Marmara depremi 9. yıldönümünde saat: 03.02’de binlerce insan tarafından “Depremzede uyuma” sloganıyla hatırlandı ve hatırlatırdı. Depremzedeler Derneği...

PETEK BEYAZOVA

Marmara depremi 9. yıldönümünde saat: 03.02’de binlerce insan tarafından “Depremzede uyuma” sloganıyla hatırlandı ve hatırlatırdı. Depremzedeler Derneği Başkanı Nurcan Taşpınar, anma töreninde yaptığı konuşmada, üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen deprem mağduriyetlerinin hala giderilemediğine işaret etti.

Yalova’da da adres, deprem anıtıydı. Yalovalılar bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak depremde hayatlarını kaybedenler için sessizliğe gömüldü. Sakarya’da Atatürk Bulvarı’ndaki saatin önünde toplanan yaklaşık 50 kişi, saat 03:02’de saygı duruşuna geçti. Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde bulunan 17 Ağustos Mezarlığı da, depremde hayatını kaybeden yakınlarının mezarlarını ziyaret etmek isteyen yüzlerce kişiyle doldu.

 

İSTANBUL’DA DEPREM TATBİKATI

Çeşitli illerde, Marmara depreminin 9. yıldönümü vesilesiyle hayatını kaybedenler anılırken, İstanbul’da büyük bir deprem tatbikatı gerçekleştirildi. Ev sahipliğini Kazlıçeşme miting alanının yaptığı tatbikata 81 ilden 600 kişi katıldı. Tatbikat öncesi İstanbul’daki deprem hazırlık çalışmalarını anlatan İstanbul Valisi Muammer Güler; “Dünya Bankası’ndan alınacak 350 milyon Euro’luk kredinin büyük bir kısmını sağlık alanında harcayacağız” açıklamasını yaptı. Konuşmalardan sonra başlanan tatbikatta senaryo gereği, merkez üssü İstanbul Zeytinburnu açıklarında 7.2 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti, panik halindeki insanlara ulaşan ilk bilgi; 1000 ölü ve 10 bin de yaralının olduğu oldu. Haber karşısında hazırlanan 60 kişiden oluşan UMKE ekibi yardım amacıyla saat 10:30 civarında yola çıkıp yaklaşık 15 dakika içerisinde bölgeye intikal ederek yaralılara müdahale etti. Ekip ilkin ağır yaralıları belirlerken, depremin etkisiyle 4 araçtan oluşan mizansen zincirleme kazaya da bu ekip çalışanları yardım etti. Yine deprem etkisiyle devrilen klor yüklü bir kamyona, solunum sıkıntısına yol açtığından, arındırma işlemini gerçekleştirecek özel ekip tarafından müdahale edildi. Deprem sonrasında polis helikopteri ile alanı keşif amacıyla gezen başka bir ekip tarafından, 3 ağır yaralı alandan alındı.

 

17 AĞUSTOS’UN AĞIR FATURASI

Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan, 17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7,4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 9 yıl geçti. Resmi verilere göre 17 Bin 480 kişinin yaşamını yitirdiği depremin ardından yaralar sarılıp, kentler yeniden kurulurken, hasarlı binalarla ilgili sorun tam anlamıyla çözülemedi. Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya ve Yalova’da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde, resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken onbinlerce kişi de yaralandı. Marmara Depremi’nden en çok etkilenen Kocaeli’nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı. Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti. İl genelinde 47 ağır hasarlı bina, mahkeme sürecinin devam etmesi, tarihi eser niteliği taşıması ve içinde yaşayanlar olduğu için yıkılamadı.

