Dünya döndükçe: South Park
FATİH ŞALO - caykahve@gmail.com
Soylulaştırmalar, Donald Trump ve #azbilinenefsaneduyarlar... Dünya döndükçe South Park’ın cephanesine yeni konular ve malzemeler eklenmeye devam ediyor.
23 Eylül’de 19. sezonuyla ekranlara geri dönen South Park uzun süren türbülansın ardından huzurlu geçecek bir güzergâhı kendisine belirlemiş gibi görünüyor. Dizinin karakterler üzerine oynamayı bırakıp kendisine odak olarak gündemi belirlemesinden sonra bu sezon denediği yeni biçimsel araçlar çok daha izlenebilir bir dizi ortaya çıkartıyor. South Park’ın denediği yeni biçimsel araçlar arasında bölümler-arası göndermeler ve süreklilikler en dikkat çekeni. Dizinin yapımcıları bu aracı en son kullandığı zamanın üzerinden neredeyse 10 yıl geçti. Şimdi seyircilerin karşısına çıkan süreklilikler Kenny’nin hakikaten ölmesi gibi kısa süreli ve dar kapsamlı meseleler ya da olaylar değil aksine South Park’ın yeni sezonunun “leitmotif”i olmaya namzet unsurlar. Peki South Park izlek seçiminde hangi unsurları seçmeyi tercih etti ve bunun karşılığı ne olacak?
KONULAR TAM İSABET
South Park’ın kendisine odak olarak o hafta gündemde olan şeyleri seçmesi bilinmeyen bir sır değil. Yıllardır dizinin konu seçimlerini daha dizi yayınlanmadan önce bile tahmin etmek mümkün oluyordu. ABD’de ve dünya gündeminde o hafta içerisinde en çok konuşulan konular adeta Twitter’ın trending topic listesinden seçiliyormuşçasına dizide isabetli bir şekilde işleniyordu. Yeni sezonda South Park artık gündemi sadece bir konu kaynağı olarak değil her alanda işleyebileceği elverişli bir maden olarak ele alıyor. Dizide izleyicileri en çok yakalamak istediği yerde, sıradan bir diyalogda ya da arka planda ilerleyen ana hikâyede gündem seyircilerin karşısına çıkıyor. Bu uygulamanın South Park açısından en belirgin avantajı diziyi 19 yılı geride bırakmış olmanın verdiği varoluşsal sorgulamalardan hızlıca çıkartması ve sağda solda tehlikelerin olmadığı güvenli bir yola koyması.
South Park bu uygulamadan eğer vazgeçmezse gerçekten de Dünya döndükçe dizinin de devam edeceğini söylemek mümkün. Zira gündemi belirleyen ve değiştiren her gelişme, insanların hayatını etkileyen her türlü yenilik South Park’ın bir sonraki bölümüne konu, mizah malzemesi, diyalog ve detay kazandırıyor. South Park yapımcıları yıllar önce yapım sürecinin otomatikleşmesini gayet zeki bir şekilde parodileştirdikleri Family Guy’ın işleyiş biçimini biraz örtük bir şekilde tekrar ediyor. Dünya mültecileri mi konuşuyor? South Park mültecileri konu olarak işlemekle kalmıyor aynı zamanda esprilerini de mülteciler üzerinden yapıyor. Hassas konulara zücaciye dükkânına giren fil gibi girmekle meşhur dizinin bu konuda kendisini geri tutmasını beklemek sürpriz olur. Saygısızlığın ya da provokatif olmakla itham edildiklerinde savunmalarını her seferinde “mizahın karşısında hiçbir şey duramaz” diyerek gerek aleni gerek örtük bir şekilde veren Trey Parker ve Matt Stone’un korkması için hiçbir neden yok. Çünkü South Park izleyicilerinin sevdikleri diziyi “bozmakla” itham edecekleri son nokta South Park’ın duyarsız bir dizi olması.
KARAKTERLER
Dizinin yaptığı bu değişikliğin bir diğer güzel yanı da artık South Park’ı South Park yaptığını zannettiğimiz karakterlerin eskisi kadar dizinin akışında rol oynamaması. Sezonlar ilerledikçe teker teker işlenen Eric Cartman, Randy Marsh, Butters ya da Mr. Garrison gibi karakterler artık diziyi komik yapan unsurlar değil. Karakterler artık dizide kendilerine atfedilen rolün taşıyıcısı olmaktan ibaretler. Olay örgüsünün ilerlemesi için yapmaları gereken bazı hamleler var ve hepsi bu.
South Park belki de bu zamana kadar hiçbir uzun soluklu komedi dizisinin yapamadığını yapmayı başardı. Simpsons gibi her bölümü birbirinin aynı, manasız bir kısırlık ile boşluk içerisinde boğuşan ya da Family Guy gibi kimin ne yaptığının dahi bilinmediği vakit öldüren yapımlardan farklı olarak dizinin her bölümü seyircinin belleğine bir şekilde yerleşebiliyor. Trey Parker ve Matt Stone bundan on yıllar sonra dahi anılacaksa South Park’ı şu tweet hızında geçen yıllarda ayakta tutmakla anılacaklar.