Gazeteci Barış Pehlivan, "Devlette AKP ve MHP kadroları arasında bir kavga var mı?" sorusuna ilişkin emniyet, yargı ve partilerin kulislerinden edindiği bilgileri aktardı. Pehlivan, "Erdoğan ile Bahçeli arasında sert bir kavga yok ama alt kadrolarda çekişme olduğu söylenebilir" dedi. Kulis bilgiler arasında, Saray'dan İçişleri Bakanlığı'na yapılan bir uyarıda "Sanki iktidar değişmiş gibi sert tasfiyeler yapmayın, problemli insanlarla yolları ayırın, yumuşak bir geçiş olsun” denildiği ifade edildi.

Devletteki "AKP-MHP kavgası": MHP kadroları tasfiye mi ediliyor?

Gazeteci Barış Pehlivan'ın emniyet, yargı ve parti kurmaylarından edindiği kulis bilgilere göre, devletteki MHP kadrolarının tasfiye edildiği iddiaları hakkında "Erdoğan ile Bahçeli arasında sert bir kavga yok ama alt kadrolarda çekişme olduğu söylenebilir" denildi.

Pehlivan, Cumhuriyet'te yayımlanan "Devletteki AKP-MHP kavgası" başlıklı yazısında, Kulp'ta Kaymakam Burak Akeller ve imam arasında yaşanan olayının ardından AKP ve MHP arasında kadroların tasfiyesi ile ilgili kulis bilgileri aktardı.

"Devlette AKP ve MHP kadroları arasında bir kavga var mı?" sorusunun cevabını arayan Pehlivan, emniyet, yargıve parti kurmaylarından edindiği bilgileri şöyle aktardı:

"Deniyor ki şimdi Emniyet içinde güç dengesi oluşturulmaya çalışılıyor. Tam da bu süreçte... Soylu ekibindeki önemli isimler koltuklarını kaybetmelerini, Devlet Bahçeli’ye “MHP tasfiye ediliyor” diye lanse etmek istiyor. Böylece meselenin kendilerinden ziyade “parti tasfiyesi” olarak algılanmasını arzuluyorlar. Emniyet’in kalbini bilen isimler ise “Bunun bir örtü olduğunu” ileri sürüyor. Ve örnek veriyorlar, “Zafer Aktaş halen İstanbul Emniyet müdürü ve MHP’ye uzak bir isim değil.”

"SERT TASFİYELER YAPMAYIN YUMUŞAK BİR GEÇİŞ OLSUN"

Pehlivan'ın aktardığı iddiaya göre, İçişleri Bakanlığı’nın kurmay kadrosunun bu süreçte hassas olması konusunda Saray’dan uyarıda bulunuldu. Bakanlığa “Sanki iktidar değişmiş gibi sert tasfiyeler yapmayın, problemli insanlarla yolları ayırın, yumuşak bir geçiş olsun” denildiğini ifade eden Pehlivan, "Bundandır ki MHP’li birçok isim şimdilik tasfiye edilmiyor" dedi.

Yargıdaki durumun emniyete göre daha da karışık olduğunu belirten Pehlivan, "MHP’liler sahipsiz kaldıklarını düşünüyor" dedi.

Yargıdaki süreci Hamit Kocabey’den önce ve Hamit Kocabey’den sonra diye ayırmak gerektiğini ifade eden Pehlivan'ın yazısının devamı şöyle:

"Zira, MHP’nin HSK’den “istifa ettirilen” üyesi zamanında, ülkücü kökenli yargı mensupları direkt Kocabey’in kapısını çalıyordu. Ancak Kocabey tasfiye olunca artık MHP Genel Merkezi’nin kapısını çalıyorlar.

Tam da burada iki isim karşımıza çıkıyor: MHP’nin tarihçi kökenli bir genel başkan yardımcısıyla, asıl mesleği avukatlık olan bir MHP milletvekili...

Deniyor ki MHP’li savcılar ve hâkimler şimdi MHP’nin kapısına gidiyor. Önce o avukat milletvekiline istedikleri talebi iletiyorlar, orada oluşan talepler de ilgili genel başkan yardımcısı tarafından listeye dönüştürülüyor. En sonunda da bir adalet bakan yardımcısı tarafından gereği yapılıyor. Artık ne kadarı gerçekleşirse...