 

ÖDP: DEPREMİ UNUTTURMAYACAĞIZ

17 Ağustos 1999 depreminin 9. yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması yapan Kocaeli ÖDP İl Merkezi Yönetimi, deprem gerçeğiyle burun buruna gelinen şu günlerde gerekli önlemlerin devlet tarafından hala alınmadığına dikkat çekti. Kocaeli ÖDP İl Başkanı Sedat Şeyhoğlu deprem konusunda atılmasını bekledikleri adımları ve karanlıkta kalmış konuları şöyle sıraladı:”Deprem dolayısıyla toplanan yardımların ve bu maksatla oluşturulmuş fonların nasıl-nerede kullanıldığı açıklanmalı. Deprem sonrası yapılmış imar plan çalışmaları ile mevcut yapı stoku arasındaki uyumluluk,  hepimizin güvenliği için sağlanmalı. Orta hasarlı binaların güçlendirme çalışmaları kamu ve TMMOB’nin gözetiminde tek tek analiz edilmeli. Depremi İzmit’te yaşamış kiracı ve hak sahibi olamamış depremzedelerin konut sorunu çözümlenmeli. Halen yakınları kayıp durumda olan insanlarımız için, kayıp mezarları açılarak DNA bilgi bankası kurulmalı. İlimizin 1.derecede deprem bölgesi gerçeği dikkate alınarak hak sahipliği ve hasar tespit çalışması başvuru halinde yapılabilmeli. Büyükşehir ve bağlı ilçe belediyelerinde 1. derece deprem bölgesi gerçeğini dikkate alan, teknik kadro istihdamı ve teknik donanıma öncelik verilmeli. Yeni yapılan binaların depreme dayanıklı biçimde yapılmaları sağlanmalı.”

Dayanışma Gönüllüleri başta olmak üzere deprem günlerinde acılarını paylaşan ve yardıma koşan tüm kurum ve kişilere teşekkür eden Şeyhoğlu, ÖDP olarak depremi unutmayacaklarının ve unutturmayacaklarının altını çizdi.

 

‘Deprem gerçeği var bilinci yok’

 

TMMOB, Marmara depreminin    9. yılında bir sempozyum düzenledi. ‘Deprem gerçeği’ konulu paneli düzenleyen TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Afet Komitesi Sekreteri Mücella Yapıcı, kentsel dönüşüm projelerinin, deprem odaklı olmadığını söyledi. Deprem gerçeğini ele alan sempozyuma konuşmacı olarak katılan İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Haluk Eyidoğan, “Kırsal alanlardan kente göç arttıkça depremin yarattığı risk de büyüyor. Yoğun göç alan bu bölgeler çoğunlukla deprem bölgeleri ve buralarda bölge planlama sisteminin iyi yapılmaması deprem yüzünden yaşanan kayıpların artmasına yol açıyor. Türkiye’nin yüzde 66’sı 1. ve 2. derece deprem bölgesi” tespitinde bulundu.

 

‘BİNALAR GÜÇLENDİRİLMELİ’

Kendi kendine çöken binaların yapılarının dayanıklı olmadığının bir göstergesi olduğunu belirten TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, İstanbul’da yaşanacak muhtemel deprem ihtimalinde binaların durumunu şöyle değerlendirdi: “Yapı denetim yasası, gerekli denetim hizmetini yapmayı engelliyor. Yasanın eksikleri var, proje denetçileri iyi seçilemiyor.  Ayrıca binaları güçlendirmek için  yeterli kaynak da yok.”

Konunun psikolojik boyutunu değerlendiren Psikiyatr Dr. Murat Dokur ise, Türkiye’de yüzde 67’den fazla insanın yakınlarından birini kaybetme korkusu yaşadığını ve bunun bir olasılık olarak ruhsal çöküntü oluşturduğunu, sonuç olarak, kaygılarını bastırmak isteyen insanların deprem olasılığını tamamiyle inkar yoluna gitmeyi seçtiklerini belirtti.

Ayrıca, yoksullar için riskin daha fazla olduğu, sözde deprem için başlanan kentsel dönüşüm programlarının deprem odaklı değil, rant amaçlı olduğu belirtildi.