Ekonomik kriz kendini kadınlar ve gençler üzerinde hissettirmeye devam ediyor. Hâlihazırdaki krizin kadınlara yönelik olan yaptırımını özellikle işe alımlarda kullanılan cinsiyetçi tutum ve politikalar da destekliyor. Her dört gençten birinin işsiz olarak tanımlandığı Türkiye’de, DİSK-AR verilerine göre Nisan 2018’de yüzde 12 olan kadın işsizliği Nisan 2019’da yüzde 15 seviyesine yükseldi. Genç kadın işsizliği ise alarm […]

Diplomalı işsiz kadınlar anlatıyor: Patronların cinsiyetçi bahanelerinden bıktık

Ekonomik kriz kendini kadınlar ve gençler üzerinde hissettirmeye devam ediyor. Hâlihazırdaki krizin kadınlara yönelik olan yaptırımını özellikle işe alımlarda kullanılan cinsiyetçi tutum ve politikalar da destekliyor. Her dört gençten birinin işsiz olarak tanımlandığı Türkiye’de, DİSK-AR verilerine göre Nisan 2018’de yüzde 12 olan kadın işsizliği Nisan 2019’da yüzde 15 seviyesine yükseldi. Genç kadın işsizliği ise alarm veriyor. Genç kadınların yükseköğretim okullaşma oranı yüzde 47.4 olmasına karşın genç kadın işsizliği 33.6.  Genç kadın işsizliği, tüm işsizlik oranları arasında en yüksek seviyede olanı. Konuya ilişkin konuştuğumuz Türkiye’deki kadın işsizler, işe başvuru süreçlerini BirGün’e anlattı.

Erkek mimar istiyorlarmış!

Yaklaşık dört yıldır iş arayan 27 yaşındaki mimar Ezgi Altunay, şantiyede çalışmak istediği dönem sık sık ‘Erkek mimar arıyoruz’ ilanlarıyla karşı karşıya kaldığı ifade ediyor.  Altunay, “Yüksek lisansı tamamladıktan sonra tekrardan iş başvurusu yaptım. Bu sefer de evli olduğum için eşimin ne iş yaptığı, çocuk yapmayı ne zaman düşündüğüm sorgulandı. Ocak ayında arkadaşımın referansıyla işe başladım. Ekonomik kriz inşaat sektörünü de etkileyince maaşlarımızla ilgili sıkıntılar yaşadık. En uzakta ben oturduğum için hemen beni işten çıkardılar. Daha sonra tekrar iş aramaya başladım. Bu sefer de otomatik dönüşle karşılaştım. 2015’te on yere başvuruyorsam sekizi yüz yüze görüşmeye davet ediyordu. Şu anda otomatik ‘Size geri dönüş yapılacaktır’ mesajı alıyorsunuz ve kimse geri dönmüyor” şeklinde konuşuyor.

‘İşçileri idare edemezsin’ zaten ‘ufak tefeksin’

Altunay sözlerini şöyle sürdürüyor: “Evlendikten önce ve sonra yaptığım iş görüşmeleri arasında uçurum vardı. Eşimin çalışma saatleri soruluyordu çünkü yemek yapma saatimi öğrenmeye çalışıyorlardı. Eşim geç saatte işten çıktığı için bu durum hoşlarına gidiyordu. Mimar olarak yapı denetim firmasında, şantiyelerde çalışabilirsiniz. Aslında yeteri kadar iş alanı var ama kadın olduğunuzda sizi ofiste konumlandırıyorlar. Ben şantiyeye gittiğimde işçileri yönlendiremeyeceğim düşünülüyordu. ‘Ufak tefek gibisin, yapabileceğini düşünüyor musun?’ diyorlardı. Şantiyelerde çalışmak istediğim dönem bazı iş yerlerini baştan elemek zorunda kalmıştım. Çünkü direkt olarak ilanda erkek mimar istedikleri yazıyor. Diğer görüşmelere gittiğim firmalarda da ‘Biz bazen işçilerle birlikte yemek yiyoruz sen de yiyebilir misin?’, ‘Bunun altından kalkabileceğini düşünüyor musun?’ , ‘Eşin şantiyelerde çalışmandan sıkıntı duyar mı?’ gibi garip sorular soruluyordu.”

İstanbul Üniversitesi Matematik bölümünden geçen sene mezun olan Gamze D. ise tecrübeli eleman arayışından ötürü stajyer başvurusu yapmak durumunda kaldığını aktarıyor: “Sürekli tecrübe istiyorlardı fakat yeni mezun olmuş birinden ne tecrübesi beklediklerini anlayamıyorum. Okul boyunca da yaptıklarımın iyi olmasına rağmen hâlâ deneyimim olmadığı için hiçbir iş yeri kabul etmiyor. Mezun olmama rağmen stajyer olarak başvuruyorum fakat bu sefer de yine senden çok şey isteniyor. Türkiye standartlarının belli olmasına rağmen ana dilimiz gibi İngilizce konuşmamız bekleniyor. Yazılım dili, program dili, aktiviteler konusunda tam olmamız gerektiği söyleniyor. Mutlaka bir kusur bulunuyor. Ama problem şu ki beni işe almadıkları takdirde ben o tecrübeyi nasıl edineceğim?”

‘Öğretmenlik tam kadınlara göre’

Gamze D., yaşadıklarını şu sözlerle ifade ediyor: “Ben aslında matematik bölümü mezunuyum ama herhangi bir iş yerine iş görüşmesine gittiğimde ‘Neden formasyon alıp öğretmenlik yapmıyorsun?’ diyorlar. Bu çok yanlış çünkü ben matematik öğretmenliği değil matematik mezunuyum. İşe alacak insanların düşündüğü tek şey ‘Öğretmenlik yapabilirsin. Kadına göre çok uygun bir meslek. Gündüz çalışır, akşam eve geldiğinde yemeğini yapar evini barkını temizlersin’ oluyor. Bu soruların bana sorulmasından çok rahatsız oluyorum.”

Kadınlar kamera kullanamazmış

Film tasarımı mezunu Medusa Şakacı da, film ve dizi sektöründe cinsiyetçiliğin daha keskin boyutlara ulaştığından bahsediyor. Şakacı, ciddi emek sömürüleri de olduğunun altını çizerek “Mezun olduğunda eğer tanıdığın yoksa ortada kalıyorsun. Film tasarımı mezunuyum. Sette iş bulmak biraz daha tesadüfi gerçekleşen bir olay. Örneğin bir proje oluyor, eğer film ise üç hafta sonra bittiğinde tekrardan iş aramaya başlıyorsun. Diziyse de şeflerine bağlısın. Şeflerin seni beğenirse yükselebiliyorsun fakat şefin işten çıkarsa doğal olarak sen de işten ayrılıyorsun. Bunun dışında ‘dizi tutmadı, reytingi düşük’ gibi sebeplerle aniden işimize son verilebiliyor. Benim son çalıştığım iş popüler bir diziydi. Grup şefim ve ana şef tartışmıştı. Ertesi gün servis beklerken bir anda kapı dışarı edildiğimi öğrendim. Kadın olduğun için zaten direkt kamera kısmından uzakta bir yerde konumlandırılıyorsun. ‘Kamera ağır, yağmur var, çamur var’ diyerek bir şekilde reddediliyorsun. Zaten kendi içlerinde eril bir dil oluşturdukları için seni de dâhil etmek istemiyorlar” diyor.