Diyanet’in aktif siyasete doğrudan müdahalesi Saray’ın seçime yönelik yeni bir hamle hazırlığında olduğunu gösteriyor. Erdoğan ise başarılı olamayacağını bilse de muhalefet cephesinde gedik açmayı umuyor.

Diyanet kozunu masaya sürdü

Politika Servisi

Tüm yetkinin tek elde toplandığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üç yılda çökerken seçim tartışmaları ve ittifaklar meselesi hem iktidar hem de muhalefetin ana gündem maddesi haline geldi. Önümüzdeki birkaç yıl ülke siyaseti açısından bir dizi kırılmaya sahne olacak.

Saray yönetimi yaşadığı yönetim krizini aşamazken yitirilen toplumsal destek karşısında tüm kozlar masaya sürülüyor. Kitlelerin rızasını alamayan iktidar, sırtını dini referanslara dayıyor. Son birkaç haftada Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) hiç olmadığı kadar siyaset sahnesine çekildi. Protokol sırasının yükseltilmesinden Yargıtay’ın binasının Diyanet Başkanı Ali Erbaş’ın okuduğu dualarla açılmasına, Erbaş’ın laikliği doğrudan hedef alan çıkışına kadar dikkat çeken bir dizi gelişme yaşandı. Diyanet’in bu denli öne çıkması kimi olasılıkları da beraberinde getirdi.

SEÇİM HAMLESİ Mİ?

AKP-MHP ittifakında yaşanan erime kamuoyu yoklamalarına yansıyor. Neredeyse tüm anketler AKP’nin yüzde 30 bandının, MHP’nin ise barajın oldukça gerisine düştüğünü gösteriyor. Durumun farkında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’nın ibadete açılmasından bugüne uzanan bir dizi hamleyi sahneye koydu. Halka anlatacak hikayesi kalmayan Saray yönetimi, dini referanslara daha fazla sarıldı. Diyanet’in bu denli etkin hale getirilmesi hem bu sürecin bir sonucu hem de 2023’e doğru kurulmak istenen hegemonyanın bir parçası oldu. Diyanet’in gücünü seçimlerde kullanmak ve CHP ile İYİ Parti’yi Diyanet’le karşı karşıya getirilmesi bir olasılık.

MUHALEFETE YÖNELİK Mİ?

Bir başka senaryo ise Diyanet üzerinden muhalefeti bölme hamlesi. Erdoğan, başarılı olmayacağını bilse de muhalefet kanadında Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi üzerinden çatlak oluşturma düşüncesini güncel tutuyor. DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın vals yapanları hedef alan çıkışı ile Saadet Partisi’nden İstanbul Sözleşmesi ve Ayasofya’ın ibadete açılması gibi konularda aldığı tutum muhalefeti bölmeye etki etmedi. Ancak Erdoğan’ın hamleleri karşısında bir arada durmaya çalışan muhalefet laiklik karşıtı pek çok gelişmeye de sessiz kaldı. Bu durum kurulmaya çalışılan fiili şeriat rejimi için iktidarın işine gelen bir gelişme.