Sıkıyönetim ilan edilen bölgelerde inceleme yapan İHD’li Bilici, muhatap alınmadıklarını belirtirken “Bölgede 90’lardan daha ağır bir devlet politikası devreye sokuldu” diyor

Devlet, 90’lardan daha ağır politika yürütüyor

Zeynep Kuray- zeynokuray@hotmail


Güney Doğu’da 24 Temmuz’dan bu yana sıkıyönetim ilan edilen bölgelerde incelemelerde bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, halkın bu adımına karşılık devletin çok sert ve orantısız bir yönelime girdiğini ve hak, hukuk gözetmeden sivil insanları hedef aldığını vurguladı. Yaşanan şiddetten müzakere sürecini bitirenlerin sorumlu olduğunu belirten Bilici, bölgede 1990’lı yıllardan daha ağır bir devlet politikasının devreye sokulduğuna dikkat çekti.

‘Vur emri merkezden’
Giderek şiddetlenen olayların son bulması için bürokratlarla yapmak istedikleri görüşmelerin keyfi bir biçimde engellendiğini belirten Bilici, görüşebildikleri valilerin ise ellerinden bir şey gelmediğini, emirlerin merkezden yönetildiğini söylediklerine dikkat çekti.

Bilici, "Keskin nişancılar yerleştirildiği için çatışma alanlarına giremiyoruz. Bu nişancılar Silopi, Diyadin, Varto ve Silvan’da olduğu gibi sivil insanları hedef alıyor. Girebileceğimiz bölgelere ise keyfi bir biçimde sokulmuyoruz, diyalog geliştirme taleplerimiz de reddediliyor. Devlet bizi muhatap almıyor. Dolayısıyla hiçbir şey öneremiyoruz. Muhatap alındığımız zaman ise, bize söylenen tek şey, halkın ve yerellerin sahip oldukları bireysel ve kolektif haklardan vazgeçmeleri yönünde oluyor. Çıkmazdayız" dedi.

‘Özyönetim meşru’
Kürt halkının Ankara’ya artık güvenmediğini ve kendi kendini yönetmek istediğini vurgulayan Bilici, şu ifadeleri kullandı; "Kürt halkı demokratik taleplerinin kriminalize edilmesinden gerçekten sıkıldı. Bugün Ahmet Davutoğlu çıkıp ‘Devletin kudretini görecekler’ diyor. Kürt halkı tam da bu yaklaşımı reddediyor. Böyle tutsak yaşamaktansa kendi kendini yönetmek istiyor. Bu çok meşru bir talep. O nedenle eğer devletin kudreti kullanılacaksa, diyalogdan, demokratikleşmeden, insan haklarından, özgürlüklerin geliştirmesinden yana kullanılmalı. Yoksa yıllardır insanlar, devletin kudretini, ne tür insanlık suçu işlemek için kullandığını biliyor.”

Bilici ayrıca bölgede yaşanan şiddetle, AKP’nin 'İç Güvenlik Paketi'ni hangi amaçla hazırladığının da bir kez daha ortaya çıktığını belirtti.

***