Dışarıda virüs evde şiddet var

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ / CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili

Tüm dünyada hayat durma noktasına gelirken kadınlar sokakta virüs ile evde şiddet arasına sıkıştı. Salgın günlerinde virüsten korunmak için kapanılan ev, pek çok kadın için konfor değil psikolojik, ekonomik, fiziksel ve cinsel tehdit demek. Bu tabloda çocukların payına ise zaman zaman şiddetin muhatabı zaman zaman da tanığı olmak düşüyor. Avrupa’nın pek çok ülkesinde rakamlar hızla artıyor. Ancak Türkiye’den farklı olarak bu ülkelerde, her ne kadar yeterli olmasa da bir çözüm arayışı da var.

Avrupa’da destek paketleri açıklanıyor

Almanya’da sokakta şiddet yüzde 30 oranında gerilerken ev içi şiddette ciddi bir artış var. Yerel yönetimlerin yanı sıra, Federal hükümet de önlemler alıyor. Aile Bakanlığı, sığınma evleri ve şiddet konusunda faaliyet gösteren kurumlara 120 milyonluk avro ek ödenek ayrıldığını açıklarken, sığınma evlerinin kapasitenin dolma ihtimaline karşı boş olan oteller ve yazlık evlerin devreye sokulacağı belirtiliyor.

İngiltere’de de durum farklı değil. İçişleri Bakanlığı ev içi şiddete karşı 2 milyon poundluk ek ödenek ayırdı. Fransa, ilk günlerde, ulusal yardım hattına yapılan çağrılarda sert bir düşüş olduğunu açıklasa da, hükümet bir hafta sonra, erkek şiddetinin ülke genelinde üçte bir oranında arttığını bildirdi. Fransız hükümeti, şiddet mağduru kadınların otel masraflarını karşılayacağını duyurdu.

Erkek şiddetine karşı Mask19

Covid-19 günlerinde erkek şiddetine ilişkin rakamlar buzdağının görünen yüzü. Tespit edilebilenler, edilemeyenlerden çok daha fazla. Acil yardım hattı yerine internet aracılığıyla yardım isteyenlerin oranlarında yüzde 250’ye varan artışlar görülüyor.
Kadına yönelik şiddetle ilgili çalışan kurumlar, yaratıcı yöntemler bulmak için çabalıyor.

Bulunan yöntemlerden biri İspanya, Fransa, Almanya, İtalya ve Norveç’te uygulanmaya başlandı. Bu yöntemle eczaneler devreye sokuldu. İzolasyon dönemlerinde de açık olan ve insanların rahatlıkla ulaşabildiği eczaneye giden kadının, eczacıya “Mask19” demesi yeterli oluyor. Bu kodu alan eczacı kadının adresi ve telefon numarasıyla polise başvurarak şiddet bildiriminde bulunuyor.

Türkiye’de tablo korkutucu

Ülkemizde ise ne yazık ki zaten yetersiz olan koruma tedbirleri kadınları “kırk katır mı kırk satır mı?” ikilemine sıkıştırdı.
Covid-19 günlerinde milyonlarca kadın virüs dışında, yoksulluk, işsiz kalma tehdidi ve erkek şiddeti ile baş başa bırakıldı.

Olağanüstü koşullarda, alınması gereken hiçbir önlemi almayan siyasi iktidar, bu yetmezmiş gibi, muhalefetin ve kadın örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen, infaz yasasını yürürlüğe koyarak kadına şiddet uygulamış binlerce faili sokaklara saldı.
Genç bir kadın, hapisten çıkar çıkmaz kapısına dayanarak “Başkasına yar etmem, seni öldürür, 10 yıl yatar çıkarım” diyerek tehditler savuran eski eşinden korunmak için yardım istiyor sosyal medyaya yüklediği videoyla. Genç kadının 4 yaşındaki kızıyla birlikte kapandığı evden yükselen yardım çığlığı, önümüzdeki günlerin de habercisi adeta.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun belirlemeleri önümüze korkutucu bir tablo koyuyor: Ülkemizde fiziksel şiddet yüzde 80, psikolojik şiddet yüzde 93, şiddete uğrayan ve sığınma evi talebi ise yüzde78 oranında artış gösterdi.

Ev içi şiddetin komşular tarafından bildirilmesi ise yüzde 100 oranında arttı.

Siyasi iktidarın bu koşullardaki vurdum duymazlığına karşın biz taleplerimizi ısrarla dile getirmek zorundayız.

Zaten yetersiz olan sığınma evi kapasitesi hızla artırılmalı. Her ilde şiddete uğrayan veya şiddet tehdidiyle yüz yüze olan kadınların çocukları ile birlikte kalabilecekleri güvenli oteller belirlenmelidir.

Kadınların darp raporu almak için hastaneye gitmeleri kolaylaştırmalı, kadının güven içinde ve virüsten korunma kurallarına uygun bir biçimde hastanelere ulaşması ile ilgili kolluk görevlilerine sorumluluk verilmelidir.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkili bir biçimde uygulanmalı, kadına yönelik artan şiddete karşı acil eylem planı, kadına sivil toplum kuruluşlarının da katkısıyla oluşturularak hayata geçirilmelidir.

Acil yardım hatlarının kapasitesi artırılmalı ve 7-24 hizmet vermeleri sağlanmalıdır.

Geçmişte şiddete uğramış ve risk altındaki kadınlar düzenli aralıklarla aranarak yalnız olmadıkları hissettirilmeli ve olası bir şiddet halinde yapabilecekleri konusunda bilgilendirilmelidir.

Sığınma evlerinde sağlık ve hijyen uygulamaları en üst standartlarda tutulmalı, Covid-19 önlemleri artırılmalıdır.

Ve bütün bunlar, kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadın sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde gerçekleştirilmeli, bu örgütler ekonomik olarak güçlendirilmelidir.

Normal koşullarda bile şiddetten, tacizden, tecavüzden koruyamadığımız kadınların güvenliğini salgın günlerinde sağlamak için olağanüstü tedbirler alınmalı ve hayata geçirilmelidir.

Gün, binlerce kadın ve çocuğun, bu süreci asgari travmayla atlatmasını sağlamak için seferber olmak günüdür.

Daha geç olmadan, kadınlar sokakta virüs evde şiddetten kırılmadan harekete geçmeliyiz.