Buse İlkin YERLİ Sürgünlerde, işkencelerde geçmiş bir ömür: Hasan İzzettin Dinamo. Şair, romancı, bir fikir insanı, hepsiyle beraber de bir komünist. Nâzım Hikmet’in arkadaşı, unutulmayacak bir şair. Mücadeleyle geçen bir ömrün sonunda 20 Haziran 1989’da hayata veda etmiş usta şairin kızı Işık Dinamo ile babasını ve yaşamını konuştuk. • 30 Yıl sonra Hasan İzzettin Dinamo’yu […]

Dinamo’suz 30 yıl

Buse İlkin YERLİ

Sürgünlerde, işkencelerde geçmiş bir ömür: Hasan İzzettin Dinamo. Şair, romancı, bir fikir insanı, hepsiyle beraber de bir komünist. Nâzım Hikmet’in arkadaşı, unutulmayacak bir şair. Mücadeleyle geçen bir ömrün sonunda 20 Haziran 1989’da hayata veda etmiş usta şairin kızı Işık Dinamo ile babasını ve yaşamını konuştuk.

• 30 Yıl sonra Hasan İzzettin Dinamo’yu bize anlatır mısınız? Bir baba, bir edebiyatçı, bir insan olarak… En çok da toplumsal aydınlanma ve devrimci mücadelesi ve çizgisi nasıldı?

Babamın, sürgün ve cezalarla yedi yıl süren bir askerlik dönemi olmuş. Bu nedenle babamı beş yaşına geldiğimde tanıma şansım oldu. İlkokulu bitirene kadar ise dedem Halil Yalçınkaya, anneannem Fatma Hanım, dayım May Yayınları sahibi ve gazeteci Mehmet Ali Yalçın’ın yanlarında yaşadım. Daha sonra Ortaokul ve liseyi babamların yanında okudum. Rahmetli Yaşar Kemal amca Basınköy’de oturduğu dönemde Menekşe’de babama uğramadan evine geçmezdi. Bana da Küçük Dinamo gel bakalım diyerek başımı okşar ve takılırdı. Rahmetli Çetin Altan da sık sık uğrardı. Yusuf Ahıskalı komşumuzdu her zaman bir aradaydılar.

Nazım Hikmet’le yazışmaları Sivas İlköğretmen Okulu yıllarında oluyor. Soyadı Kanunu çıktığında Dinamo adını alınca Hasan Ali Yücel Okul Müdürüdür ve ona oğlum bu ad başına iş açar değiştir diye uyarır. O da bana yakışan ad budur diye yanıtlar. Sonraki yıl Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Bölümü son sınıftan mezun olacağı sırada 24 Nisan 1935’te “Ey Türk İşçisi ve Köylüsü Teşkilatlan” bildirisini hazırlamaktan ve 1930’da yazdığı yayımlanmamış Tren şiiri de suç unsuru sayılarak tutuklanıp dört yıl ceza alır. Babam, ölene dek toplumcu ve gerçekçi çizgisinden hiç ödün vermemiş edebiyat dünyamızın devrimci bir kahramanıydı.

• Trabzon’da büstü kaldırılmış, neler söyleyeceksiniz bu konuda?

Trabzon Meydan Parkı’nda o zamanın belediye meclisi kararıyla bu şehre değer katmış ünlü isimlere ait büstler yapılıp parkın çeşitli yerlerine bir düzen içinde yerleştirilmiş. Parka gelen insanların kültürüne katkı sağlansın diye. Ayrıca parkın ana girişinde Trabzon’a büyük hizmetleri olan kişilerin de adları bir pano şeklinde asılmış. Yaklaşık 20 yıl sonra belediye başkanlığı el değiştirince meydan düzenlemesi yapılıp tüm büstler kaldırılmış. Bir daha yerlerine konmamış. Bu konuda TBMM’de gensoru da verilmişti ama bir sonuç alınamadı. Ne söyleyelim, bir gün değerlerimize saygılı olmayı ve onlar öldükten sonra da yaşatmayı yeni nesillerimize öğretebileceğimiz günlerin yakın olmasını dileyelim. Umalım her şey çok güzel olsun

Hasan İzzettin Dinamo, kızı Işık Dinamo ile…

• Yazdığı romanları ve tüm eserlerinde şiirlerinde yaşadığı acıları, açlığı tarif eden Dinamo açlığı nasıl yaşadı, ailesinin yaşadıkları nelerdi o dönem Trabzon’da?

