Muğla Deştin’de yapılmak istenen çimento fabrikasının yapılmasını istemeyen yurttaşlar, Muğla İdare Mahkemesi önünde ‘adalet nöbeti’ne başladı. Yurttaşlar proje için verilen ÇED olumlu raporu iptal edilene nöbeti sürdüreceklerini belirtti.

Kaynak: Haber Merkezi
‘Deştin için adalet’ nöbeti başladı

BİRGÜN EGE 

Muğla'nın Menteşe ilçesindeki Bayır ve Yatağan'ın Deştin mahalleleri arasında kalan 7 bin 751 dönümlük arazide Muğla Çimento şirketi tarafından yapılmak istenen fabrikaya karşı yurttaşların mücadelesi sürüyor.  

Bölgede yaşayan yurttaşlar, proje için verilen çevresel etki değerlendirme(ÇED) olumlu raporunun iptal edilmesi için Muğla İdare Mahkemesi önünde ‘adalet nöbeti’ne başladı. 

Destin Çevre Platformu, MUÇEP Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi ortak açıklamada bulundu. Ortak açıklamayı okuyan Deştin Çevre Platformu Eş sözcüsü Haluk Özsoy, “Şirket  fabrika inşaatına 2022 yılının ocak ayında başladı.  Vakit geçirmeden bu inşaatın durdurulması için Menteşe Kent Konseyi, Akdeniz Yeşilleri Derneği ve 8 Deştinli köylü tarafından hem bakanlığın onayladığı Entegre Çimento Fabrikası ikinci ÇED olumlu raporuna, hem de Menteşe Belediyesi’nin vermiş olduğu inşaat ruhsatına karşı davalar açıldı. Bu davaları Deştin Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin ve Muğla Yeşil Yaşam Derneği’nin açtığı ÇED iptal davaları izledi. 2 Nolu İdare Mahkemesi, dava açıldığı dönemde önce bilirkişi keşfi yapılacakmış gibi keşif masraflarını yatırttı sonra da davayı süre aşımı nedeniyle ret etti. Hâlbuki dava dosyasında 31 Aralık 2014 tarihinde bakanlıkça verilmiş ikinci ÇED olumlu raporunun halktan gizlendiği, belediyelere ve muhtarlıklara bildirim yapılmadığı açıkça belli idi. Dava Danıştay’da 22 Eylül 2022 tarihinde köylülerin lehine sonuçlanınca 2 Nolu İdare Mahkemesi’nde tekrar görülmeye başlandı ama bu arada 8 ay kaybedildi. Muğla 2 Nolu İdare Mahkemesi adalet dağıtması amacıyla kurulmuş adil bir mahkemenin yapması gerekeni yine yapmayıp çimentocu şirketin inşaat faaliyetini durdurması için verilmesi gereken yürütmeyi durdurma kararını yine vermedi ve inşaatın devam etmesini teşvik etmiş oldu” dedi.

Özsoy, “23 Nisan 2023’te bilirkişiler tarafından sahada keşif yapıldı. Bilirkişilere önce 30 gün, sonra ilave 60 gün toplam 90 gün süre verildi. Bu süre zarfında tekrar yürütmeyi durdurma talep edildi, kabul edilmedi. Böylece çimentocu şirket 3 ay daha kazanmış oldu. 4 Mayıs 2023 tarihinde Bilirkişi raporunu teslim etti. 9 kişilik bilirkişi heyeti oy birliği içinde ikinci ÇED olumlu raporunun iptalini istedi. Mahkeme yine çimentocu şirket için yürütmeyi durdurma kararı vermedi. İptal edilmiş birinci ÇED raporu ile ikinci ÇED raporu birbirinden iki ayrı rapordur.  İkinci ÇED raporu her ne kadar birinci ÇED raporundan kopyala yapıştır şekilde hazırlanmış bir rapor da olsa, biri 52 hammadde ocağını ve 36 bin dönüm alanı diğeri 13 hammadde ocağını ve 7 bin 751 dönüm alanı kapsamaktadır. Bir kere kapsadıkları alan olarak farklıdır. İkinci ÇED raporu ayrıca birinci ÇED raporunun eksiklerinin giderilmiş hali de değildir. Çünkü ikinci ÇED Raporu 2015 yılı başında kesinleştiğinde  birinci ÇED Raporunun ikinci bilirkişi heyeti çalışmasını yapıp sunmamış ve birinci ÇED raporu daha iptal edilmemişti” diye konuştu. 

"ŞİRKET İNŞAATI BİTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYOR"

Özsoy sözlerine şu şekilde devam etti: “Bütün bunlara rağmen mahkeme çimentocu şirketin istekleri doğrultusunda birinci ÇED ile saptanan eksiklerin giderilip giderilmediğine dair saçma ama bir o kadar tehlikeli bir istekle bilirkişi heyetinden Ek rapor istedi ve 2 haftalık süre verdi. Ek raporun bilirkişi heyetine elden teslim tarihi 8 Haziran 2023. Buna 15 gün ilave edersek bilirkişi heyetinin raporu bitirip teslim etmesi gereken tarih 23 Haziran 2023. Yani kurban bayramı tatili öncesinde raporun teslim edilmesi gerekirdi. Ama teslim edilmedi.  Bugün 13 Temmuz 2023, ek raporun teslim edilmesi gereken tarihi 20 gün geçmiş vaziyette. Gecikme sebebi hakkında tarafımız mahkemece bilgilendirilmemiştir. Çimentocu şirket yürütmeyi durdurma kararı da verilmediği için bunu fırsat bilerek inşaat bitirmek için var gücüyle çalışmaktadır.” 

"DİRENİŞİMİZİ MAHKEME ÖNÜNDE SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Özsoy son olarak şunları dile getirdi: “ÇED raporlarının düzenleniş nedeni kurulmak istenen sanayi tesisinin yer seçiminin ve verilen bilgilerin doğru olup olmadığı,  çevreye zarar verip vermediği, zarar veriyorsa bu zararın önlenmesi için gerekli tedbirlerin alıp alınmadığı, bu projenin yapılmasında bir kamu yararı olup olmaması hakkında özetle bu sanayi tesisinin bahsedilen yerde kurulup, kurulamayacağını karara bağlayan bir çalışmadır. Bu raporun yanlış olduğuna dair itirazda bulunulmuş ve iptali için dava açılmış ise mahkemenin yapması gereken dava sonuçlanıp, bir karara varıncaya kadar yürütmeyi durdurma kararı vermesidir. Ama bu yapılmamıştır, mahkeme bu yanlışında direnmektedir. Dava tarihinden bu yana 18 ay yani 1 buçuk yıl geçmiştir. Bizler mahkemenin bilirkişi raporuna rağmen 1 buçuk yıldır yürütmeyi durdurma kararı vermemesini tarafgir buluyor ve bu tutumunu protesto ediyor ve bir an ön önce yürütmeyi durdurma kararı vermesini ve bilirkişi heyetinin verdiği raporu da baz alarak ikinci ÇED olumlu raporunun iptalini talep ediyoruz. İkinci ÇED raporu iptal edilene kadar direnişimizi mahkeme önünde sürdürmeye devam edeceğiz.”