlerin çıkarlarına hizmet eden, giderilmesi güç ve imkansız zararlara yol açan ormanların yok edilmesine yönelik tutum ve davranışlardan ilgili makamların vazgeçmesinin, kolluğa hukuka aykırı işler yaptırılmasına son verilmesinin iklim adaleti ve demokrasimiz için elzem olduğunu kamuoyuyla paylaşıyoruz.”