Dört X Dört, sekiz yıl aranın ardından üçüncü albümü “Belki”yi müzikseverlerle buluşturdu. Albümde vokal ve gitar Deniz Tuzcuoğlu, gitar Alp Tiner, basgitar Burhan Azemi, davul Burak Tozkoparan tarafından çalındı. Grupla yeni albümlerini konuştuk. >>8 yıl aradan sonra yeni albümünüz yayınlandı. Neler yaptınız bu süreçte? Deniz Tuzcuoğlu: Bu süre içerisinde devamlı çaldık, çalmaya devam ettik. Biraz […]

Dört X Dört,  8 yıllık aradan  sonra geri döndü: Konserlerde yükselen bir grubuz

Dört X Dört, sekiz yıl aranın ardından üçüncü albümü “Belki”yi müzikseverlerle buluşturdu. Albümde vokal ve gitar Deniz Tuzcuoğlu, gitar Alp Tiner, basgitar Burhan Azemi, davul Burak Tozkoparan tarafından çalındı. Grupla yeni albümlerini konuştuk.

>>8 yıl aradan sonra yeni albümünüz yayınlandı. Neler yaptınız bu süreçte?

Deniz Tuzcuoğlu: Bu süre içerisinde devamlı çaldık, çalmaya devam ettik. Biraz ortalığı, yeni müzikleri gözlemledik. Bu piyasa şartları içerisinde kendimize nasıl bir yer bulacağımızı tarttık. Solo çalışmalarımız oldu. Sonra da yapmamız gereken en doğru şeyin yine kendimiz gibi olmak olduğunu gördük. Çünkü Burhan ve Burak’ın 2013’te katılmasından bu yana ortaya çıkan, netleşen bir sound vardı grubun soundu. O soundun bir yaratıma da illa ki yansıyacak bir durumu vardı. Biraz pişmesi uzun sürdü ama daha kendimizden emin bir albüm olduğunu söyleyebilirim ama.

Alp Tiner: 8 yıl aradan sonra neden bu kadar geç soruları her yerden geliyor. Bir kere grup içerisinde değişmeler oldu. Onun bir adapte süreci, birbirimize alışma süreci, sound olarak birbirimize alışma süreci. Ortak çıkacak müzikler adına bir alışma süreci tabii. Onun dışında iki tane single çıkardık yine Deniz ile. Onlar da bu işi geciktirdi tabii. İki tane klip çekildi sonuçta onlar bir zaman aldı.

Burhan Azemi: Albüm tabii bir anda kaydedilip çıkmadı. Albüm süreci de uzun sürdü bu 8 yılın yarısı gibi uzun vadede düşününce. Tabi zaman zaman yavaşladığı hızlandığı oldu. Ama Deniz’in dediği gibi sahneyi bırakmadık çalmaya devam ettik. Hep enerjimizi yüksek ve sıcak tuttuk. Keyifli bir süreçti biraz geç oldu ama içimize sindi en azından.

D.T.: Şunu söylemek istiyorum ben yani aslında 2013’ten sonra ben şu şeye çok kitlenmiştim. İzmirli abiler Tanju Okan “Kadınım” yapmaya çalışıyorduk. Ki biz zaten onu kaydetmiştik o zaman. Onu yapmaya hazırlandığım için yeni bir albüm şeyi yoktu önümüzde. O bitti ardından bir şeyi fark ettik. Etrafımızdaki insanlar hala Dün Gece’yi, Aylar Geçer’i, Arada Bir’i istiyor. Biz de dedik ki bir dakika yani “Kadınım” falan ben kitlendim İzmirli abiler falan ama insanlar bizden yeni şarkılar istiyor. Çünkü 11 yıllık, 10 yıllık,9 yıllık şarkıları istiyorlar. Zaten yapıyorduk kenara da koymuştuk bir iki tane bir şey. Derken artık bu albümü yapalım dedik ve çıktı.

