‘Tarihi fırsat'ın kaçırılmaması gerektiğini belirten aydınlar, Kürt sorununun barışçıl yolla çözümü için askeri operasyonların son...

‘Tarihi fırsat'ın kaçırılmaması gerektiğini belirten aydınlar, Kürt sorununun barışçıl yolla çözümü için askeri operasyonların son bulması, ateşkesin çift taraflı uygulanması ve hükümetin sorunun çözümü için somut adımlar atması gerektiğini söyledi
AYSEL KILIÇ-SEVGİM DENİZALTI

Türkiye sancılı bir sürecin eşiğinde.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin birincil sorunu olarak tanımladığı Kürt sorununda iyi şeyler olacağını ve tarihi fırsatın yakalandığı yönünde açıklamalar yaparken, PKK de 1 Haziran'da sona ermesi beklenilen ''ateşkes'' sürecini bir buçuk ay daha uzatarak, eylemsizlik kararı aldı.
Cumhurbaşkanı Gül'ün ve PKK yetkililerinin açıklamaları toplumun geniş kesiminde barış umutlarını canlandırırken; Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''PKK tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar savaşmakta kararlıyız'' dedi.
Türkiye Barış Girişimi, Kürt sorunun çözümü için diyalog zemininin yaratılması ve demokratik sürece geniş toplumsal kesimlerin katılımının yaşama geçilmesi amacıyla, ''Çözüm için diyalog'' başlıklı konferansa hazırlanıyor.
6 Haziran'da İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu'nde gerçekleştirilecek konferansın katılımcıları olan Türkiye Barış Meclisi Girişimi Sözcüsü Hakan Tahmaz, Prof. Dr. Meryem Koray, Öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı Tahsin Yeşildere ve İstanbul Barosu eski Başkanı Av. Yücel Sayman, Kürt sorununa ilişkin gelinen süreci, DTP ve KESK üzerindeki baskıları ve Kuzey Irak'taki petrolün Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanmasını gazetemize şöyle değerlendirdi.

HAKAN TAHMAZ:
“Bu iş “güzel şeyler olacak” demekle yürümez. Hangi somut adımlar atılması düşünülüyor, bunun Cumhurbaşkanı ve AKP tarafından açıklanması gerekiyor. AKP'nin yapması gereken,  toplum tüm kesimleriyle, öncelikle parlamentoda muhataplarıyla, DTP ile konuşmasıdır. Bu kadar geniş bir çevre, AKP çevresi ve diğer siyasi partiler, toplumun pek çok kesimi DTP’ye karşı Başbakan’ın takınmış olduğu selam vermeme tutumunu şiddetle eleştiriyor. Buna karşın Başbakan’ın hala pişkince “iyi şeyler olacak” demesini tuhaf karşılıyorum.”

MERYEM KORAY:
“Barış ortamının sağlanmasında bir umut doğdu diye düşünmek isterim. Çünkü zaten o kadar çok zaman ve insan kaybettik ki istenen noktaya hala gelemediysek yazıklar olsun bize demek lazım. O yüzden gerçekten umut duymak isterim, buna ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Tozlar dumanlar birbirine karışacaktır daha. Bugünden yarına hemen çözüm sağlanamayacaktır. Net bir anlaşma noktasına iki tarafın da henüz gelmediğini düşünüyorum. Dolayısıyla daha epeyce yol kat edilmesi gerek. İki tarafın da uzlaşma, ortak bir noktada çözüm için buluşulması noktasında net bir irade ortaya koyamadıkları görülüyor. Bizi çözüme götürecek yola yalnızca girildiğini düşünüyorum. Ama alacağımız yol var daha.”

YÜCEL SAYMAN:
“Şöyle düşünüyorum; 'Türk milleti' ya da 'Kürt milleti' kavramları anlayışı hakim olduğu sürece bir çözüme ulaşmak mümkün gözükmüyor. İşte bu nedenle öncelikle taleplerin bakışındaki kavramların da değiştirmek gerekir. Anayasa'nın eşitliği düzenleyen 10. maddeye dayanarak, o hakları koruyacak, geliştirecek, yaşatacak taleplerin getirilmesi gerekir. En azından bu madde siyasetçiler tarafından böyle okunmalı. Anayasada ya da yasada yapılacak değişikliklerle her insanın kendi din, dil, ırk yönlü taleplerini dile getirme hakkı, siyasi örgütlenmesini yapabilme hakkının tanınması lazım. Hükümetin öncelikle bunu görmesi lazım. Tüm bunlara gelmeden önce de diyalogun önü açılmalı.”

TAHSİN YEŞİLDERE:
“PKK’nin ateşkes ile demokratikleşme tartışmalarının önünü açmak istemesi, Murat Karayılan’ın açıklamaları bence önemliydi. Bu şekilde şu andaki siyasi iktidar ve muhalefet konuya iyi bir yaklaşım gösterseydi demokratik bir açılım mutlaka olurdu. Ama ateşkesin tek taraflı olmaması gerekir. Operasyonlar devam ediyor. Dolayısıyla demokratik gelişmeye önemli bir darbe oluyor bu. Tabii ateşkesin olması barış için yeterli değil. Bir kere yıllardan beri sürdürülen bu savaşla bu işin çözülemediğini her iki tarafın da anlaması gerekir. Genelkurmay Başkanı “terör örgütü bitinceye kadar bu silahlar susmaz” şeklinde açıklama yaptı. İşte ateşkes tek taraflı olduğu zaman bu işin demokratik çözümü tıkanmış oluyor.”