Tarımsal üretimin depremden nasıl etkilendiği tam anlamıyla bilinmiyor. ZMO Başkanı Suiçmez, depremin gıda krizini tetikleyeceğini belirterek “Deprem somut, kamucu tarım ve kırsal kalkınma politikalarıyla aşılabilir” dedi.

Depremin etkileri kamuculukla aşılır
Fotoğraf: Osman Türkman

EKONOMİ SERVİSİ

Organizasyon yetersizliği nedeniyle arama kurtarma ve ilk yardım ekipleri deprem bölgesine geç ulaşırken öncelik kentlere verildi. Kırsal alana uzun süre erişilemedi. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, yaptığı açıklamada depremin kırsal alanları nasıl ve ne şekilde etkilediğinin henüz tam anlamıyla belirlenmediğini kaydetti. Suiçmez, açıklamada depremin gıda krizini tetikleyeceğine dikkat çekerek “Önce gıda, gıda için öncelik tarımsal üretim, somut destek. Tarım arazilerini beton mezarlığı yapanlar yargılansın. Kamucu tarım ve kırsal kalkınma politikaları, hemen şimdi” dedi.


Adıyaman, Diyarbakır, Antep, Urfa ve Kilis’in Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında olduğunu, son derece verimli tarım arazilerine ve önemli tarımsal üretim potansiyeline sahip iller olduğunu hatırlatan Suiçmez, TÜİK verilerine göre depremden etkilenen 10 ilde Türkiye’deki toplam hayvan varlığının yüzde 15’ine denk geldiğini vurguladı. Deprem bölgesindeki tarım arazisi miktarı yaklaşık 3,7 milyon hektar, kayıtlı çiftçi sayısının da yaklaşık 270 bin olduğunu belirten Suiçmez, “Bu kadar büyük bir nüfusu ve coğrafyayı etkileyen depremin yaralarının bir an önce sarılması çok önemlidir” ifadelerini kullandı. Suiçmez, kırsal alanda depremin yarattığı en önemli etki, bitkisel üretime yönelik makine ve ekipman hasarları dışında, ağırlıklı olarak hayvancılık alanında görüldüğünü açıkladı. Suiçmez açıklamasında gıda enflasyonuna depremin etkilerinin eklenmemesi için kamucu tarım politikalarını işaret ederek şu ifadeleri kullandı: “Bilime uygun politikalara ve uygulamalara kulak verilmemesi nedeniyle deprem değil, ihmal öldürmüştür. Tarım arazilerimizi öldürerek geleceğimiz yok etmeyelim, aç kalmayalım, göz göre göre depremlerde ölmeyelim. Israrla sürdürülen kişisel ve çıkarcı yanlış politikalarla daha çok acılar yaşamaya gebeyiz. Mutluluk, beton yığınları arasında yaşamakla değil, doğaya dönüş ve toprağa saygı ile mümkün. Gıda krizi ve gıda enflasyonuna depremin etkilerinin eklenmemesi, somut kamucu tarım ve kırsal kalkınma politikalarıyla aşılabilir.”

***

Üretimin etkilenmemesi için öneriler

ZMO, tarım sektörü için depremin yıkıcı etkilerinin azaltılması amacıyla, mart ayıyla birlikte bitkisel üretim faaliyetlerinin yoğunlaşacağı gerçeği karşısında, önümüzdeki günlerde ivedilikle yapılması gerekenler şöyle sıraladı:

•Hayvan kayıpları ile yıkılan ahır, ağıl ve kümeslerin tespitlerine hızla devam edilmelidir. Kurtarılan hayvanların elden çıkarılmasında fırsatçılığa izin verilmemesi için sıkı tedbirler alınmalıdır. Süt hayvanlarından toplanan sütlerin değerlendirilmesine yönelik tedbirlere devam edilmelidir.

•Bitkisel ve hayvansal üretimin devam edilebilmesi için ek bütçe ile halen yetersiz olan toplam tarımsal destekleme bütçesi artırılmalı ve bölgedeki üreticilere gerekli maddi destek bir an önce sağlanmalıdır. Bitkisel üretim için gübre, mazot, ilaç, tohum dâhil somut girdi desteği verilmelidir. Üreticilerimizin Bağkur ve SSK prim ve ödemeleri ötelenmelidir.

•Yaşamını yitiren ve yaralanan, çalışma ortamları enkaz altında kalan ya da hasar gören, aralarında çok sayıda meslektaşımızın bulunduğu tarımsal girdi satan bayilere yönelik gerekli kolaylıklar hızla sağlanmalıdır.

•Yıkılan kent ve köylerin yeniden inşasında arazi kullanım planlaması çerçevesinde uygun yerseçimi ilkelerine uyulmalı, tarım alanları üzerinde yeni yapılaşmalara izin verilmemelidir.