Mevcut iktidara oy verenler de dahil olmak üzere “dışarı”da milyonlarca insan, sizin işlediğiniz iddia edilen çeşitli suçlardan değil Saray’ın talebiyle cezaevinde olduğunuzu biliyor. Gururla “hepimiz oradaydık” diyebileceğimiz özgür günlerde omuz omuza olmak dileğiyle.

Dışarıdan içeriye mektuplar: Bugünler mutlaka geride kalacak
İllüstrasyon: Tarık Tolunay

Erkan BAŞ - TİP Genel Başkanı

Uzun zaman sonra ilk kez bir mektup yazmak için oturdum masaya, hatta itiraf edeyim bu klavye tuşlarına basarak yazdığım ilk mektup. Öyle ya mektup, kalemle yazılırdı. Şimdi artık 21. yüzyıla geldik ya, bilgisayarla ve hepimiz adına esir tutulan arkadaşlarımıza “dışarıdan içeriye” mektuplar yazıyoruz! 

Galiba bunun kendisi bile bir AKP iktidarı özeti… 

Tüm dostları teker teker ve yürekten sevgiyle selamlayarak başlayayım. 

Bu mektubu bütçe görüşmeleri sırasında TBMM’den yazıyorum. Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülüyordu, Bakan yarım saat kadar konuştu, dikkatle dinledim. Bomboş bir konuşma yaptı. 

O konuşmayla ilgili söyleyeceklerimi burada bitirmek isterdim ama bilinmesini istediğim iki şeyi ekleyeceğim. 

Konuşma boyunca not almaya çalıştım, “405 cezaevinde 288 bin 959 tutuklu” olduğunu söylemiş mesela… Ne kadar övünülecek bir şey değil mi! 

Hakkını yemeyeyim iyi hazırlanmıştı, elinde kocaman bir fotobloka basılmış bir bina fotoğrafı vardı. Ne kadar büyük Adalet Sarayı inşaatı yaptıklarını gösteriyordu, 622 bin metrekare kapalı alana sahipmiş. Dinlerken karşımda bir Adalet Bakanı mı var, yoksa bir emlakçı veya yaptığı binayı satmaya çalışan bir müteahhit mi diye düşündüm ve konuşma bitti. 

Bu da Türkiye’deki adaletin özeti sanki kocaman “adalet sarayları” var, yepisyeni cezaevleri yapmışlar… 

Böyle bir Adalet Bakanlığı olan bir ülkede cezaevindeki dostlarıma “dışarıdan” ne söyleyebilirim ki? 

Mesela adalet, hukuk, yasa gibi kelimelerle açıklanabilecek durumda değil, ortada çırılçıplak bir gerçek var, bu iktidar döneminde yargı bir sopaya dönüştürülmüş durumda ve toplumu susturmak, sindirmek için kullanılan basit bir enstrüman olmanın dışında bir anlamı kalmadığını anlatmanın anlamı var mı? 

Adında Adalet olan parti tarihe Türkiye tarihinin en adaletsiz iktidarı olarak geçmek için şimdiye kadar yaptıklarının fazlasıyla yeteceğini mi anlatayım? 

Tek tek saymaya gerek yok, her gün ama her gün bunun yeni bir örneği daha ortaya çıkıyor. Biliyorum ki her birisi tek tek bizden çok daha yakından takip edip, her seferinde yeniden ve yeniden bu duruma isyan ediyorsunuz. 

Mevcut iktidara oy verenler de dahil olmak üzere “dışarı”da milyonlarca insan, sizin işlediğiniz iddia edilen çeşitli suçlardan değil Saray’ın talebiyle cezaevinde olduğunuzu biliyor. Bu iktidarın keyfini kaçırdığınız, koskoca bir ülkenin kaderinin bir insanın iki dudağı arasından çıkacak sözlerle yönetilmesine karşı çıktığınız, hiç kimsenin yasalardan, Anayasadan üstün olmadığına inandığınız, ezcümle onurlu ve sorumluluk sahibi insanlar olduğunuz için, eskilerin bir deyimiyle, büyük bir cezaevine dönen ülkemizin içindeki küçük bir cezaevinde esir tutulduğunuzu biliyoruz. 

Tüm bunları durumu hafifletmek için yazmıyorum, hatta söylediğim gibi siz zaten bunu biliyorsunuz, yaşıyorsunuz, dolayısıyla aslında sizlere söylenmesinin gereği de yok, unutmanız da mümkün değil. 

Fakat eğer bunun doğruluğuna ilişkin bir tartışmamız yoksa demek ki esas mesele “dışarı”da olanların bunun gereğini yapamamasıdır. 

Hepimiz, hepinizden özür dilemeliyiz. Bugüne kadar hâlâ bu iktidarı yenip, salt bu iktidara teslim olmadığı için cezaevinde tutulan tüm arkadaşlarımıza, onların tüm sevdiklerine karşı borçluyuz. Bunu her gün tekrar tekrar hatırladığımızı ve birbirimize hatırlattığımızı da bilmenizi isterim. 

Varsın seçimleri kazanmış olsunlar. Hiçbir seçim sonucu hakikati değiştirmez. Sizin gibi yürekli insanların olduğu, bin bir zorlukla yaşamını sürdürmeye çalışan ama her hal ve şartta onurlu yaşamakta ısrar eden milyonlarca insanın yaşadığı güzel ülkemiz, bu berbat yönetimi ve yaşattıklarını hak etmiyor. 

Gereğini yapmak için çabamız sürecek. Tüm ülke özgürleşene kadar, haksız hukuksuz biçimde esir tutulan tüm arkadaşlarımızla kucaklaşana kadar kesintisiz biçimde devam edecek. 

Sevgili dostlar, 

Hayat bir biçimde devam ediyor, biliyoruz ki bu günler de mutlaka geçecek. Şimdi 2023’ü bitirip yeni bir yıla giriş için gün sayılmaya başlandı. 2024’ün gerçekten yeni bir yıl olmasını en çok hak eden tüm dostların, sizlerin yeni yılını şimdiden kutluyorum. 

En kısa sürede yeniden ve gururla “hepimiz oradaydık” diyebileceğimiz özgür günlerde omuz omuza olmak dileğiyle, hepinizi sevgiyle, hasretle selamlıyorum.