Diş hekimleri bile gelecekten kaygılı

HABER MERKEZİ

Araştırma şirketi Konda’nın İstanbul Diş Hekimleri Odası (İDO) için yaptığı diş hekimlerinin salgın sürecinde yaladığı korku ve kaygılarla ilgili anket çalışmasına göre diş hekimlerinin yüzde 78’i yani her 5 diş hekiminden 4’ü mesleklerinin geleceğinden kaygı duyuyor. İDO Başkanı ve Diş Hekimi Tarık İşmen, “Bu olumsuz sonuçları gidermek için Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK) yeni diş hekimliği fakültesi açılmasına son vererek, kontenjanları düşürmesi gerekli” diyor.

Bin 355 diş hekimiyle görüşülerek yapılan ankete göre 29 yaş altındaki genç diş hekimlerinde ise işiyle ilgili gelecek kaygıları yüzde 93’e çıkıyor.

Diş hekimleri sosyal fobi yaşıyor

Araştırmaya göre diş hekimlerinin yüzde 65’i meslekte artan işsizliğin en önemli nedeni olarak diş hekimi sayısının artmasını gösteriyor. Diş hekimlerinin yüzde 78’i de devletin özel muayenehane, poliklinik ve merkezlerden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında diş hekimliği hizmeti alması gerektiğini söylüyor.

Anket, diş hekimlerinin salgın sürecinde sağlıklarını kaybetme korkusu, yakınlarına ve hastalarına enfeksiyon taşıma kaygısı ve sosyal fobi gibi pek çok olumsuz duyguyu yaşadığını da ortaya koyuyor.

İDO üyelerinin yüzde 91’i “Ailem veya yardımcılarıma hastalık taşıma kaygısı yaşadım” diyor. Anket katılımcılarının yüzde 77’si sağlığını kaybetme korkusu yaşarken, her 10 katılımcıdan 7’si pandemi sürecinde hastalarını çapraz enfeksiyona maruz bırakma kaygısı yaşıyor.

Yüzde 67’sinin geliri azaldı

Bu süreçte gelirinin azaldığını söyleyen diş hekimlerinin oranı ise yüzde 67.

İDO üyesi diş hekimlerinin yüzde 40’ı da pandemi sürecinde sosyal fobisinin oluştuğunu belirtiyor.

Anket sonuçlarını değerlendiren İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Diş Hekimi Tarık İşmen, “Pandemi sürecinden tüm toplum kesimlerinin etkilendiğini iyi biliyoruz. Ancak diş hekimlerinin yaşadıkları kaygı ve sorunlar bambaşka bir nitelik taşıyor” diyor ve bunu şöyle açıklıyor:

“Özellikle filyasyonda çalışan meslektaşlarımız pandemi sürecini çok yakıcı biçimde yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Ancak bunun ötesinde diş hekimliği hastayla yakın çalışma koşulları nedeniyle sağlık meslek grubu içinde en riskli dallardan biri.”

İşmen, araştırmadan çıkan en çarpıcı sonuçlardan birisinin de diş hekimlerinin işlerinin geleceğine ilişkin duydukları kaygının yüksekliği olduğunu belirtiyor. Yüksek Öğretim Kurumu’nun meslek örgütlerine danışmadan ve sağlık alanındaki koşulları ve potansiyeli dikkate almadan diş hekimliği fakülteleri açmasının işsizliğe neden olduğunu aktaran İşmen şunları dile getiriyor: “Fakültelerin kontrolsüzce açılması bu alandaki işsizliği özellikle de genç diş hekimleri arasındaki işsizliği artırmaktan başka bir işe yaramıyor. 1908’den 2002’ye kadar Türkiye’de bu alanda 19 fakülte vardı. 2003-2009 arasında bunlara 10 fakülte daha eklendi ve 29’a çıktı. 2009-2021 arasındaki süreçte ise bu sayı 29’dan 102’ye çıkarıldı. Şu anda Türkiye genelinde 34 bine yakın öğrenci diş hekimliği fakültelerinde öğrenim görüyor. Ülkemizde her yıl İstanbul Diş Hekimleri Odası’nın toplam üye sayısına yakın, yani yaklaşık 9 bin genç bu bölümlere kaydoluyor. Genç mezunların yüzde 93’ünün gelecek kaygısı duyması bu nedenle son derece doğal hale geliyor.”