Türkiye'nin önde gelen yazar ve aydınlarının DTP'ye destek ziyareti dün Hürriyet gazetesinin manşeti oldu. Hem de ırkçı, sol düşmanı ve seksist bir tarzda ele alınarak...

Meclis'te DTP Grubu'nu ziyaret eden Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit'in parti üyeleriyle buluşması 'bir kısım medya' tarafından hayli farklı açılardan yorumlandı. Barış Meclisi üyelerinin de katıldığı buluşmada son günlerin en önemli gündem maddeleri olan tezkere kararı, DTP'nin kapatılma davası ve savaş çığırtkanlığı gibi konuların da konuşulduğu uzlaşı meydanı kitle kültürü medyasının 'amiral gemisi' Hürriyet gazetesi tarafından speküle edilerek yayımlandı.

Görüşme sırasında geçen onlarca konu arasından sadece biri olan, Cohn-Bendit'in "Günün birinde Paris, Berlin gibi İstanbul Belediye Başkanı'nın da eşcinsel olabileceğine kendinizi hazırlayın" sözünün ÖDP, DTP ve Barış Meclisi tarafından hoşgörüyle karşılanmasını "Gay Başkan Muhabbeti" adı altında veren gazetenin, haberde tüm konuşulan olumlu sohbeti yok sayıp sadece taraflar arasında geçen kısa diyalogu "manşete" taşıyıp olayı çarpıtması kitle kültürü medyasının objektif normlardan ne kadar uzakta olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ötekileştirme stratejisi ile azınlık olan her kesimin haklarının çiğnenmesini doğal addeden kitle kültürü medyası bir kez daha 'gücünü' göstermiş oldu.

DTP Grup toplantısına, katılan isimler yazar ve şair Vedat Türkali, yazar ve Şair Murathan Mungan, EMEP Başkanı Levent Tüzel, işadamı Osman Kavala, BirGün gazetesi yazarları Doğan Tılıç, Ahmet Çakmak, Mithat Sancar gazeteci yazar Nuray Mert, Barış Meclisi sözcüsü Prof. Dr. Cengiz Güleç, Barış Meclisi sekteterya-sından Hakan Tahmaz, Kürt aydınlarından Şeydi Fırat, İHD Başkanı Hüsnü Öndül, ÇGD Başkanı Ahmet Aba-kay, 78'liler Vakfı Başkanı Celalettin Can, DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, yayıncı yazar Ertuğrul Kürkçü, SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Füsun Erol, Avukat Mebuse Tekay, Prof. Dr. Mithat Sancar, gazeteci Murat Çelikkan, Türkiye 78'liler Federasyonu Başkanı Nimet Tanrıkulu, yazar Yıldırım Türker'di. Grup toplantısına katılan aydın ve yazarların bazılarının DTP'nin kapatılmasına ve ülkedeki savaş çığırtkanlığına ilişkin söyledikleri ise şunlardı.

TÜRKALİ: BAŞBAŞA ÇÖZÜLECEK
DTP Grup toplantısı girişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan yazar ve şair Vedat Türkali, Türkiye'nin çok zor günler geçirdiğini ve Kürt sorununu Türk ve Kürdün baş başa çözeceğini söyledi. "Mutlaka aramızda anlaşmalıyız" diyen Türkali, Kürt sorununun çözümünün anlaşmadan geçtiğini dile getirerek "yıldırmayla, baskıyla olmaz, parti kapatmak ayıptır. Biz bu işi beraber çözmeliyiz, go yaşıma giriyorum, inşallah bu sorunun çözüldüğünü ölmeden göreceğim" diye konuştu. Türkali, DTP grup toplantısında ise kürsüden yaptığı konuşmada, "Artık laf bitti. Aslında yapması gerekenleri yapmayanlar, insanlığa karşı inat ediyor" dedi. Türkler ve Kürtler'in birbirini öldürerek bir yere varamayacağını vurgulayan Türkali, "DEP kapatıldığı zaman Londra'da bana sordular. Ben de 'Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülük' dedim. Bir yangın vardı, onu söndürmeye çalıştığımız hortumu kestiler. Neye maloldu? Kaç genç mezarına maloldu? Bunu yapanlar yüreklerinde ne taşıyorlar?" diye konuştu. Umutsuz olmadığını ifade eden Türkali, Kürt'ün de Türk'ün de gözünün açıldığını ve gerçek düşmanı gördüklerini söyledi.

