MEB, ilkokullarda açmayı hedeflediği 4 bin atölyeyi “kaynakları” gerekçe göstererek gerçekleştirmedi. Bakanlık, ilkokullar için mazeret sunarken din öğretiminde ise 200 olması hedeflenen atölye sayısı 406 oldu.

Dine çok, okula yok
Fotoğraf: MEB

Mustafa BİLDİRCİN

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) verilerine göre, okulöncesi eğitim ve ilköğretim kademeleri için koyduğu hedeflerin gerçekleşme oranları dikkati çekti. MEB’in verilerine göre, 2023 yılında ilköğretim kademesindeki 4 bin okulda atölye açma hedefi koyuldu. Ancak Bakanlığın yılsonunda tek bir okulda dahi atölye açmadığı öğrenilirken temel eğitimin ilköğretim kademesindeki hedeflerin büyük bölümü ise tutturulamadı. Buna karşın iktidarın dini eğitim ağırlıklı eğitim politikalarına ayna tutan verilere göre, “Din Öğretimi” adı altında konulan hedeflerin tamamı eksiksiz gerçekleştirildi.

MİLLİ EĞİTİMİN ATÖLYE ÇELİŞKİSİ

MEB’in temel eğitim veren ilköğretim okullarına yönelik atölye hedefinin gerçekleştirilememe nedeninin, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler olduğu bildirildi. MEB, depremlerin ardından, “kaynaklarının daha verimli ve etkin kullanılması amacıyla” atölye açılması faaliyetini yürütemediğini bildirdi.

İlköğretimde atölye hedefi, din öğretimine yönelik de konuldu. Temel eğitim atölyelerini, “kaynakların etkin kullanılması” amacıyla açamayan MEB, din öğretimi atölyeleri hedefinde ise öngörüsünü ikiye katladı. Buna göre, 2023 yılında ilköğretim kademesinde 200 din öğretimi atölyesi açma hedefi koyan MEB’in açtığı din öğretimi atölyesi sayısı 406 oldu. Temel eğitimde atölye hedefinin gerçekleşme oranı yüzde 0 olurken din öğretiminde ise bu hedef yüzde 203’e çıktı.

Eğitim Uzmanları Ali Taştan ve Özgür Bozdoğan, MEB’in atölye tercihleriyle ilgili BirGün’e değerlendirmelerde bulundu.

KAYNAKLAR EŞİT KULLANILMALI

6 Şubat depremlerinin ardından kaynakların depremin yarattığı tahribatı onarmak amacıyla kullanılmasının anlaşılabilir olduğunun altını çizen Özgür Bozdoğan, “Tasarrufun sadece temel eğitim genel müdürlüğüne bağlı okullarda yapılması ve din öğretimine bağlı okullarda yapılmamış olması okul türleri arasında eşitliği ortadan kaldırmaktadır” dedi. Tablonun, MEB’in okullaşma politikası ile doğrudan ilgili olduğunu vurgulayan Bozdoğan, “Üstelik din öğretimine bağlı okullarda hedeflenenin iki katından fazla atölye açılarak eşitsizlik derinleştirilmiştir. Kamu kaynakları tüm öğrenciler için eşit kullanılmalıdır” diye konuştu.

MEB İÇİN TEK BİR OKUL TÜRÜ VAR

Eğitim Uzmanı Ali Taştan ise MEB’i yönetenler için yalnızca tek bir okul türü bulunduğunu ve bunun da imam hatip okulları olduğunu kaydetti. MEB’in verilerinin imam hatiplere yönelik birçok ayrıcalık ortaya koyduğunu ifade eden Taştan, şunları söyledi:

“Temel eğitimde deprem nedeniyle tutmayan hedefler din öğretiminde iki kat fazla yapılmış. İmam hatip ayrıcalığı çok açık ortadadır. Yeni binalar imam hatip yapılır, imam hatipteki öğrencilere burs, servis, yemek imkânı sağlanır diğer okul türlerine ise bu imkânlar asgari düzeyde sunulur. Nazif Yılmaz adındaki Bakan Yardımcısı’nın tek işi imam hatipleri ayrıcalıklı okullar yapmaya çalışmaktır. Bu yöneticiler olduğu sürece diğer okul türleri üvey evlat muamelesi görmeye devam edecektir.”