Karşılıklı restleşmelere sahne olan Doğu Akdeniz’de tansiyon düşmezken çözüme ilişkin belirsizlik sürüyor. Sürtüşmelere rağmen çözümün masada gerçekleşeceğine vurgu yapan uzmanlar, Türkiye’nin bölgede yalnız kaldığına dikkat çekiyor.

Doğu Akdeniz krizi kördüğüme dönüyor: Türkiye bölgede yalnız

Mehmet Emin Kurnaz

Ankara ile Atina arasında restleşmelere sahne olan Doğu Akdeniz krizinde tansiyon düşmek bilmiyor. Bölgede peş peşe ilan edilen Navtex kararları gerginliği daha da artırıken, taraflar diplomasi trafiğine devam ediyor. Çok aktörlü mücadele alanı haline gelen ve her geçen gün biraz daha kördüğüme dönen gerginliğe ilişkin belirsizlik ise sürüyor.

Son olarak Yunanistan ve Fransa’nın talebiyle gerçekleşen Avrupa Birliği Akdeniz Ülkeleri Zirvesi’nde, “Türkiye’nin çatışmacı eylemleri karşısında” Kıbrıs ve Yunanistan’a tam destek ve dayanışma ifade edilirken Ankara’ya karşı yaptırımların genişletilmesi önerildi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ise Yunanistan’ı ‘uluslararası hukuka aykırı ve maksimalist deniz yetki alanı iddialarından vazgeçmeye’ davet etti. Aksoy, “Gerginliğin azaltılması için Yunanistan’ın Oruç Reis araştırma gemimizin etrafındaki askeri gemilerini çekmesi elzemdir” mesajını verdi. Öte yandan Türkiye, 12-14 Eylül tarihlerinde Sadrazamköy sahasında yapacağı atış eğitimi için yeni bir Navtex ilan etti.

'MACRON HADDİNİ BİLMELİ'

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, “Biz Avrupalılar, Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız” sözlerine tepki gösterdi. Özkoç, “Tüm dünya şunu bilmelidir hiçbir ülkenin devlet başkanı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı makamı için yakışıksız üslupla asla konuşamaz, iç siyasetimize müdahale etmeye kimsenin hakkı yoktur” açıklamasında bulundu.

BirGün’e konuşan uzmanlar, taraflar arasında sürtüşmeler yaşansa da nihai çözümün masa başında gerçekleşeceğini vurguluyor. Uzamanlar, Türkiye’nin dış politikada yalnız kaldığına da dikkat çekiyor.

ÇATIŞMA KAYBETTİRİR

“Bu hadisenden şu aşamada bir çatışma beklemiyorum, çünkü bir çatışma halinde kimin kimin ayağına basacağı belli olmaz. Onun için bu krizin bir şekilde diplomasi ile çözüleceğini düşünüyorum” diyen Dış Politika Uzmanı Semih İdiz, “Ama tabi bunun harekete geçirecek güçlü bir oyuncu gerekiyor. Şu an bunu gerçekleştirebilecek güçlü bir oyuncunun yokluğu hissediliyor. ABD yok, Rusya kendi çıkarlarıyla ilgileniyor, AB ise Türkiye ‘ye karşı pozisyon belirleyemediği gibi genelde dış politikada çok tutarlı davranmıyor” şeklinde konuştu.

Almanya’nın buluculuk pozisyonuna soyunduğunu ancak ikilemde kaldığını belirten İdiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yandan AB üyesi Yunanistan’ı desteklemek durumunda bir yandan da çıkarları olduğu Türkiye ile de iyi geçinmek zorunda. Onun için böylesi bir durumdan diplomasi nasıl çıkacak o da merak konusu. Öte yandan NATO da aynı ABD gibi ikilemde. Bildiğiniz gibi Türkiye AB ülkesi değil, hem Türkiye hem Yunanistan NATO üyesi. NATO tarafsız görünmeye çalışsa da onun pozisyonu tarafları bir araya getirmeye çalışan örgüt pozisyonunda. Birleşmiş Milletler de (BM) akla geliyor, belki ileride BM tarafından devreye sokulacak bir arabulucu da düşünülebilir. Şu an hiç kimse pozisyonundan geri adım atmak istemiyor. Aynı zamanda nihai olarak o ileri adımı da hiç kimse atmak istemiyor. Askeri çatışma bütün taraflara kaybettirir.”

MASAYA OTURULMALI

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ise, “Türkiye’nin dış politikasına baktığımızda da bugünlere pek çok yanlış içinde gelindiğini gördük. Öncelikle altını çizelim, Türkiye bugün bölgede yalnızdır. Dış politikayı duygusallık, mezhepçilik gibi argümanlardan uzak tutmak gerekir. Doğu Akdeniz krizinde Mısır’da Sisi ile neden masaya oturmuyoruz? Ya da Suriye krizinde Esad ile neden görüşmedik? Dış politikayı yalnızlık içinde sürdüremezsiniz” diye konuştu.

AMBARGO GÖSTERMELİK OLUR

Özülker sözlerini şöyle sürdürdü:

“Doğu Akdeniz’de tansiyonun azalması için öncelikle Yunanistan’ın haksız tavrından vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorum. Bakın Yunanistan’ın Akdeniz’de Meis adası dışında başka adası yoktur. Bu konuda Yunanistan’ın tutumu, AB’yi arkasına alarak Türkiye’ye karşı tavır geliştirmek ldu. Bölgede ABD’nin etkisi azalıyor, böyle olunca da Fransa kendine rol biçiyor. AB’yi, Türkiye’ye karşı ambargo uygulamaya zorluyorlar. Ancak bunun gelişmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Olsa bile göstermelik bir ambargodan öteye geçemez.”