Anayasa değişiklik paketi ile ilgili 12 Eylül tarihinde yapılacak olan referandum hakkında 3 gündür birçok kesimle yaptığımız görüşmelerde...

Anayasa değişiklik paketi ile ilgili 12 Eylül tarihinde yapılacak olan referandum hakkında 3 gündür birçok kesimle yaptığımız görüşmelerde, evet ya da hayır şeklinde bir ağırlık olmazken genel  kanı  paketin son derece ‘antidemokratik’ şekilde hazırlandığı yönünde

SEÇİL TÜRKKAN- GİZEM ARSLAN

Pelin Batu, Oyuncu: Durum güven vermiyor
BEN ‘hayır’ diyorum. Çünkü bu anayasa değişikliği; bir referandum gibi değil adeta seçim öncesi AKP’ye güvenoyu gibi ortaya çıkartıldı. Bu şekilde son dakika yapılması da çok manidar ve açıkçası beni bir vatandaş olarak çok rahatsız ediyor. Sonuçta anayasa değişikliği, bu hükümet başa geldiğinden beri gündemde olan bir şey, 8 senedir konuşuluyor ama hükümetimiz son dakika bunu gündeme getirdi. Açıkçası bu durum bana güven vermiyor. Bu yüzden de ben ‘hayır’ oyu vereceğim.


Prof. Dr. Gencay Gürsoy: Gündemi izleyeceğim
ÖNCELİKLE hayırcılardan değilim, bunu belirtmek istiyorum. Referandumda evet demek ile bu anayasa değişikliğini boykot etmek arasında git-gel yaşıyorum ve henüz karar verebilmiş de değilim. Karar verme konusunda da AKP’nin seçim barajını indirme hususundaki tavrına göre karar vermeyi düşünüyorum. Eğer seçim barajında anlamlı -CHP’nin iddia ettiği gibi yüzde 7’ye değil de en az yüzde 5’e indirme konusunda bir esneme görürsem evet diyeceğim. Görmezsem, diğer gelişmeleri izleyerek boykot edeceğim ve seçime katılmayacağım. Bir süre daha gündemi izleyeceğim.

Ahmet Abakay, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı: Aralarda şekere bulanmış maddeler var

BİZ ÇGD olarak, 12 Eylül’deki referandumda meslektaşlarımızı ‘hayır’ demeye davet ediyoruz. Çünkü ilk olarak, bu anayasada özellikle Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayacak olan yüzde 10 barajının indirilmesini istemiştik. Çünkü özellikle güneydoğuda Kürt partilerinin meclise girmesini engellemek için, yani milli iradenin doğru tecellisi için bu gerekliydi ama yok. İkincisi, Alevilerin sorunlarıydı ama hükümet bu konuda da bir adım atmadı. Örneğin zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istemişlerdi. Bu konuda anayasada tek madde yok. Üçüncüsü, memurlar ‘grevli’ toplu sözleşme hakkı istiyorlardı. Bu anayasada, ‘grevli’ toplu sözleşme hakkı yok, göz boyama var. Ayrıca düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü bağlamında bu hükümet hiçbir adım atmadı. Özellikle ‘Terörle Mücadele Yasası’, ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir. Bu hükümet, bu konuda da hiçbir adım atmadı. Hatta tam tersi, 2006 yılında Terörle Mücadele Yasası daha da ağırlaştırıldı. Sırf yazdıkları yazılar yüzünden, 700’ü aşkın gazeteci hakkında da bu tip yasalar nedeniyle açılmış davalar söz konusu.
Özetle, bu anayasa paketini onaylamıyoruz. Tabi ki, onaylayabileceğimiz araya şekere bulanmış birkaç madde de konulmuş bu değişikliğe. Bizim de tamamına ‘evet’ ya da ‘hayır’ dememiz bekleniyor. Üstelik bu maddeler tek tek oylanması gerekirken, hepsine birden ‘evet’ ya da ‘hayır’ dememiz bekleniyor. Bunun şekli dahi yanlıştır. Paketi incelediğinizde; iktidarın yargıyı denetimi altına alma, hükümete bağlama gibi bir gayesi olduğu da ortaya çıkıyor. Bu tip nedenlerle biz bu iktidarın kendi geleceğini garanti alacak bu anayasa tasarısına ‘hayır’ diyoruz.


Erdoğan Aydın, Araştırmacı-Yazar Boykot kampanyası örgütlenmeli
SÖZ konusu paketin bir demokratikleşme paketi değil bir macın ürünü olduğunu tekrar anımsamaamız gerekiyor. Kuşkusuz paket içinde bir sosyalist ve domokratın hayır diyemeyeceği düzenlemeler var ancak asgari nessnellikle bu maddelerin de yasamayı ele geçirme amacının makyajı olduğu da çok açık. Olumlu düzenlemeler de bizi demokratik bir sonuca ulaştırmıyor.
Grev hakkını vermeyen bir sözleşme bizi şu anda fiili olarak kullandığımız haklardan ilerisine götürmeyen bir yapıdadır. Yine 15. Madde konusundaki düzenleme de zaman aşımı düzenlemesiyle beraber yapılmaması durumu vardır. Pakete hayır kampanyası yürütenlerin baskın sesinin milliyetçilik ve derin devlet olduğu bir gerçektir. Bu sebeple bir sosyalist olarak gönül rahatlığıyla hayır da diyememe.Genel olarak daha demokratik bir Türkiye’nin mümkün olduğunu düşünen güçlerle beraber bir boykot kampanyası örgütlemenin doğru olduğunu düşünüyorum.