Google Play Store
App Store

Seçim sonrası kurlarda artış beklentisi dövize talebi artırdı. Doların 32 TL’ye dayanması üzerine döviz satışına başlayan TCMB, kredi musluklarını kıstı. İktidarın hedefinin seçimlere kadar dolar kurunu 32 TL’nin altında tutmak olduğunu kaydeden Prof. Oyan “İş biraz çığırından çıkmış gözüküyor” dedi.

Dövize müdahale, krediye ayar geldi
Fotoğraf: AA

Havva GÜMÜŞKAYA

Seçim sonrasına yönelik beklentilerin kötüleşmesi ve kurda artış beklentisi son günlerde döviz talebini tetikledi. TL kaynaklı kur korumalı mevduat hesaplarının artık açılamaması ve çıkan paranın büyük bölümünün dövize kaymasının da talebi körüklediği tahmin ediliyor. TL'deki düzenli değer kaybı son günlerde hız kazanırken dolar/TL 32 lirayı zorluyor. Yılbaşından bu yana döviz kurundaki artış yüzde 7’nin üzerine çıktı.

Enflasyonun beklentilerin üzerine çıkması, cari açık ve seçim öncesi yabancı portföy çıkışı olmasının etkisiyle döviz ve altına talep arttı. Merkez Bankası’nın (TCMB) yüzde 45'lik politika faizini seçim sonrasında artıracağı yönündeki tahminler de yükselmeye başladı.

TCMB’nin artan döviz talebinin kaynağını anlamak ve piyasadaki "gereksiz oynaklığı engellemek" için bankalarla telefonda görüştüğü iddia edildi. Reuters'a konuşan iki bankacılık kaynağı, artan döviz talebini mart sonundaki yerel seçimler öncesinde oluşan ‘psikolojik talebe’ bağladı.

REZERV HARCANIYOR

TCMB seçimlere kadar kurları tutmakta zorlanmaya başlayınca, 2023 yılı Temmuz ayından bu yana ilk kez TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemi gerçekleştirdi. Artan döviz talebi nedeninin etkisiyle TCMB tarafından 475 milyon dolar tutarında TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemi yapıldı. TCMB en son 14 Temmuz 2023 tarihinde söz konusu işlemi gerçekleştirmiş, daha sonraki dönemde herhangi bir işlem yapılmamıştı.

Döviz talebi belirginleşirken TCMB döviz rezervlerinde azalış da devam ediyor. Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervinde 16-23 Şubat haftasında 2,5 milyar dolarlık, zaten eksi durumdaki net rezervinde ise 4,3 milyar dolarlık azalış yaşandı. Bankanın brüt rezervi 23 Şubat itibarıyla 131,8 milyar dolara gerilerken swap ve diğer borçları düştükten sonra kalan net rezervi ise -46,2 milyar dolara kadar indi. Yılbaşından 23 Şubat’a kadar olan dönemde TCMB'nin brüt rezervinde 9,3 milyar dolarlık, eksi durumdaki swap dahil net rezervinde ise 8,7 milyar dolarlık azalma yaşandı.

MÜCADELE HIZLANACAK

Kurdaki hareketlilik ve enflasyonun beklenenin üzerinde gerçekleşmesinin ardından TCMB’den ek sıkılaşma adımı geldi. Ticari kredilerde yüzde 2,5 olan aylık büyüme sınırı yüzde 2’ye, ihtiyaç kredilerinde yüzde 3 olan aylık büyüme sınırı yüzde 2’ye düşürüldü. Taşıt kredilerinde değişikliğe gidilmedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, X hesabından yaptığı paylaşımda yeni sıkılaşma adımlarını değerlendirdi. Şimşek, "Aylık enflasyon şubat ayında beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Dezenflasyon zaman ve kararlılık gerektiriyor. Sabırla ve azimle fiyat istikrarı sağlanıncaya kadar çalışmaya devam edeceğiz. Merkez Bankası’na desteğimiz tamdır. TCMB’nin ilave sıkılaşma adımlarının büyümede dengelenmeye, cari açıkta daralmaya ve enflasyonist eğilimleri kırmaya katkısı olacaktır" görüşünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 yılında enflasyonla mücadele sürecinin çok daha hızlanacağını belirtti. Yılmaz, “Orta vadede (2026 perspektifinde) ise sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz çerçevesinde tek haneli enflasyon oranlarına yeniden ulaşmaya kararlıyız” diye ekledi.

***

TOPLUM SAVUNMA MEKANİZMASI GELİŞTİRİYOR

Siyasal iktidarın hedefinin seçimlere kadar dolar kurunu 32 TL’nin altında tutmak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Oğuz Oyan, “Birkaç hafta önceye kadar bu mümkün gözüküyordu fakat şimdi iş biraz çığırından çıkmış gözüküyor. Çok hızlı gelişti her şey. Dolara bir hücum var. Arz tarafında da mevsim koşulları gereği yetersizlik var. Türkiye’nin zaten çok ciddi dış açıkları var. Merkez Bankası bu defa daha önce yaptığı kapalı müdahaleyi açık müdahaleye dönüştürmüş durumda.

Prof. Dr. Oğuz Oyan - Ekonomist 

Piyasaya müdahale ettiklerini söylediler. İlk iki aydaki enflasyon yüzde 10,5 dolarda 29,50’den 31,73’e geldi. Enflasyonun altında bir yükselme bu” ifadeleriyle değerlendirdi. Toplum kesimlerinin savunma pozisyonuna geçtiğini söyleyen Oyan, “Seçim sonrasında kurların üzerindeki görünmez baskılar terk edilecek ve kurlar yükselecek beklentisi var. Bu şirketler kesimini de ilgilendiriyor. Onlar da döviz pozisyonlarını yükseltiyorlar. TL’de kalmaktan kaçıyor insanlar. Enflasyonda patlamanın süreceği, kurlardaki artışın ayar tutmayacağını bekleniyor. Dolayısıyla şimdiden dövize talebi arttıran bir takım ve ithal edilen mallara talebi arttıran bir eğilim var. Bu bir kaçış, bir kendini savunma pozisyonu aslında. Hem tüketici kesimleri arasında, şirketler kesimi açısından” diye konuştu.