AKP’nin iktidara geldiği 2002 sonunda ülkenin dış borcu 124,9 milyar dolarken bugün dış borç 435,1 milyar dolara yükseldi. Artık ülkenin bir yılda elde ettiği 100 dolarlık gelirine karşılık 59,2 dolar da borcu var. Üstelik başkanlık sisteminin kurumsallaştığı son iki yılda kamunun dış borçtaki payı hızla arttı.

Dış borç göstergeleri 2002’den daha kötü

EKONOMİ SERVİSİ

Hazine ve Maliye Bakanlığı bu yılın eylül ayı sonu itibariyle Türkiye dış borç stoku verilerini yayımladı. Kamu ve özel sektörün toplam dış borcu 435 milyar 121 milyon dolar olarak kaydedildi. Öte yandan borcun sürdürülebilirliği açısından önemli bir gösterge olan dış borcun milli gelire oranı ise yüzde 59,1 olarak kaydedildi. Bu oranın gelişmekte olan ülkeler için yüzde 50’nin üzeri yüksek riskli kabul ediliyor.

Türkiye’de ise dış borç oranı 2017’nin 2’nci çeyreğinden itibaren yüzde 50’nin üzerinde seyrediyor.

Peki dış borcun içeriğinde neler var? Bu borç kime ait? Verilere göre 435,1 milyar dolarlık borcun 166,4 milyar doları (yüzde 38,2’si) kamu kesimine, 21 milyar doları (yüzde 4,8’i) Merkez Bankası’na, 247,7 milyar doları (yüzde 56,9’u) ise özel kesime ait. Öte yandan dış borcun içeriğinde son yıllarda kamu kesiminin payındaki artış dikkat çekiyor. 2018’in aynı döneminde dış borcun yüzde 30’u kamu kesimine aitken, bu oran 2019’un aynı döneminde yüzde 33’e, bu yılın aynı döneminde ise yüzde 38,2’ye yükseldi. Bu süreç içinde özel kesimin borçları piyasa mekanizması içinde kamulaşmış oldu.

***

Başkanlık sistemi dış borcu kamuya yıktı

2018’de 24 Haziran seçimlerinden sonra kurumsallaşan başkanlık sistemi, ekonomide de yıkım getirdi. 2018’in Haziran sonunda dış borcun milli gelire oranı yüzde 51,5 iken bugün bu oran yüzde 59,2’ye yükseldi. Sorun sadece bu değil. Aynı zamanda dış borcun içindeki kamu kesimi payı da arttı. Her 100 dolarlık dış borcun ne kadarının kamuya ait olduğu tablodaki gibi.

dis-borc-gostergeleri-2002-den-daha-kotu-823637-1.