Direnişteki işçilere Taksim yasağını sorduk: Bizden korkuyorlar, bu bir onur mücadelesi

Sendikalı oldukları için işten atılan ve direnişlerini sürdüren işçiler, 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Kimi ilk kez 1 Mayıs’a katılacağı için heyecanlı, kimi ise bu günü direniş çadırında karşılıyor. Direnişteki işçilere, 1 Mayıs’a ilişkin taleplerini ve hükümetin Taksim yasağını sorduk. İşçiler, Taksim’in 1 Mayıs’a kapatılmasına tepki gösterdi. 1 Mayıs’a ilişkin öncelikli taleplerinin sendikalı olarak işlerine dönebilmek olduğunu söyleyen işçiler, artık insan yerine konmak ve insana yaraşır koşullarda çalışmak istediklerini dile getirdi.

'BU BİR ONUR MÜCADELESİ'
Yıldız Koç, Divan Turizm A.Ş.’de DİSK Gıda-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve 72 gündür direnişte olan 55 işçiden biri. Koç, başlıca taleplerinin sendikalı, toplusözleşmeli şekilde işlerine geri dönebilmek olduğunu vurguladı. Taksim’de birkaç gün önce polis saldırısına uğradıklarını da hatırlatan Koç, direnişlerinin artık maddiyat talebinden çıktığını, bir onur mücadelesi haline geldiğini belirtti: “Biz yöneticilerimizden, amirlerimizden çok hakaret işittik. Artık kendimize hakaret ettirmeyeceğiz. Bizi küçük görmelerine, aşağılamalarına izin vermeyeceğiz. Biz insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz.”

İlk kez 1 Mayıs’a katılacağını söyleyen Koç, Taksim’in 1 Mayıs’a kapatılmasına anlam veremediğini söyledi. Koç, “Biz işçilerden ne istiyorlar? Neden inatla yasaklıyorlar? 1 Mayıs Tarkan konserine, taraftar gruplarına, herkese açık, neden bize kapalı, anlamıyorum. Taksim işçilerin alanıdır, işçiler 1 Mayıs’ı gönlü nerede istiyorsa orada kutlamalıdır. Biz Taksim’de olacağız” diye konuştu.

GÖRMEYENLER, DUYMAYANLAR İÇİN...
Maltepe Üniversitesi Hastanesi’nde 142 gündür direnişlerini sürdüren Dev Sağlık-İş üyesi işçilerden Şehriban Kaya, “142 gündür neyi talep ediyorsak, 1 Mayıs alanında da aynı taleplerle yerimizi alacağız. Görmeyenler, duymayanlar için…” dedi.  “Sendika hakkı Anayasa’da var. Buna rağmen bize bu hakkı kullandırmamaları korkunç” diyen Kaya, sendikalı olarak işlerine geri dönmek istediklerini ifade etti.

Kaya, diğer taleplerini şöyle sıraladı: “Güvenceli bir iş istiyoruz. Herkese iş, insanca onurlu bir yaşam... Taşeron köleliği son bulsun. Çocuklarımız için kreş istiyoruz.”

Taksim’in 1 Mayıs’ta işçilere kapatılmasına tepki gösteren Kaya, “İşçileri birliğinden korkuyorlar. Çünkü her yerde kazan kaynıyor, kimse mutlu değil. İnsanlar taleplerini güçlü şekilde dile getirmesin istiyorlar” diye konuştu.

***

Otel işçileri de Taksim’de

Grand Hyatt Otel’de sendikalı oldukları için işten atılan ve 23 gündür direnişte olan 33 işçiden Recep Yüzer de,  sendikaları Tüm Emek Sen ile birlikte 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını belirtti. Yüzer, taşeronluğun kaldırılmasını, tüm taşeron işçilerinin geriye dönük hakları verilerek kadroya alınmasını, iş güvencesi sağlanmasını, haftalık izinlerin iki güne çıkarılmasını ve örgütlenme hakkının engellenmemesini istediklerini belirtti.

Yüzer, hükümetin Taksim yasağını ise şu sözlerle değerlendirdi: “2012 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlandı ve bildiğim kadarıyla dünyanın en kitlesel ikinci 1 Mayıs’ı oldu. Bu yüzden korktular. Taleplerimizi bu kadar kitlesel şekilde dile getirmemizden korktukları için yasak getiriyorlar. Bu da sınıf savaşının bir parçası aslında. Şaşırmamak gerek.”

***

Artık gücümüzü gösterelim

Bursa Nestle Gıda fabrikasında 302 gündür direnişte olan, sekiz gündür de açlık grevi yapan işçilerden Bülent Doğan, 1 Mayıs’ta bazı arkadaşlarının Bursa’da düzenlenecek mitinge katılacağını, kendisinin ise çadırda olacağını söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu ülkede hep ezilen işçi oluyor. Zaten aç yaşıyorduk, şimdi kıdem tazminatımıza bile el uzattılar. Dört bir yan taşeron oldu. Böyle giderse çocuklarımızın bir geleceği olmayacak. Artık birlik olalım, gücümüzü gösterelim. Birlik olmazsak böyle ezilmeye devam edeceğiz.”