TÜİK verilerine göre, ülkede 6 aylık ve üstü çocukların yüzde 62,4’ü ekmek veya makarnayı her gün tüketirken sadece yüzde 12’si et, tavuk veya balık yiyebiliyor. Uzmanlar “Bu durum derin yoksulluğun göstergesi” dedi.

Derinleşen krizin faturası çocuklara
Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Sibel BAHÇETEPE

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de 6 aylık ve daha yukarı yaştaki çocukların yüzde 62,4'ü ekmek veya makarna gibi tahıl içeren yiyecekleri her gün tüketirken, sadece yüzde 12,7'si her gün et, tavuk veya balık, yüzde 10,9'u ise fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri her gün tüketebiliyor. Uzmanlar, bu durum derin yoksulluğun göstergesi olduğunu belirterek "Yeterli ve dengeli beslenemeyen çocuklar fiziksel, ruhsal ve zihinsel gelişim sorunları yaşar" diye konuştu.


TÜİK 2022 yılı Türkiye Çocuk Araştırması'nın sonuçlarını dün yayımladı. 10 Ekim- 16 Aralık 2022 tarihleri arasında yapılan araştırma kapsamında 0- 17 yaş grubundaki 14 bin 705 çocuk ile ilgili bilgiler derlendi. Veriler, okullarda her gün bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek çağrılarının ne kadar haklı olduğunu da bir kez daha ortaya koydu.

CİPS TÜKETİMİ DE FAZLA

Araştırma sonuçlarına göre, ekmek veya makarna gibi tahıl içeren yiyecekleri her gün tükettiği belirtilen 6 aylık ve daha yukarı yaştaki çocukların oranı yüzde 62,4 iken, meyveyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 50,5, sebzeyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 33 oldu. Peynir ve yoğurt gibi hayvan sütünden yapılan yiyecekleri her gün tükettiği belirtilen 6 aylık ve daha yukarı yaştaki çocukların oranı yüzde 57,8 olarak yer aldı. Yine, et, tavuk veya balığı her gün tükettiği belirtilen çocuklarda oran ise yüzde 12,7 ve fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 10,9'larda kalması dikkat çekti. Şeker veya çikolata gibi tatlıları her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 32,6, cips ve kraker gibi atıştırmalıkları her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 21,4, kola veya şeker içeren diğer alkolsüz içecekleri her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 15,1 olarak gerçekleşti. Annenin, temel bakım verenin eğitim seviyesi arttıkça meyve, sebze, et, tavuk veya balık, peynir ve yoğurt gibi hayvan sütünden yapılan yiyecekleri her gün tüketen çocukların oranının arttığına da rastlandı.

derinlesen-krizin-faturasi-cocuklara-1141250-1.



SANATA BÜTÇE AYRILAMIYOR

Son 12 ayda sinema veya tiyatroya gittiği belirtilen 6- 17 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 39,1 olduğu görüldü. Son 1 yılda sinema veya tiyatroya gitmediği belirtilen 6- 17 yaş grubundaki çocukların yüzde 40,1’inin aileleri tarafından maddi olarak bu etkinliğin karşılanamadığı da dikket çekti. Verilerde, kendine ait odası olan çocukların oranı ise yüzde 34'lerde kaldı. Ayda en az birkaç kez diğer çocuklarca zorbalığa maruz kaldığı belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13,8 oldu.

derinlesen-krizin-faturasi-cocuklara-1141251-1.

***

Bedelsel, zihinsel ve ruhsal gelişimi de etkiler

Araştırma sonuçlarını BirGün’e değerlendiren Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala "Bu sorun Türkiye’de çocuk yoksulluğundan, hatta çocukların içinde bulunduğu ailelerin derin yoksulluklarından ayrı düşünülemez" dedi. Avrupa Birliği (AB) istatistiklerini anımsatan Pala "Türkiye’de son verilere yoksul ya da yoksun olarak tanımlanan ailelerin oranı yüzde 40’ın üzerinde. Son birkaç yılda ekonomik krizin etkisiyle daha da fazla olduğu düşünülebilir" diyerek, özetle şöyle devam etti: "Temel gıdalara erişemeyen çocuklar, yalnızca bedensel açıdan geri kalmıyorlar. Aynı zamanda zihinsel ve ruhsal gelişimleri de geri kalıyor. Bu çocuklar aynı zamanda erişkin olabilecek kadar yaşarsa hem sağlıksız geçen süreleri uzun, hem de ömürleri kısa oluyor. Bu nedenle ısrarla devletin sosyal koruma şemsiyesinin bütün çocukları kapsayacak şekilde genişletilmesi gerek. Eğitim, sağlık gibi temel hizmetlere ulaşımın önündeki bütün engellerin kaldırılması şart. Bu nedele çocuklara en az bir öğün okullarda nitelikli gıda sunulması ve yemek verilmesi onların gelişimleri açısından çok büyük önem taşıyor."

Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz da özetle şunları söyledi: "Gelişimin hem en hızlı, hem de en önemli olduğu dönemde beslenme çok önemli. Yeterli ve dengeli beslenme aksarsa, çocuğun hem büyümesi hem gelişmesi olumsuz etkilenir. Çocukluk çağında yeterli ve dengeli beslenme olmazsa, ilerleyen dönemde beslenme bozukluğu, gelişme geriliği ya da farklı psikososyal özelliklerin gelişememesi şeklinde kendini gösterebilir. Bunun en tipik örneği malnütrisyon dediğimiz beslenme bozukluğudur. Yeterli protein alamayan çocuklarda örneğin protein ve enerji bozukluğu gelişir, bodurluk bu anlamda önemli bir göstergedir. Beslenme sorunları çocuklarda obezitenin gelişimine de sebep olabilir."