Berkay SAĞOL Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki (DEÜ) görevlerinden 701 sayılı KHK ile 8 Temmuz 2018 tarihinde ihraç edilen akademisyenlerden Prof. Dr. İzge Günal, Dr. Erkin Başer ve Ar. Gör. Ahmet Aydın Arı, ihraçlarının üzerinden geçen 1 yıllık süreci ve dava durumunu BirGün’e değerlendirdi. BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPAMIYORUM Açığa alındıktan sonra ihraç edildiklerini vurgulayan Prof. Dr. İzge Günal, […]

Döneceğimizden kuşkumuz yok

Berkay SAĞOL

Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki (DEÜ) görevlerinden 701 sayılı KHK ile 8 Temmuz 2018 tarihinde ihraç edilen akademisyenlerden Prof. Dr. İzge Günal, Dr. Erkin Başer ve Ar. Gör. Ahmet Aydın Arı, ihraçlarının üzerinden geçen 1 yıllık süreci ve dava durumunu BirGün’e değerlendirdi.

BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPAMIYORUM

Açığa alındıktan sonra ihraç edildiklerini vurgulayan Prof. Dr. İzge Günal, “Açığa alınmamızın iptali için açtığımız davayı kaybettim. Şimdiyse Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkımı kullandım. Pasaportuma el konulmasına ilişkin açtığım davayı da kaybettim. ‘Bağımsız yargı’ yurtdışına çıkartılmamamı hukuka uygun buldu” dedi. Bu süreçte emekli olduğunu aktaran Günal, “Emekli ikramiyemi de tam ödemediler, mahkemesi sürüyor. Profesyonel anlamda çalışmıyorum. Elbette muayenehane açmamın veya özel sektörde çalışmamın önünde bir engel yok ama her ikisinin de sağlığın ticarileştirilmesi olduğunu biliyoruz” diye konuştu.

Prof. Dr. İzge Günal

Sağlığın ticarileşmesinin bir parçası olmak istemediğini ekleyen Günal sözlerine şöyle devam etti: “Hastalara tedavi satmak istemiyorum. Barış İmzacısı olduğu için atılanları çoğunun yaşı emekli olmaya yetmiyor. Benin için en önemlisi artık öğrencim yok, artık bilimsel çalışma yapamıyorum. Yurtdışı çıkış yasağını da, seyahat özgürlüğü dışında, bu bağlamda değerlendirmek daha önemli. Çok iyi teklifleri kabul edemedim.”
Türkiye’de son dönemde çok fazla insanın suça karıştığını belirten Prof. Dr. Günal, “Döneceğimizden hiçbir kuşkum yok. Bu işte suçu olan herkesten hesap soracağız. İfademizi bile almadan açığa alınmamızı öneren soruşturmacılar, kanunsuz bir biçimde odalarımızın kilitlerini değiştirip, araştırma verilerimizi, özel eşyalarımızı bile almamızı engelleyen dekanlar. Ancak, toplumsal mücadele bize haklarımızı yeniden kazandırabilir” ifadelerini kullandı.

Bildiriye imza attıktan sonra 3 farklı yaptırımla karşılaştıklarını belirten Dr. Erkin Başer ise “Birincisi Üniversiteden atıldık. İkincisi imzadan dolayı ağır cezada yargılanıyoruz. Üçüncü olarak da iş bulamıyoruz. Bunlara bir yan yaptırım olarak seyahat özgürlüğümüz de yok. Bu yüzden yurt dışında iş arayamıyoruz. Davamızın ikinci duruşması 26 Eylül’de görülecek. Anayasa Mahkemesi’nin Ayşe öğretmen davasıyla beraber lehimize karar vereceğini düşünüyoruz” dedi.

Çeşitli hayat gaileleri nedeniyle ihraç edilen akademisyenlerin çok fazla ortak hareket edemediğini belirten Başer, “Sendikamız bize destek vermeye devam ediyor. Bu hayat gailesi bizim ortak çalışmamızı ve bilim üretmemizi, araştırma yapmamızı engelliyor. Ama sendikamız hala hepimiz adına ortak mücadele aracı olmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Dr. Erkin Başer

BASİT BİR İŞE İADE OLMAMALI

AKP hükümeti döneminde dönmeyi düşünmediklerini vurgulayan Başer, “Kenan Evren döneminde atılan akademisyenler 6-8 yıl arasında akademiye döndü. Ancak hayat şimdi daha hızlı akıyor. Toplumun karşısında bir darbe iktidarı varken, şimdi toplumun neredeyse yarısının desteğini alan bir hükümet var. Toplumun yarısı tarafından meşru görülen iktidarın ömrünün daha uzun olacağını söyleyebiliriz. Ben AKP hükümetinin iktidarda olduğu dönemde geri dönebileceğimizi düşünmüyorum” dedi.

İŞİMİZE BİR GECEDE DÖNEMEYİZ

Eğitim Sen Genel Merkezi’nin atıldıklarından itibaren desteğinin sürdüğünü söyleyen Ar. Gör. Ahmet Aydın Arı, “Sendikal dayanışma bu dönemde oldukça yüksek düzeyde. Ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Onun dışında çevremizde dayanışma gösteren gruplar var onların desteği devam ediyor. Birçoğumuz bir miktar gelir getirici işler yapmaya başladı. Ben kişisel olarak bir grup arkadaşla kantin-kafeterya işletmesi sürdürüyorum. Kafeterya işletmesine KHK’lı arkadaşlarla başlamıştık ama onların bir kısmı ayrıldı. Şu an içlerinde tek KHK’lı olan kişi benim” şeklinde aktardı.

Arı, “Bizim KHK ile atılmamız çok politik bir karar olduğu için politik olarak bu süreçler tamamlanmadan çok ani bir değişiklik olup bir gecede geri dönebileceğimizi düşünüyorum. Üniversite kendine verilen görevlerin çok çok azını yapabiliyor” ifadelerini kullandı.

Araştırma Görevlisi Ahmet Aydın Arı