Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, iş insanı Osman Kavala’nın tahliye edilmesi çağrısı yapan 10 ülkenin Türkiye büyükelçisine tepki göstererek, “Bu ülkelerin şunu anlaması lazım. İşleyen bir yargı sürecine müdahale edilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez” dedi. ABD ile yaşanan F-16 anlaşmazlığına da değinen Bilgiç, "Bizim için aslında seçenekler basit: Ya programa geri döneceğiz ya bize vadedilen uçakları alacağız ya da paramızı iade edecekler" ifadelerini kullandı.

Dışişleri’nden 'Kavala' açıklaması: İşleyen bir yargı sürecine müdahale kabul edilemez

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Bakanlıkta basını bilgilendirme toplantısı düzenledi ve gazetecilerin dış politika gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.

Türkiye'de yargı süreci devam eden Osman Kavala ile ilgili ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin açıklamasıyla ilgili Bilgiç, “Hiçbir makam, organ, merci veya kişi tarafından yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemeler ve hakimlere emir ve talimat verilemez” ifadesini kullandı.

Bilgiç, bunun hukukun en önemli kurallarından biri olduğunu ve ‘yargıya ilişkin konularda tavsiye ve telkinde bulunulamayacağını’ belirterek, “Türkiye'de halen devam etmekte olan bir yargı süreci var. Yargıya müdahale edilmemesi gerektiğini bu ülkelerin kendileri çok da iyi biliyor. Bu gibi konular Avrupa Konseyi’nde Strazburg’da tartışılıyor. Ama bu şekilde Türkiye devletine bir ültimatom verilmesi kesinlikle kabul edilemez. Bunu siyasileştirmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

“AÇIKLAMAYI HADSİZ BULDUĞUMUZU SÖYLEDİK”

Türkiye'nin, bunun kabul edilemez olduğunu büyükelçilere de ilettiğini anlatan Bilgiç şöyle devam etti:

"Bu, hiçbir diplomatik teamüle de zaten uymuyor. Büyükelçiliklerin görevleri ve yükümlülükleri bulundukları ülkelerin içişlerine karışmamak. Bunlar uluslararası sözleşmelerle kayıt altına alınmış durumda. Biz bunları dün çağırdığımız bu ülkelerin temsilcilerine ilettik. Açıklamayı hadsiz bulduğumuzu, kabul etmediğimizi söyledik. Bu ülkelerin şunu anlaması lazım. İşleyen bir yargı sürecine müdahale edilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Biz de bunu dün çağırdığımız büyükelçilere bildirdik.”

“ABD’Lİ YETKİLİLERLE TEMASIMIZ SÜRECEK”

Türkiye’nin ABD ile ilişkilerini de değerlendiren Bilgiç, "Türkiye Cumhuriyeti olarak biz her ülkeyle iyi ilişkiler tesis etmek istiyoruz. ABD tabii bizim müttefikimiz. NATO’da beraberiz. Müşterek çıkar ve benzer hedeflere sahibiz, özellikle Suriye, Ukrayna, Libya, Afganistan ve Afrika gibi konularda zaten benzer çıkarlarımız var, müşterek hedeflerimiz var” dedi.

Bilgiç, Covid-19 sonrası dünya ekonomisine ilişkin benzer görüşler olduğunu, ABD'li yetkililerle temas ettiklerini belirterek “ABD ile ilişkilerimizin mükemmel olduğunu söylemek zor. Özellikle PKK, YPG, FETÖ'ye destek, tek taraflı yaptırımlar gibi konularda bir dizi tutum nedeniyle ABD ile ilişkilerimizde bazı sorunlar var. Bizim temel beklentimiz ilişkilerimizi etkin yönetelim, bir yandan sorunlarımızı çözelim. ABD'den özellikle kendilerine sıklıkla dile getirdiğimiz konularda benzer pozitif bir karışık bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) da bunları açıkça ortaya koyuyor. ABD’li yetkililerle önümüzdeki dönemde temasımız sürecek” ifadelerini kullandı.

