‘Dünya Mirası’ için hukuk mücadelesi

Yaren Çolak

İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan ve UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ‘Zeyrek evleri’ için, üç kız kardeşin hukuk mücadelesi 14 yıldır sürüyor.

1800’lü yıllardan kaldığı tahmin edilen kız kardeşlere ait ev, İstanbul Büyük Şehir Başkanlığı Kamulaştırma Müdürlüğü tarafından 2018 yılında kamulaştırıldı.

Kardeşler, evlerini restore ederek korumak istese de İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) tarafından Anıtlar Kurulu’na sunulan projede ikinci grup tarihi eser olan ev yıkılmak istendi.


Son olarak Yargıtay’a başvuran kardeşler şimdi verilecek kararı bekliyor. Projenin Mimarı olan Hatice Karakaya, “Yapılması gereken de bu tarihi eseri restore ederek korumak” diye konuştu ve ekledi: “2006’da buranın mevcut durum restitüsyon projeleri ve restorasyon projeleri çizildi. Bütün bunları belgeleriyle Anıtlar Kurulu’na vererek ruhsat talebinde bulunduk. Ancak o süreçte burayı Fatih Belediye’si kamulaştırmaya gitti. Ve bu üç kız kardeşin 14 yıldır süre gelen mahkeme süreci böyle başladı. Amaçları doğdukları evi korumak olan kız kardeşler TOKİ’den restorasyon için kredi de almıştı ancak bir türlü ruhsat alamadıkları için hiçbir faaliyet gerçekleştiremediler. Bu ev bu vatandaşların tapulu mülkü ve yasal hakları gasp ediliyor. Bölgede diğer evlere kamulaştırma yapılmazken bu üç kız kardeşe ait evin kamulaştırılmak istenmesinin nedeni nedir?”

MEYDAN YAPILMAK İSTENİYOR

Evin korunması gerekirken yıkılacak olmasına tepki gösteren Karakaya, “Bu evi yıkarak burayı camiye ait bir meydan yapmak istiyorlarmış. Bir dokuyu korursan altıyla üstüyle beraber korursun. Buradaki tarihi doku bir bütün. Ve yapılması gereken de bu tarihi eseri restore ederek korumak” dedi.
Davanın Avukatı Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Avukat Hüseyin Özbek, kamulaştırmanın kamu yararı sağlamadığını vurguladı: “e evinden çıkmak istemiyor. Ve onlar için ödenen kamulaştırma bedellerinin de bir önemi yok. Biz de şimdi Yargıtay’a giderek kamulaştırma kararının geri alınması talebinde bulunduk. Mahkeme burada bir karar verdi ancak bu karar kamu yararına uygun değil, adil değil ve bir anlamda da mülkiyet hakkı ihlali.”