Din İşleri Yüksek Kurulu, tepki çeken depremzede çocuklara ilişkin "Evlat edinenle evlatlık arasında evlenme engeli olmadığı" açıklamasının bağlamından koparıldığını savundu.

Diyanet, tepki çeken depremzede çocuk fetvasını 'bağlamından koparıldı' diyerek savundu

Din İşleri Yüksek Kurulu, evlat edinmeyle ilgili sorulara verilen cevaplarda tepki çeken "Evlat edinenle evlatlık arasında evlenme engeli olmadığı" ifadelerinin bağlamından kopartılarak 'çirkin çağrışımlara kapı aralayacak şekilde yorumlandığını' savundu.

Diyanet Başkanlığı fetva sitesinde “Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?” sorusuna verilen yanıtta "“Dinimizde kimsesiz çocukların bakım ve gözetilmesi tavsiye edilmiş olmakla birlikte hukukî birtakım sonuçlar doğuran bir evlatlık müessesi kabul edilmiş değildir. Buna göre, evlat edinenle evlatlık arasındaki bu ilişki sebebiyle bir evlenme engeli doğmadığı gibi, evlatlığın kendi öz anne babasının yerine, evlat edinenlerin nesebine kaydedilmesi de caiz değildir" ifadeleri tepki toplamıştı.

Sosyal medyadaki tepkiler üzerine bir süre sonra Din İşleri Yüksek Kurulu’nun sitesindeki ilgili sayfa silindi. Depreme dair tüm soru ve yanıtların yer aldığı sayfada da "Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?" sorusu ve yanıtı çıkarıldı.

VERİLEN CEVABIN ÇARPITILDIĞI İDDİA EDİLDİ

Tepkiler üzerine bir açıklama yayımlayan Din İşleri Yüksek Kurulu, verilen cevabın bazı basın yayın organlarınca bağlamından kopartılarak 'çirkin çağrışımlara kapı aralayacak şekilde yorumlandığı' öne sürüldü.

Din İşleri Yüksek Kurulu'undan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bütün bunlar, Müslümanların bu hususta nasıl bir yaklaşım içerisinde olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu bağlamda koruyucu aile olmak da elbette son derece değerli ve güzel bir davranıştır. Bununla birlikte İslam, her çocuğun mümkün mertebe kendi öz ailesiyle bağlarının korunmasını ve ailesine nispet edilmesini emreder, anne babası dışında bir kimsenin, her açıdan çocuğu olarak görülmesini doğru bulmaz. (Ahzab Suresi, 33/4) Nitekim, bir çocuğun gerçek ailesi ile arasında var olan kan bağıyla ortaya çıkan birçok hukuki sonuç, koruyucu aile ve evlatlık ilişkisinde oluşmaz. Koruyucu aile olunan bir çocuğun bu aile bireylerine mahrem olmaması da bu hükümlerden biridir. Bu konuda İslam alimleri görüş birliği içerisindedir. Kaldı ki hiç kimsenin, himayesine aldığı çocuğun kendi soy kütüğü ile ilişkisini kesmeye, ona öz ana babasını unutturmaya hakkı da yoktur."

"Dinimiz açısından dikkat edilmesi gereken tek husus, konunun hukuki zeminine özen göstermektir. Mesele bu kadar açık iken konuyu saygısız bir yaklaşımla bağlamından kopartarak çirkin çağrışımlara kapı aralayacak şekilde yorumlamak, iyi niyetle asla bağdaşmayan bir tutumdur. Büyük bir felaketi yaşadığımız, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz ve hep beraber yaralarımızı sarmaya yoğunlaştığımız şu günlerde bu tür yakıştırma ve yaklaşımların kimsenin iyiliğine hizmet etmediği açıktır"