Karadenizliler, doğaya vurulan her bir kazmanın hayatı yok edeceğinin farkında olduğu için nefes almak istiyor. O yüzden de Karadeniz’in pek çok bölgesinde festivaller düzenleniyor

Doğaya vurulan her kazma nefes almayı engelliyor

GÜLŞEN İŞERİ gulseniseri@gmail.com

Haziran ayıyla birlikte festivaller ve şenlikler de başladı. Özellikle doğayı sevenler için Karadeniz festivaller açısından önemli bir fırsat. Bizim de yolumuz Artvin Kafkasör Festivali’ne düştü. 35 yıldır yapılan bu festivali mutlaka duymuşsunuzdur, özellikle de boğa güreşleriyle hem dikkatleri hem de tepkileri üzerine çeken festival yolculuğumuz

ARHAVİ'YLE BAŞLADI
Arhavi, Artvin’in şirin bir ilçesi, doğası, evleri, yemekleri ve insanlarıyla kendisine hayran bırakan bir yer. Bu yolculukta önce çay toplayan kadınlarla uzun uzun sohbet edip, ardından da Asım Amca ve Ayşe Teyze’yi ziyaret ettik. Ev deyip geçmeyin; burası asırlık bir ev. Onlar bu evi adeta koruma altına almış, boylu boyunca uzanan dağın eteğinde hem yalnız hem de çoklar...

“Artık yaşlandık” diyorlar ve çay toplama makasını bize verip “Biraz da siz toplayın” diyorlar gülerek. Yüzlerinde doğanın huzuru, yeşilin mavisi asılı. Onları o dağ başında bırakmak zor olsa da asıl yolculuğumuza, Kafkasör yaylasına yolumuzu çeviriyoruz.

MÜCADELECİ GELENEK
Ama onun öncesinde Artvin’in mücadeleci geleneğinden söz etmeden geçmeyelim. Hepimizin tanık olduğu HES projeleriyle ve elbette madeniyle çok konuşuldu. Artvin’de 160 HES projesi var, 40’ı iptal edildi.

Artvin halkı yöresine, doğasına ve insanına zarar veren hiçbir projeye imza atmadı tıpkı madenlere gösterdikleri tavır gibi. Artvin Cerattepe'deki Kafkasör Yaylası'nda bulunan madene geçit vermeyen halk çeşitli eylemler yaptı. Hatta kentin pek çok yerinde ‘madene hayır’ pankartları hâlâ asılı duruyor.

Kafkasör Turizm ve Sanat Festivali’nde asılan afişlerde de halk tavrını belli ediyordu: ‘Artvin’in üstü altın’dan daha değerli’... Onlar doğanın değerini, yaşamın kıymetini biliyor; doğaya vurulan her bir kazmanın hayatı yok edeceğinin farkındalar, nefes almak ve dağlarını ranta kurban etmek istemiyorlar.

‘BURASI İSPANYA DEĞİL'
O yüzden de Karadeniz’in pek çok bölgesinde şenlikler ve festivaller düzenleniyor... Artvin Belediyesi’nin düzenlediği festival 35 yıldır Kafkasör yaylasında gerçekleşiyor. Bu festivalin en büyük etkinliklerinden biri de boğa güreşleri. 200 yıllık bir geleneği sürdürüyorlar.

Aslında Türkiye’de ilk Artvin’de başlayan boğa güreşlerinin medyatik hali İspanya. Ama Artvinliler “Burası İspanya değil” diyor. Nedenini de “Bizler boğalara zarar vermiyoruz. Bu meydanda onları barıştırıyoruz. Yaylaya çıkan boğalara lideri buradan seçiyoruz ve asla birbirlerine zarar vermelerine yol açmıyoruz” diye açıklıyorlar. Bir yanıyla şiddet eğilimli bir yarışma olarak görülse de ne halk ne de yetkililer nezdinde durum hiç de öyle değil. Gün boyu süren boğa güreşlerinde galip gelene ödül veriliyor.

‘HEP GERİDE KALDI'
Artvin’in doğasını ve kültürünü tanıtan bu festival tam dört gün sürüyor. Yağan yağmur, dağlardan inen bulutlar hiçbir şeye engel değil. Konserler, etkinlikler sabah başlayıp geceye kadar devam ediyor.
Dışarıdan her şey güzel görünüyor da bir de halka soralım Artvin’i diyoruz; onlar biraz sitemliler, “Artvin pek çok şeye göğüs gerdi, doğasına sahip çıktı, direndi, hiçbir doğa parçasını ranta dönüştürmedi ama buna rağmen burası hep geride kaldı” diyorlar.

O yüzden de Artvin’de yaz boyu süren ve çeşitli ilçelerde gerçekleşen festivaller devam ediyor. Arhavi Uluslararası Kültür Sanat Festivali tam 43 yıldır gerçekleştiriliyor. Bu yıl da yine 21 Ağustos’ta bu kez 44’üncüsü gerçekleşecek. Yine Kafkasör’de Eylül ayında da Ermenistan, İran, Gürcistan’dan gelen katılımcılarla Off-Road yarışlarının 3’üncüsü yapılacak.

Tüm bunlar doğaya sahip çıkmak için önemli kuşkusuz ama bunun da yanında o doğa için hayatını kaybedenleri unutmadan; Hopa’da Metin Lokumcu ve Kazım Koyuncu’ya da selam yolluyoruz…