MUNGAN: DTP YALNIZ DEĞİL
DTP'ye destek veren isimler arasında olan şair ve yazar Murathan Mungan da kürsüden yaptığı konuşmada, Türkiye'de bir an önce barış kültürü oluşturulması gerektiğini ifade etti. 5 yaşındayken i960 askeri darbesini, 15 yaşındayken 12 Mart darbesini ve 25 yaşındayken 12 Eylül askeri darbesini gördüğünü ifade eden Mungan, "artık darbe istemiyorum" diye konuştu. Sivil çözümlerin baskıya uğramamasını isteyen Mungan, "Ben Türkçe'nin şairi ve yazarıyım. Ama dünyanın bütün insanlarının, rüyalarını gördükleri dilde eğitim görmelerini istiyorum" dedi. Mungan, bir aydın değil, vicdan sahibi bir insan olarak konuştuğunu kaydederek, şunları söyledi: 'DTP'nin Meclis dışına sürülmeye çalışılması, aynı zamanda adaletin, siyasetin ve medyanın da asker-leştirilmesi sürecinin bir parçasıdır. Çok ağır bedeller ödeyerek Meclis'e girmeyi başarmış ve sivil siyaset yapmak isteyen, barış için bir imkan olan DTP'nin uğradığı sıkı denetim ve sıkı takipte yalnız olmadıklarını söylemek için buradayım. Barış kültünün yerleşmesi ve sivil itirazların kurumlaşması, barış içinde birarada yaşanması için gereken şey, sorunun parlamenter sistem içinde çözülmesi."

GÜLEÇ: BASKILARI KINIYORUZ
Türkiye Barış Meclisi adına konuşan Prof. Dr. Cengiz Güleç ise diyalog ve demokrasinin önemine işaret etti. Empatinin toplumda yaygınlaştırılması gerektiğine de dikkat çeken Güleç, DTP'ye destek vermek için Meclis grup toplantısına katıldıklarını belirterek "Hem psikolojik, hem siyasal hem yargı süreciyle DTP üzerindeki baskıları kınıyoruz. Bu baskılara Kürt halkı uzun yıllar onurlu bir biçimde direnebilmiştir. Duyarlı, akil insanların bu süreçte dayanışma içinde olması büyük bir önem taşıyor. Sorunların diyalogla çözülmesi için kamuoyunun vicdanı olmalıyız "diye konuştu.

TEKAY: DTP'NİN AVUKATIYIM
Grup toplantısında konuşma yapan ve DTP'ye destek veren isimler arasında yer alan avukat Mebuse Tekay ise ""Kürt sorununun silahlarla değil, barışçıl yollarla çözülmesini istiyorum" dedi. Tekay, DTP'nin kapatılmasına ilişkin davada avukat olarak görev almak istediğini söyledi. Hürriyet'in dünkü manşeti ise hem ırkçı hem anti-komünist hem de seksist yaklaşımı ile daha önce de yaptığı gibi aydınları, özellikle de Murathan Mungan'ı lümpen faşizmine ihbar ediyor ve bir kez daha hedef tahtasına yerleştiriyordu.

Murat Uyurkulak (Yazar)
TERBİYESİZLİK, bayağılık gibi kelimeler geliyor ilk anda insanın aklına, ama mesele başka elbet. En beterinden bir psikolojik harbi, bir linç kampanyasını soğukkanlı ve bilinçli şekilde yürütenleri nasıl izana, edebe, insanlığa çağırabilirsiniz? Ben sadece şunu söylemek isterim: Ufuk Uras'ın kır saçlarının bir telini, Akın Birdal'ın tek bir saniyelik aydınlık gülüşünü, Murathan Mungan'ın yazdıklarının tek bir harfini, bu zerzevatın topuna değişmem.

Şeydi Fırat (Banş Meciiso
BU haberin manşette yer alması şöyle bir durumu ortaya çıkartıyor: Kürtleri izole etmek, talepleri izole etmek gibi bir niyet söz konusu. Bazı çevrelerin baskısı da giderek yoğunlaştı. Ama buna rağmen, barışı, kardeşliğin, büyüyeceğine inanıyoruz.

Sim Saklk (DTP Milletvekili)
YAPILAN haberle ilgili bir sıkıntım yok aslında. Murathan Mungan'ı herkes tanıyor, biliyor. Paris'de bu yaşanıyorsa İstanbul'da niye yaşanmasın, İstanbul duygu şehridir zaten. "Ben ölümüne desteklerim" diyorum bu aramızda geçen diyalogdu. Bu haber olmuş. Bizim bölgede nasıl algılanır bu haber bilmiyorum ama ben bu haberi kötü algılamadım.

Umut GÜner (Kaos GL'den)
DANİLEL Cohn-Bendit'in, "günün birinde İstanbul'un belediye başkanının gey olabilir" cümlesi ile ne söylediğine değil ne söylemek istediğine bakmak gerekiyor. Türkiye'de medyada ne yazık ki eşcinsel örgütleri hiçbir zaman yapıp ettikleri ile manşete çıkamıyorlar. Ya dışhaberler-den geçen bir haber ya da Türkiye'ye gelen bir konuğun eşcinsellikle ilgili söyledikleri ana-sayfada manşetten giriyor. Yani bugün için Türkiyeli eşcinsellerin ve örgütlerinin yapıp ettikleri manşetten haber değeri taşımıyor. İstanbul'da eşcinsel onur etkinliğinde 1000 kişinin yürümesi hiç bir medyada yer bulmazken Bendit'in İstanbul'un belediye başkanı ilerde bir gey olabilir açıklaması manşetten giriyor. Şehir aynı şehir İstanbul, konu aynı eşcinsellik, ama konuşanlar farklı..