Burak Tozkoparan: Yani zaten biz 6 yıl boyunca Burhan ile beraber sahnede çalıyorduk. Onun haricinde ufak tefek öyle evde hepimizin yaptığı kendi demoları falan vardı. Deniz abi ile de Alp ile de buluşuyorduk sürekli. Bu olur mu şu olur mu falan diye. Zaten oradan çıktı fikir. Biz bir gün Deniz abi ile oturuyorduk birkaç şeyini dinletti bana. Ya abi artık bunları bir adamakıllı bir hale getirelim ve sunalım artık albüm halinde falan filan diye. Ondan sonra başladı bu süreç. Valla evet 8 yıl neden bekledik diye sorduğu zaman birisi ben de cevap veremiyorum ama öyle olması gerekiyormuş herhalde.

>>Yeni albüm nasıl oldu? Aradaki süreç müziğinizde bir değişiklik yarattı mı?

B.T.: İçimize sindi tabii canım. Sevdiğimiz parçalar oldu. Sevdiğimiz eski parçalara yeni versiyonlar yaptık. Bilmiyorum genel Dört X Dört soundunu çok değiştiren bir albüm olmadı gibi geliyor bana. Yine o ilk iki albümde yakalanan sounda yakın gibi duruyor, en azından ben dinlediğim zaman öyle bir hissiyata ulaşıyorum ama müzik tarzı tabii ki değişiyor. Hepimiz yeni gruplar yeni müzikler keşfediyoruz onlardan etkileniyoruz belki ama bu albüme çok yansıdı mı o dinlediğimiz şeyler bilmiyorum ama yansımış olabilir. Kişisel olarak enstrümanlarımızda yansımış olabilir.

D.T.: Yani albüm aslında çalım olarak şarkı seçimi olarak benim ilk iki albüm kadar hatta belki daha da içime sinen bir albüm oldu. Çünkü gitar soundlarını ya da enstrüman seçimlerini tamamen kendi keyfimize göre yaptık. Yani Dört X Dört’ün şusu tuttu oradan yürüyelim gibi ya da şu parçaları radyo çalar vs gibi bir aritmetik yapmadık. Sadece çıkıp dinlediğimizde bizim çok hoşumuza giden parçalar var. Ben bunun tatminini %100 yaşadığımı kendi adıma söylemek isterim.

A.T.: Bu sorunun cevabını en güzel dinleyicilerimiz söyleyecek. Biz üretim aşamasında bazen ne yaptığımızın ne gibi değişiklikler yaptığımızın farkında olmuyoruz. Kendimiz sürekli müziğin içinde olduğumuz için farklı şeyler de çaldığımız için yeni şeyler yaparken bize aynı gibi geliyor belki ama seyircimiz bunun farkını daha iyi anlıyordur bence. Üretimin içinde olduğunuz zaman bazı şeylere dışarıdan bakamıyorsunuz.

B.A.: Üçüncü albüm ilk iki albümün devamı gibi oldu biraz. Yani soundun olarak Dört X Dört soundunun çok dışına çıkılmadığını düşünüyorum. Yani ilk iki albümde Burak ve benim olmamama rağmen üçüncü albümde de belirli bir çerçeveyi koruduğumuzu düşünüyorum. Ama Alp’in dediği gibi albümün nasıl olduğuna, tabii ki bizim üretici olarak içimize sindi ama, takipçilerimiz karar verse daha doğru olur diye düşünüyorum.

>>Gruba oyuncu Burak Tozkoparan ve Burhan Azemi katıldı. Bu birliktelikler nasıl yaşandı?

B.T.: Biz Deniz abi ile 2011’de bir yarışmada tanıştık o jüriydi ben yarışmacıydım. Orada benim 1.olmamda çok büyük katkı sağladı. Oradan bir beraberliğimiz başladı. Sonra birlikte müzik yapma kararı aldık. Aslında şöyle oldu. Bir gün Deniz abi beni aradı “Burak gelip çalar mısın?” falan diye. Tabii abi, dedim. O gün de basçı da yoktu, Burhan da o gün katıldı aramıza. O günden beri beraberiz aslında. Ondan önce de “Pervane” diye bir projede de çaldık birlikte aslında.