F-16’LAR KONUSU: YA GERİ DÖNECEĞİZ YA UÇAK YA DA PARA ALACAĞIZ

Bilgiç, ABD'den F-35 için yapılan ödeme karşılığında F-16 tedariği konusuna ilişkin ise “F-16 filomuzun iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, modernizasyon faaliyetleri ihtiyaca binaen yılladır yapılmakta, yapılıyor” dedi. Bilgiç, “F-35 programından ayrılmamız sadece bizim değil NATO’nun caydırıcılığına darbe vuran bir adım” diye konuştu.

Türkiye'nin F-35 programının kurucu ortaklarından biri olduğunu belirten Bilgiç, "Biz program boyunca yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Bu çerçevede de F-35 projesi çerçevesinde de ABD'ye yaklaşık 1,4 milyarlık bir ödeme yaptık. Bizim için aslında seçenekler basit: Ya programa geri döneceğiz ya bize vadedilen uçakları alacağız ya da paramızı iade edecekler. Bu çerçevede F-35 için ödediğimiz meblağın F-16 filomuzu modernleştirilmesi için kullanılması bir seçenek olarak gündemde. Bu konuyu tabii ABD’lilerle tartışıyoruz. Bunun sonucuna göre de tabii ki hareket edeceğiz” ifadelerini kullandı.

SURİYE’YE OPERASYON İHTİMALİ: ŞARTLAR OLGUNLAŞIRSA…

Bilgiç, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'de olası operasyona yönelik açıklamasına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Cumhurbaşkanımız çok açık bir şekilde ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini tehdit edecek herhangi bir tehdit nereden gelirse gelsin Türkiye Cumhuriyeti’nin tepkisiyle karşılaşacaktır. Türkiye gerekli adımları kararlı şekilde atacaktır. Bu Suriye için de geçerli. Ne zaman şartlar uygun olursa, olgunlaşırsa gerekli operasyonu, harekatı yapar.”

DOĞU AKDENİZ MESAJI: TAHRİKLERE SAHADA VE MASADA YANIT VERİYORUZ

Güney Kıbrıs ile Yunanistan'ın yeni bir NAVTEX ile Kuzey Kıbrıs’ın yetki alanlarında araştırma faaliyeti yapmaya hazırlandığı yönündeki haberleri de değerlendiren Bilgiç, “Hem Yunanistan hem GKRY Doğu Akdeniz'de gerginliği artıracak adımlar atıyor. Akdeniz'de kıta sahanlığımız araştırma gemileri gönderme çabaları devam ediyor. Biz bu tahriklere hem sahada hem masada yanıtlarını veriyoruz. Haklarımızın ihlaline de asla müsaade etmiyoruz” diye konuştu.

Bilgiç, Rum kesiminin kasım ayında yeni bir sondaja başlayacağını duyurduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:

“Bu gerçekleşirse tabii biz de Kıbrıs Türklerinin de haklarını korumak için buna mukabele edeceğiz. Bunu açıkça buradan ifade ediyorum. Türkiye olarak bu tür meydan okumalara gerekli cevapları vermeye devam edeceğiz. Öte yandan Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon rezervlerinin daha hakça paylaşımı için Sayın Cumhurbaşkanımızın önerdiği Doğu Akdeniz Konferansı yapılabildiği takdirde bölge ülkeleri arasındaki iş birliği zemini bulunabilir, kaynaklar da hakça paylaşılabilir. Egemen bir devlet olarak Türkiye yeri geldiğinde alabilir. Bu haklarımız her zaman mevcut. Türkiye yeri geldiğinde kullanabilir.”

