Devrimci Yol'un önemli isimlerinden Ali Bilgi 22 Ekim'de yıldızlara uğurlandı. Bilgi'nin yol arkadaşlarından Mahmut Uludağ, cenaze töreninde "Ali arkadaşımıza sorsaydık 'beni türkülerle gömün' derdi. Çünkü onun türkülerini hepimiz dinledik, o iyi saz çalar, iyi türkü söylerdi. Devrimci mücadeleden, devrimci arkadaşlarından kopmadı" dedi.

Devrimci Yolcu Ali Bilgi, Uşak'ta son yolculuğuna uğurlandı

Devrimci Yol'un önemli isimlerinden Ali Bilgi, yıldızlara uğurlandı. Eğitim Enstitüsü'nde öğrenciyken Devrimci Yol ile tanışan Bilgi, 21 Ekim Perşembe günü yaşamını yitirdi. Bilgi 22 Ekim'de Uşak Ulubey Büyükkayalı köyünde toprağa verildi.

Cenaze törenine Bilgi'nin yol arkadaşları ve dostları katıldı.

Cenaze sırasında arkadaşları Bilgi'yi anarken dün Gazete Duvar'da yayımlanan "12 Eylül'den Uşak kırsalına: 'Gerilla' lakaplı Ali Bilgi vefat etti" başlıklı yazıya da tepki gösterdi.

Yazıda Bilgi'nin son dönemlerini huzurevinde geçirdiği vurgulanarak "Deyim yerindeyse o dönem birçok devrimcinin yaşadığını yaşıyor Ali Bilgi de. Çıktıktan sonra kimse yüzüne bakmıyor, tanıyanlar tanımazdan geliyor. Bu süreçte yaptığı evliliği sürdüremiyor Bilgi ve Dörtyol'da tek odalı küçük bir kulübede tek başına yaşamını idame ettirmeye çalışıyor, yalnızlığından şikâyet etmeden..." ifadeleri kullanılmıştı.

Bilgi'nin arkadaşları ise cenazede verdikleri yanıtta "Ağır koşullarda yaşama tutunma mücadelesi her birimizi farklı derecelerde etkiledi, Ali de bunun dışında değildi" diyerek devrimci bir tarihin magazin haberciliğine indirgenemeyeceğini vurguladı. Cenazede yapılan açıklamada "Daha yoldaşları Ali'yi henüz toprağa vermişken bir sebep daha bulmanın sevinciyle klavyelerine sarılmışlar bile" dendi.

‘YORUMLAR BİZİ ÜZDÜ’

Cenazeden sonra açıklama yapan Ali Bilgi’nin yol arkadaşlarından Uşaklı Devrimciler adına konuşan Mahmut Uludağ, şunları söyledi:

“Bir devrimci yoldaşımızın Ali Bilgi’nin kaybı üzerine yapılan haber ve yorum yoldaşımızın kaybından duyduğumuz üzüntüyü daha da büyüttü.

Ali Bilgi 12 Eylül faşist darbesine karşı Uşak kırsalında sürdürülen direnişin içinde yer alan ve 7 yıl ceza evinde kalan ve onu yitirmemize neden olan hastalıkları cezaevi koşullarında oluşan bir arkadaşımızdı.
Cezaevi sonrasında birçoğumuzun karşılaştığı zor koşullar altında (Uşak bu koşulların kötü yaşandığı yerlerden olmuştur) Ali hayatını tekerlekli bir stand üzerinde kaset satarak sürdürmeye çalıştı ÖDP’nin kurulduğu yıllarda tercihini parti dışında kalarak kullandı. Zaman içinde partinin çalışmalarına katılarak ve karşılıklı konuşularak partili oldu bir süre sonrada kaset işini bırakarak parti çalışanı oldu. Partide çalışmaya başladıktan sonra o dönemin il başkanı olan Adem Tufan’ın evinde kaldı. Ali gene kendi kararı ile partide kalmaya başladı koah hastalığı daha o günlerde Ali’yi bulduğu için partiye gelip gitmek yerine kalma kararına bizleri de ikna etti.
Huzurevi kararını da Ali arkadaşlarıyla beraber aldı. Koah hastalığının ilerlemesinin onun yaşam tercihleriyle çok yakın ilgisinin olduğunu arkadaşları gibi kendisi de farkındaydı. Ali ile 80 öncesinden beri beraber olan arkadaşları onun ne kadar mütevazı bir insan olduğunu duygularını genellikle kendi başına yaşayan içe kapanık bir arkadaş olduğunu bilirler.

Ağır koşullarda yaşama tutunma mücadelesi her birimizi farklı derecelerde etkiledi. Ali de bunun dışında değildi ‘Söz vermiştik ama...’ ile başlayan yazı sözünde durmamanın oynaklığı ile devam ediyor.

Ali ve arkadaşları şahsında bir tarihin, devrimci bir tarihin magazin haberciliği bayağılığına indirilmesine kimse müsaade etmemelidir, bir de bunun üzerinden kendini ‘yenilgi sebepleri uzmanı ilan edenler var.’ Bunların bir açık verseler de çaksam diye beklediklerini herkes biliyor daha yoldaşları Ali’yi henüz toprağa vermişken bir sebep daha bulmanın sevinciyle klavyelerine sarılmışlar bile.”