Dünya Bankası, geçmişinde yolsuzluk skandalları bulunan şirketlere TANAP için 800 milyon dolar kredi vermeyi onayladı. TANAP fosil yakıtlara bağımlılığı artıracak ve dolayısıyla iklim değişikliğini hızlandıracak eleştirileri alıyor

Dünya Bankası'ndan sicilleri kirli doğalgaz şirketlerine kredi

Dünya Bankası, Azerbaycan ve Türkiye’den geçecek doğalgaz boru hattı için 800 milyon ABD doları kredi vermeyi onayladı. Dünya Bankası Direktörler Kurulu 20 Aralık günü, Güney Avrupa’yı Azerbaycan’ın doğal gaz yatakları ile bağlayacak olan Güney Gaz Koridoru’nun Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı’nın (TANAP) bin 850 kilometrelik kısmını tamamlamaları için Türkiye ve Azerbaycan hükümetlerine 400’er milyon ABD doları kredi verdi.

ClimateHome'da Karl Mathiesen imzasıyla yer alan habere göre; Dünya Bankası’nın verdiği kredi Türkiye’de, inşaatın tamamlanması için birçok farklı şirketle anlaşan BOTAŞ’ın denetiminde olacak.

Bankwatch’ın kısa süre önce paylaştığı rapora göre, bu şirketlerin üst düzey yöneticileri 1990’lar ve 2000’lerde enerji sektöründe sistematik olarak ihale yolsuzluğu yapan organize örgütlerle olan bağlantıları için hüküm giymişlerdi.

Boru hattının Gürcistan sınırından Türkiye’nin kuzeydoğusuna uzanan 375 kilometrelik kısmını inşa edecek olan Fernas Grubu, Muzaffer Nasıroğlu’na ait. Nasıroğlu, 2005 yılında rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma suçlarından hapis yatmıştı. Fernas’ın şu andaki CEO’su Yaşar Giregiz de hüküm giymişti.

Boru hattının diğer tarafında ise, Yunanistan sınırından geçen kısmının inşaatını yapacak olan Limak’ın Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir 2008 yılında, boru hattı ihaleleri de dahil, ihalelere fesat karıştırmaktan hüküm giymişti.

Limak, Fernas ve diğer şirketlere ihaleyi veren devlet kuruluşu boru hattı şirketi BOTAŞ ise Mavi Akım Operasyonu olarak bilinen ve (Nasıroğlu ve Özdemir dahil) 77 üst düzey yöneticinin 2008 yılında yargılanmasına yol açan büyük soruşturmanın merkezinde yer almıştı.

77 sanığa mahkeme tarafından hapis cezası verilmişti ancak bir dizi temyiz davasından sonra Mart 2016’da Yargıtay delil yetersizliğine dayanarak yerel mahkemenin mahkumiyet kararlarını bozdu.

'Kamu yararı şüpheli'
Bankwatch’ın da aralarında bulunduğu bir sivil toplum örgütleri koalisyonu Counter Balance ise boru hattına karşı çıkıyor. Koalisyona göre, raporun ortaya çıkardığı yolsuzluklar projenin kamu yararı sağlayacağına dair şüphe uyandırıyor.

'Fosile bağımlılık destekleniyor'
Counter Balance Direktörü Xavier Sol, “Azebaycan ve Türkiye vatandaşlarının Dünya Bankası’nın bu projeye verdiği destekten nasıl faydalanacaklarını görmek çok zor. Bu tür bir finansman kalkınma mantığına aykırı, zira proje var olan otokratik rejimler için her iki ülkenin gelirlerinin fosil yakıtlara bağımlılığını destekliyor” açıklamasında bulundu.

Bankwatch politikalar uzmanı Anna Roggenbuck, “Bu karar, Türkiye’de devam eden OHAL’in gazeteciler ve sivil toplum üzerinde baskının arttığı ve böylece ülkedeki en büyük altyapı projesinin hayati önem taşıyan kamuoyu denetiminden geçmesinin engellendiği bir dönemde alındı” dedi.

Bankwatch’ın verdiği bilgiye göre, 45 milyar dolarlık proje için toplam 9.4 milyar ABD doları bedelinde bir kamu yatırımı finansmanı görüşülmekte.

Dünya Bankası kredisi Azerbaycan’da da devlete ait şirketlerin denetiminde olacak. İlham Aliyev’in Başkanı olduğu rejimin çok sıkıntılı bir insan hakları sicili bulunmakta. Ancak enerji güvenliği ve Avrupa’ya doğal gaz tedariki konuları politikacıları bu endişeleri görmemezlikten gelmeye yöneltti.

Londra merkezli düşünce kuruluşu E3G’nin analizi, Güney Gaz Koridoru’nun enerji güvenliğini korumak için gerekli olduğu argümanının doğalgaz talebinin 2030 yılında öngörülenden, yani Avrupa’nın enerji verimliliği hedeflerini gerçekleştirdiği durumdan yüzde 72 daha fazla olacağı varsayımına dayandırıldığını ortaya koydu.

‘Arz fazlası var’
E3G Başkanı Nick Mabey, “Bunu anlamak o kadar da zor değil, neden Asya’dan boru hattıyla doğal gaz nakledilsin ki? Avrupa’da doğal gaz arz fazlası varken bunu hangi nedenlerden yapıyorsunuz? Akılcı entegre altyapı planlaması ile ki bunu Avrupa’da yapmıyoruz, çok daha ucuza ve daha az sermaye masrafı yaparak enerji güvenliğini sağlayabilirsiniz. Ama tabii pek çok insan için yatırım işin esas noktası. Çünkü para kazandığı yer orası.”

Bankwatch raporu aynı zamanda boru hattının alt kısımlarının ihalelerini alan İtalyan ve Yunan şirketlerindeki yolsuzluk ve örgütlü suç bağlantılarının da altını çizdi.


***

Güney Gaz Koridoru nedir?
BP’ye (British Petrol) göre TANAP “muhtemelen küresel petrol ve doğal gaz endüstrisinin bugüne kadar yaptığı en anlamlı ve iddialı girişimi.”

Üç kısımdan oluşan boru hattı, proje tamamlandığı takdirde Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz 2 yatağından çıkarılan doğal gaz Gürcistan, Türkiye, Yunanistan, Arnavutluk’tan geçerek Güney İtalya’ya ulaşacak. Boru hattının, Avrupa Birliği’nin Rus doğal gazına olan bağımlılığını azaltacağı farz ediliyor.

Kampanyacılar ise Avrupa’da doğal gaz talebinin artmayacağı öngörüldüğü için hattın atıl duruma düşeceğini ileri sürüyorlar.
Avrupa’nın otokratik Aliyev rejimiyle finansal ve politik işbirliğini arttırması da birçok kesim tarafından eleştiriliyor.

»Toplam maliyet: Tahmini 45 milyar doları
»Zamanlama: 2020 yılında tamamlanması planlanıyor.
Bölümler:
»Güney Kafkasya Boru Hattı (SCP) – Azerbaycan, Gürcistan
»Trans Anadolu Boru Hattı (TANAP) – Türkiye
»Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) – Yunanistan, Arnavutluk ve İtalya