KATALONYA’NIN YPG KARARI: MUHATABIMIZ MADRİD

Bilgiç, Katalonya özerk yönetim parlamentosunun YPG’nin Suriye'de ilan ettiği sözde özerk yönetimi tanımasına ilişkin ise “Bizim muhatabımız İspanya devleti ve Madrid. İspanya’nın tutumu bizim için değerli. Yani afaki olarak bir kıyaslama yapacak olursak Türkiye’deki bir belediyenin Mayorka Adası'nı tanıması bir sonuç çıkartıyor. Uluslararası hukukta aslolan devlettir. Bu konuya ilişkin İspanya nezdinde daha önce girişimlerimiz olmuştu, tekrar İspanya devleti nezdinde girişimlerde bulunacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Hollanda’da belediyelerin şirketleri kullanarak camileri izlediğine yönelik haberlere ilişkin ise Bilgiç, “Belediyelerin özel şirketler aracılığıyla camilerde gizlice yürüttüğü soruşturma faaliyetlerinden endişe duyuyoruz. Buna zaten Hollanda’daki STK’lar buna bir yanıt verdiler, rahatsızlıklarını bir açıklamayla dile getirdiler. Sonuç olarak camilere yönelik şüpheci tutumlar İslam düşmanlığını körüklüyor, İslamofobi'yi artırıyor. Ayrıca Müslüman ve Türk toplumu nezdinde Hollanda makamlarına yönelik güveni de zedeliyor. Bu gibi adımlardan kaçınılması gerektiğini ve daha dikkatli davranılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

ÇAVUŞOĞLU KABİL'E OLASI ZİYARETİ

Çavuşoğlu’nun Kabil’i ziyareti konusunda Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi’nin Türkiye ziyaretinde iki taraf arasında görüş alışverişinde bulunulduğunu kaydeden Bilgiç, “(Ziyarete) Kimlerin katılacağına dair lojistik düzenlemeler halen devam ediyor. Onun için kesin tarih olarak şu gün şu saat diye söylemek zor ama düzenlemelerin devam ettiğini söyleyebilirim” dedi.

AB KOMİSYONU'NUN TÜRKİYE RAPORU: NE SÖYLENDİĞİ ÖNEMLİ DEĞİL

AB Komisyonunun Türkiye Raporuna ilişkin ise Bilgiç, "AB Genişleme Strateji Belgesi ülkeler raporunda zaten çok çifte standartla yazılmış bir rapor. Rapor için tepkimizi dün geniş şekilde ortaya koyduk. AB Başkanlığı da zaten raporun tüm maddelerine ilişkin Türkiye’nin görüşlerini kayda geçirdi. Bizim açımızdan AB’nin ne söylediği çok önemli değil. Çünkü rapor baştan aşağı çifte standartla yazılmış ve pek çok iddia var. Biz bunların hiçbirisini kabul etmiyoruz." diye konuştu.

“MISIR’LA İLİŞKİLERİN NORMALLEŞMESİ İKİ ÜLKENİN YARARINA”

Bilgiç, Mısır'a ilişkin son durumu ve Türkiye’nin Etiyopya’ya SİHA sattığı ve Mısır’ın bundan ‘rahatsızlık duyduğu’ iddialarına ilişkin ise şunları kaydetti:

“Biz Mısır'la hem ikili hem bölgesel meselelerde karşılıklı yarar ve saygı temelinde ilişkileri yürütmek istiyoruz. Ülkemizin Mısır'la ilişkilerini geliştirmesini ve normalleştirmesini her iki ülkenin halkının yararına hem de bölge açısından önem taşıdığını düşünüyoruz. İkili bölgesel bu toplantılarda (ikili istişare toplantıları) ele alındı. Pek çok alanda Mısır'la iş birliği imkanı olduğunu biliyoruz. İlişkilerin geliştirilmesine ilişkin Mısır tarafıyla görüşmelere devam edeceğiz. Mısır'ın bizim Etiyopya’ya SİHA satmamız nedeniyle rahatsız olduğuna ilişkin yorumlar uluslararası basında çıkabilir. Bize konuya ilişkin gelmiş resmi bir şey yok. Zaten Türkiye ve Etiyopya egemen bir devlet. Etiyopya da istediği yerden bu droneleri satın alabilir”

RUSYA-NATO GERİLİMİ: HEDEFİMİZ DİYALOĞUN AÇIK TUTULMASI

Bilgiç, Rusya’nın NATO ile ilişkilerinin durdurmasına ilişkin Türkiye’nin tutumunun nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine de “Temel hedefimiz NATO ile Rusya arasındaki diyalog kanallarının açık tutulmasıdır. Bu bizim temel önceliğimiz. Biz hem Rusya’ya verdiğimiz mesajlarda hem NATO-Rusya Komitesi dahil olmak üzere mevcut diyalog araçlarının kullanılması gerektiğini hem NATO’daki müttefiklerimize hem de Ruslara iletiyoruz” dedi.