Bilenler bilir; HSK’de her yargı mensubunun gizli bir “özlük dosyası” olur. O dosyada savcıların ve hâkimlerin mesleki karnelerinden özel hayatlarına kadar birçok bilgi yer alır. Atamalar da işte o dosyaya göre karar verilir.

Kocabey’in talepler MHP üzerinden gelse de temayül gereği o özlük dosyasına baktığı ve bundan dolayı MHP kurmay kadrosuyla sorun yaşadığı iddia ediliyor. Kocabey tasfiye olunca ise şimdi direkt o listelerin esas alındığı söyleniyor.

Bu yolla da liyakat sahibi olmayan, hatta özel hayatlarında etik kurallara uymayan isimlerin önemli koltuklara getirildiği konuşuluyor. Kıdemli ülkücü olan savcı ve hâkimlerin de bundan rahatsız olduğu, “Neden partideki bir avukatla muhatap oluyoruz” dediği öne sürülüyor.

Tüm bunlar olurken Kocabey’den sonra ilçelerde başsavcılık yapan ülkücü kökenli isimlerin hepsinin tasfiye edildiği, üç il başsavcısının sadece MHP’ye yakın olduğu belirtiliyor.

“Sahipsiz kaldık” sitemi de bu gelişmelerden geliyor.

Bununla birlikte...

MHP ile AKP’nin yargıdaki kavgası asıl Yargıtay ve Danıştay’da yaşanıyor. Yüksek yargıda iki ayrı ekip için “Beraber hareket etmiyorlar ve çekişme halindeler” deniyor.

İYİ PARTİ KURMAYINA "EMRİNİZDEYİM" TELEFONU

Yazmasam olmaz; AKP’nin ve daha doğrusu İstanbul Grubu’nun halen yargıda çok etkin olduğu vurgulanıyor. Yargıda onlar dışında Milli Gençlik Vakfı (MGV), İlim Yaymacılar ve TÜGVA referanslılar etkin. Çarpıcıdır ki Menzilcilerin ise kendilerini “MHP referanslı” gösterdiği ileri sürülüyor.

Yaptığım görüşmelerde konu konuyu açtı. Duyduğum şu ilginç anekdotla bitireyim.

Bir yargı mensubu var. Zamanında İzmir’de basşavcıvekiliydi, şimdi de İstanbul’da bir ilçenin başsavcısı oldu.

İlginçtir; kendisini “sosyal demokrat” diye tanıtır ama ülkücülerle de arası çok iyidir. Zamanında İzmir başsavcısının “Ya o ya ben” diyerek onu şikâyet etmişliği, sonraki başsavcıya karşı da “kapıyı çarpıp gitmişliği” var o başsavcıvekilinin.

Ama nasıl oluyorsa yükseliyor da yükseliyor.

Burada da Artvin üzerinden bir hemşericilik desteği konuşuluyor. Öyle ki devletin en üstündeki bir yöneticinin HSK’deki kararname görüşmesi sırasında bizzat kurulu aradığı ve o savcıya sahip çıktığı konuşuluyor.

Duydum ki şimdi İstanbul’da bir ilçenin başsavcısı yapılan o isim, geçen seneki seçimler öncesinde de iktidarın değişeceğini düşünerek harekete geçmiş. Öyle ki açıkta kalmamak için İYİ Parti’den içişleri bakanı olacağı konuşulan bir ünlü siyasetçiyi arayıp “yeni dönemde emrinizdeyim” bile dediği iddia ediliyor.

Özet olarak...

MHP’lilerin şu an Emniyet dışında, Tarım Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda daha etkin olduğu şüphe götürmüyor. Kurumsal yani Erdoğan ile Bahçeli arasında sert bir kavga yok ama alt kadrolarda çekişme olduğu söylenebilir.

Seçimlerden sonra, Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’na İYİ Parti’yi de katmak istemesi sürpriz olmaz. Lakin burada mesele şu: MHP de kalacak mı ittifakta?"