Millennial kuşak diye tabir edilen kuşak özellikle ‘Y’ ve ‘Z’ kuşaklarını kapsıyor

Dijitale giriş 1

TİMUR AKKURT - timur@teknosafari.com

Millennial kuşak diye tabir edilen kuşak özellikle ‘Y’ ve ‘Z’ kuşaklarını kapsıyor. Bildiğiniz gibi markalar dijitalde “Atak yapıyoruz, reklam yatırımlarımızın yüzde 50’den fazlasını bu yıl dijitale ayırdık” gibi açıklamalar yapmakta. Yaptıkları en büyük hata dijital dünyada, konvansiyonel medya içeriklerinin benzerleriyle iletişim yapmaya çalışmaları. Birkaç marka dışında maalesef buna özen gösteren yok. Sonuç; havaya uçan milyonlarca lira ve dijital dünyanın gücüne etkisine olan inancın bambaşka sebeplerden dolayı yok olması. Bunu çözen markalar ve ajanslar çok başarılı işleriyle hemen dikkatleri üzerlerine çekebiliyor.

Bazılarınız biliyordur, bilmeyenleriniz için söyleyeyim ben de hem kişisel hem de profesyonel hayatımda dijital dünyaya içerik üreten işler yapıyorum. Kendimizden somut örneklerle bu hafta size ne olduğunu anlatmak istiyorum. Bir konuda Amerika’da yeni yeni oluşumlar ortaya çıkmaya başladı. Onlarla aynı anda aynı işleri yapıyor olmamızdan dolayı kişisel olarak pek mutlu oldum. Bu bilgileri kendime saklamak yerine herkesle paylaşmam gerektiğini düşünerek bu yazıda yer vermek istedim. Böylece milyonlarca lira paranın da belki boşa gitmesini bir nebze oldun engellemiş olabilirim.
Millennial kuşak ile iletişim kurmak, onlara hitap etmek için ilk olarak yapmanız gerekenler şunlar:


Bu kuşak için üretilecek içerikleri ya onlardan biri üretmeli ya onların anlayacağı şekle getirip önlerine koymalısınız. Yapamadığınız takdirde hazımsızlık yapar bu da onları kusturur. Midesi bulanan biri tekrar aynı şeye bakmaz.

“Gençleri işe alalım, onlar üretsin tamam bu iş” mi dediniz! Demeyin! Onları çalıştırıp sonra “Kurumsal yapıma ters, bu şekilde insanların karşısına çıkamaz” diyerek işlerini çöpe atarsanız boşa para harcarsınız. Kırılma noktası tam da burası. Sizi en iyi anlatacak gençlere önce kendinizi ve vermek, istediğiniz mesajı en iyi şekilde anlatmalısınız. Onlar sizden aldıkları bilgileri kendi yapıları içerisinde harmanladıktan sonra akıllarında kalanları paylaştıklarında en doğrusunu üretmiş olacaklar. Kabul ediyorum, benim avantajım var. 12 yaşındaki kızımın da dahil olduğu güzel bir ekip var benimle çalışan. Meslek olarak da çok doğru noktada olmamdan kaynaklı bir takım avantajlara da sahibim kabul. Malum gün video içeriğin günü, bizim işimiz de video içerik üretmek. Ekibimizin içerisinde Millennial kuşaklarının hepsinden var. Bir üst kuşak olan bizler ve o gençler, itiş kakış iş çıkartıyoruz. Bu sürtüşmenin nedeni, bizim de bizden bir üst kuşağı çok iyi tanıyor ve beklentilerini çok iyi biliyor olmamız. Zaten bu pozisyonu kontrol edemediğiniz anda Millennial ile 50 yaş üzeri karşı karşıya kalıyor ve anlaşması imkânsız bir ortam oluşuyor. Krizlerin neredeyse tamamı da buradan çıkıyor. Zira Millennial’lar kurum tarafını hiç anlamıyor, anlamak bile istemiyor. Ve hatta maalesef umurlarında bile değil, laf aramızda. Bu formülü çözebiliyorsanız başarı çok yakınınızda demektir.

Amerika’da yeni yeni türeyen bizim de hazırlıklarını yaptığımız yeni nesil internet haber siteleri yayın hayatına başlamış durumda ve tahmin ediyorum ki çok yakında sayıları hızla artacak. Bu haber siteleri ülkemizde de mevcut gazetelerin haber sitelerinden, internet haberciliği yapan sitelerden çok farklı. O sitelerde ‘BOMBA HABER’, ‘ŞOK ŞOK ŞOK’ gibi klasikleşmiş başlıklarla ya da ucuz gazetecilik numaraları ile içerikler üretmiyorlar. Bu sitelerde haberler büyük ve kaliteli görsellerle, sade ve anlaşılır bir dil kullanılarak çok uzun olmayacak şekilde ‘millenniallara’ sunuluyor. İçeriği üretenler de ‘Y’ Kuşak abileri, ablaları! Böylece kendilerine uygun içerikler olduğunu gören gençler bu siteleri takip edip, haberleri bu sitelerden alıyor. Siteleri paylaşıp birbirlerine yayıyorlar. Marketing dünyası da otomatik olarak bu çerçevede çalışmaya başlıyor ve etkili, sonuç odaklı bir hal alıyor her şey. Bu sitelerden en meşhuru mic.com, site ingilizce. Fikir olması açısından inceleyebilirsiniz.

Eskiden Google yoktu dediğimde şaşkın şaşkın suratıma bakan “Nasıl yani” diyen bir kızım olduğunu düşünürseniz, doğru yolu nasıl bulacağımız konusunda siz bu yazdıklarımı bir düşünün.