D.T.: Ben Burak’ın mesela şeyini çok sevmiştim. Biz yarışmada da Turhan Yükseler ile Burak’ın kazanması için çok baskı yapmıştık ona. Çünkü Burak’ın çok güzel bir stili var vuruyor yani acımasızca böyle. Sonra bir gün baktım böyle işte “Bir akşam gelir misin?” Hem Burhan geldi hem Burak geldi güzel ses çıktı. Sonra tabii biraz uğraştık kendi içimizde tanıştık.

B.A.: Ben Tolga Sayer ile çalıyordum. 2010-2011 yılları arasıyla galiba. Deniz ile Tolga aracılığıyla tanışmıştık. O malum gün ikimizin aynı anda ilk kez Dört X Dört’te sahne aldığı gün oluyor. Daha sonra Deniz’in dediği gibi kimyaları oturtarak devam ettik ve güzel bir uyum yakaladığımızı düşünüyorum kişisel olarak.

>>Albümde sözleri gerçek hikayeli olan şarkılar da var. Söz yazım sürecinde nelerden ilham alıyorsunuz?

D.T.: Çok acı çekiyorum(gülüyor). Genelde yaşadığım hikayelerden, yani sıfırdan bir hikaye ürettiğim az şarkı var yani. “Aslında” parçası öyle bir parça mesela. Bu albümde yer alan neredeyse tüm şarkılar gerçek hikayelerden. Bunları bir şekilde daha yalın bir dille anlatmaya çalışıyorum. Hikayenin kendi etkileyiciliğini ortaya çıkarmaya çalışıyorum daha çok. Ama ilham aldığı şeyler ne yazık ki kendi hayatım. Mesela Alp’in “Kolay Olmuyor” parçası var albümde. Sözü müziği ona ait. Aynı dönemde benzer şeyler yaşadığımız için belki benim de böyle bir iki ufak yerde şu da şöyle olur mu diyerek ortaya çıktı.

A.T.: Ben gerçekten o şarkının sözlerini yazarken ayrılmış olduğum kız arkadaşımdan eve dönerken metrobüste yazdığım sözlerdir.

>>2007 yılında “Hayır” 2011 yılında “Evet” şimdi de “Belki” dediniz. Albüm isimlerinin bir bağlantısı var mı?

D.T.: Sizce de yok mu?

>>Konser turne planları nedir?

D.T.: biz mümkün olduğunca fazla konser vermek istiyoruz. 13 Haziran’da lansman var Dorock XL’da. Zaten evimiz gibi olan Ağaç Ev var devamlı çaldığımız. Artık olay şeye döndü. 1970’lerdeki gibi ne kadar çok konser verirsen, o kadar çok insanlar müziğini tanıyor, seni görüyor. Bizi bilmeyen herkesin ilk tepkisi bu oluyor “Aa çok iyiymişsiniz canlı performansınız harikayış” falan. Bu yüzden de mümkün olduğunca fazla konser vermeye çalışıyoruz. Bizim konserlerde en çok mutlu eden ve hatta bu albümü yapmamıza neden olan tekrar söylüyorum bizi izleyen insanların “Aa biz sırf şu şarkıyı dinlemeye geldik, şu şarkıyı da çalar mısınız” diye bizden bizim şarkılarımızı istemeleri. Zaman zaman bizim bile “Aa biz onu çalmıyorduk ama hadi çalalım” dediğimiz de oldu. Bir baktık dijital ortamlarda da bir yükseliş var Dört X Dört’ün eski şarkılarına. Bu albümü yapmamızı, tekrar bir araya gelip bu enerjiyi oluşturmamızı sağlayan onlar. Konser çok önemli çünkü bizim konserlerde yükselen bir grup olduğumuzu düşünüyorum. Ben beraber çalarken çok mutlu oluyorum.

Dört X Dört, sekiz yıl aradan sonra yayımladığı üçüncü albümü “Belki”nin lansman konserinde hayranlarıyla buluşuyor. Söz ve müziklerin tamamı Deniz Tuzcuoğlu’na ait sekiz şarkıdan oluşan “Belki”nin lansman konseri 13 Haziran Perşembe akşamı saat 22:30’da Dorock XL Kadıköy’de olacak.