Dedem Ahmet Bey, Yemen Savaşı’ndan döndükten sonra Akçaabat Ahanda’da (Kavaklı) bahçe işleri ve balıkçılık yaparak geçimini sürdürürmüş. Göçler nedeniyle geçim zorlukları başlayınca İstanbul Sarıyer’e göç etmişler. Şans burada da yüzlerine gülmüyor. Balkan göçleri başlayınca işsizlik artmış ve başka umut yolculukları düşünülmüş. Durak Samsun olmuş bu kez. Burada aile yaşama tutunduğu sırada 1. Dünya Savaşı patlak verir ailenin büyük erkekleri savaşın başında şehit düşünce ailenin yaşam savaşı başlar. Tarifi zor bir hayata sürüklenirler. Anne de vefat edince geriye kalan iki kız bir erkek yetim yurtlarında yaşam savaşı verirler. Bu yaşanmışlıkları, olayları Savaş ve Açlar ile Öksüz Musa kitaplarında abartısız bir şekilde görüyoruz. Her yaşam kendi içinde inanılmazları barındırıyor. Hele ki bunlar savaş çocukları olursa…

• Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Vedat Türkali, Orhan Kemal, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin gibi birçok dostlukları vardı. Onlarla ilgili anılarından aklınızda kalanlar var mıdır? Evinize gelip giderler miydi?

Anı kitaplarında birçok yazar ve şair arkadaşlarıyla olan anıları mevcuttur. Çokları kendisini hem Menekşe’de hem de Ataköy’de ziyarete gelirdi. Üniversite öğrencileri de kendisini ziyaret ederlerdi. Yılmaz Güney film galalarında kendi şoförüyle evinden aldırırdı. Nazım Hikmet’i hiç görmedim ama eşi Münevver Hanım’ı ve oğlu Mehmet’i tanıdım. Ben yaz tatilinde Göztepe’de Kemal Tahir amcalarda kalırken Münevver Hanım, oğlu Mehmet’i pazar günleri oraya getirdiğinde onu oynatır oyalardım

• Kaybolan, el konulan ve yok edilen eserleri nelerdi? Bu hususta neler söylerdi?

Kaybolan romanları ve şiirleri için çok üzülürdü. Anı kitaplarında mevcuttur. Ondan fazla romanının, birkaç oyununun ve binden fazla şiirinin tren yolculunda çalındığını biliyoruz. “Yitik Şiirlerime Ağıt” adlı bir şiiri de vardır. El konulan “Tren” şiirinin birkaç dizesini ancak anıları arasından öğreniyoruz. Tamamı nasıl bilmiyoruz. “Sosyalist Türkiye Cumhuriyeti” şiirini de tutanaklardan bulduğumuz kadarıyla kitaba koyuldu

• Bugün ülkemizin hali Dinamo’nun düşünceleri ve eserleriyle değerlendirilirse, babanız sizce neler söylerdi?

Babamın yaşamı savaşın zorluklarıyla ve kötülükleriyle yoğrulduğu için savaşların kötülüğünü kitaplarında işlemiştir. Özgür yaşamanın önemini şiirlerinde vurgulamıştır. Daha 1939 yılında yazdığı “21. Yüzyılın İnsanlarına Şiirler” inde insanlara umutsuz olmamayı, güzellikleri, özgürlüğün değerini bilmemizi öneriyor. Kısacası “umudumuzu yitirmemeyi öğütlerdi “sanırım. Umudumuz, yarınlarda ülkemiz ve tüm insanlık için her şeyin çok güzel olması dileğimizdir.