Avrupa Birliği Liderler Zirvesi'nin sonuç bildirgesine tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı, “AB’nin büyük kesiminin benimsemediğini bildiğimiz AB Zirve Sonuçlarına konulmak zorunda kalınan hukuka aykırı tutumu reddediyoruz” açıklamasında bulundu.

Dışişleri’nden Avrupa Birliği'ne yaptırım tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nin sonuç bildirgesine tepki gösterdi. Konuya ilişkin yapılan ‘aşamalı yaptırım’ kararının, 'hukuka aykırı' olduğu ifadesine yer verildi.

Açıklamada, “AB’nin büyük kesiminin benimsemediğini bildiğimiz AB Zirve Sonuçlarına konulmak zorunda kalınan hukuka aykırı tutumu reddediyoruz. B bu kararında bir kez daha Kıbrıs Adasının ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkını ve iradesini görmezden gelmiştir” denildi.

Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamanın tamamı şöyle:

"1-2 Ekim AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nden bu yana ülkemizle diyalog ve temas yönünde çaba gösteren Dönem Başkanı dahil birçok AB ülkesi olsa da, bir-iki ülkenin dar siyasi hesapları nedeniyle Türkiye-AB ilişkilerinde henüz pozitif gündem yaratılamamış ve AB hiç bir yararı olmayan kısıtlayıcı önlem alma arayışından çıkamamıştır.

Bazı üye ülkelerin üyelik dayanışmasını ve veto haklarını kötüye kullanarak, Türkiye’ye karşı gündeme getirdikleri maksimalist talepleri ve haksız tutumları, Türkiye ile AB’yi bir kısır döngü içine sokmuştur. Bu durum, Türkiye ve AB’nin ortak çıkarları ile bölgemizin barış, güvenlik ve istikrarına zarar vermektedir.

YANLI VE HUKUKA AYKIRI TUTUM

Özellikle Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve bölgesel konularda, esasen AB’nin büyük kesiminin de benimsemediğini bildiğimiz, ancak dayanışma ve veto baskısıyla 10 Aralık AB Zirvesi Sonuçlarına konulmak zorunda kalınan yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz.

Türkiye, bölgede istikrarın tesisi için, Yunanistan’la kışkırtıcı adımlarına rağmen, ön koşulsuz olarak istikşafi görüşmelere başlamaya hazır olduğunu her zaman ifade etmiştir.

Türkiye ve KKTC, 2004’ten bugüne kadar, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının bir gerginlik değil, istikrar unsuru haline gelebilmesi için iyi niyetli bir biçimde çaba göstermiş, tüm yapıcı ve olumlu girişimleri üstlenen taraf olmuştur.

AB bu kararında bir kez daha Kıbrıs Adasının ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkını ve iradesini görmezden gelmiş, kendisini Kıbrıs meselesi ve Kapalı Maraş konularında GKRY’nin dayatmasına mahkûm etmiştir. AB artık, Kıbrıs meselesine Ada’daki gerçekler temelinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmasını engellemeye matuf bu tutumundan vazgeçmelidir.

‘DOĞU AKDENİZ KONFERANSI ÇÖZÜM İÇİN BİR FIRSATTIR’

Kıbrıs Rumlarının Kıbrıs Türkleriyle bir şekilde bir araya gelerek Doğu Akdeniz’de gerginliğe neden olan hidrokarbon kaynakları ve bunların gelirlerinin paylaşımı konusunu ele almaya başlamaları ve çözüm yolunda somut adımlar atmaları en sağlıklı çıkış yoludur. Esasen, Doğu Akdeniz bölgesel konferansı da bu açıdan bir fırsattır. Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve KKTC’nin meşru hakları kararlılıkla korunmaya devam edilecektir.

Yunanistan’ın Ege denizinde göçmenleri geri itmesi ve bu eylemlere Frontex’in dahil olması, AB için yüz kızartıcıdır. Ciddi bir insan hakkı ihlali olan ve uluslararası kamuoyu tarafından şiddetle kınanan bu ihlallere ve toplu sınır dışı uygulamalarına son verilmeksizin, göç akımlarının sorumlu bir şekilde yönetiminden bahsedilmesi mümkün değildir. AB, göç yönetimi konusundaki hassasiyetini ülkemize değil, sığınmacılara insanlık dışı muameleyi sistematik hale getiren özellikle Yunanistan'a göstermelidir.

Türkiye-AB 18 Mart Mutabakatı’nı oluşturan tüm konuların önkoşulsuz olarak ve bu konulardan birinin diğerinin koşulu haline getirilmeksizin güncellenmesine dair çalışmanın biran önce başlatılması, ortak menfaatimize olacaktır. Bu aynı zamanda, Avrupa’da ve ötesinde karşılaştığımız ortak sınamalarımızın aşılmasına da hizmet edecektir.

Her zaman söylediğimiz gibi AB dürüst arabulucu rolünü üstlenmeli; ilkeli, stratejik ve aklıselimle davranmalıdır."

AVRUPA BİRLİĞİ YAPTIRIMLARI

Avrupa Birliği, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sismik araştırma faaliyetleri nedeniyle aşamalı yaptırım kararı aldı. AB zirvesinde, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri gerekçesiyle halihazırda iki TPAO yetkilisine yönelik tedbir içeren listeye ekleme yapılmasını kararlaştırdı.

Brüksel'de Perşembe günü başlayan AB liderler zirvesinde Türkiye’ye yaptırım konusunu da ele alan AB devlet ve hükümet başkanları, Cuma sabaha karşı yayımlanan sonuç bildirgesinde yaptırım listesini genişletme ve Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine katılan kişi ya da kuruluşların listeye eklenmesine karar verdi.

Bildiride, 11 Kasım 2019'da Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki "yetkisiz olduğu ileri sürülen" arama faaliyetleri hakkında alınan kısıtlayıcı tedbir kararı temelinde, daha önce hazırlanan listeye ek yapılması için AB Konseyi'ne çağrı yapıldı.

Ayrıca AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile AB Komisyonu'nun, Mart 2021'de yapılacak zirveye kadar Türkiye-AB siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerin durumunun yanı sıra listeye ek yapılması kararının kapsamının genişletilmesini de içerecek şekilde nasıl yol alınacağına dair araçlar ve seçeneklerle ilgili rapor sunması istendi.