Doğu ve Batı bir araya geliyor

Yağmur BOZACI

Orta Doğu müziğini techno ve acid house’la bir araya getiren Parisli elektronik müzik ekibi Acid Arab yeni albümleri Jdid’i 2019’un sonunda yayımladı. 20 Aralık’ta, “Very Very French Festival XXF” kapsamında Babylon sahnesinde de İstanbullu dinleyicisiyle buluşan ekibe sahnede müzisyen Cem Yıldız da eşlik etti. Cem Yıldız albümde de Acid Arab ile birlikte. 11 şarkıdan oluşan albüm dinleyiciyi yine kıtalararası bir gezintiye çıkarıyor. Albüm vesilesiyle Acid Arab ile konuştuk.

Doğu kültürünü sizin için çekici yapan şey nedir?
Müziği! Biz Acid Arab’a başlamadan önce de vardı bu fakat esas olarak Fars müziğiyle yeniden temasa Barış K. ve onun muhteşem Türkçe düzenlemeleri ve Finders Keepers’ın yeniden basımları aracılığıyla geçtik. Bu kayıtları çok çaldık.

Cem Yıldız’la birlikteliğiniz nasıl başladı?
Cem’in grubu İnsanlar’ın hayranıydık, sonradan ortak arkadaşımız Barış K. sayesinde onunla temasa geçtik. İlk albümümüze katılmasını istedik ve o da kabul etti. Temelleri mail aracılığıyla ilettik, ritimler ve baslar vardı sadece, Cem de bağlamayı kaydetti ve kaydın sonuna sesler eklemeye karar verdi ve bu planın dışındaydı. Şarkının sözlerini duyduğumuzda şarkının tüm perspektifi değişti ve ‘Stil!’ oluştu. Şimdi, ikinci albümümüzde beraber yeni bir şarkımız var. Ve yılbaşından birkaç gün önceki İstanbul ve Ankara konserimizde bizimle sahnedeydi, yakında Paris’teki bir konserimizde de bizimle sahneye çıkacak. Bir hayal olarak başladı ve gerçeği oluşturdu.

Son albümünüz Jdid’de farklı kültürlerden çok sayıda müzisyenle iş birliğiniz var. Bu insanlara nasıl ulaştınız?
Bir sürü muhteşem şarkıcıya bizimle işbirliği yapmak isteyip istemediklerini sorduk, hepsi nazikçe kabul etti. Kendi Bourras, klavyecimiz, üç Cezayirli şarkıcıyı tanıyordu ve onlarla şarkıları için temasa geçti. Cem Yıldız, Rizan Said ve Sofiane Saidi ilk albümden misafirlerimizlerdi. Ammar 808 ve Les Filles De Illighadad taptığımız sanatçılardı. Her şarkının farklı bir hikâyesi var; bazen şarkı ve fikir alışverişini internet üzerinden yaptık, bazen Paris’teki stüdyomuza geldiler.

Acid Arab nasıl başladı? Bize hikâyenizi anlatır mısınız?
Birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz. Ama Acid Arab fikri festivale davet edildiğimiz bir Tunus akşamında geldi. İnisiyatif bir yolculuk olduğu kadar müzikal bir karşılaşmaydı da. Yerli birkaç insanla tanıştık, nazik ve cömertlerdi; bilmediğimiz bu geniş kültürün kapısını açmamıza yardım ettiler. Zevkimiz ve daha fazla öğrenme açlığımız çok hızlı büyüdü. Daha sonra bu müziği kendi kültürümüzle karıştırmak istedik; ham ve doymuş keskin tiz sesini paylaşan acid house’la. O günden beri hiç durmadık.