“1923” ve “Amadeus” gibi çok ses getiren müzikallerin yapımcısı Piu Entertainment’ın Genel Müdürü Cemil Demirok kısa vadede hedeflerinin kaliteyi yükseltmek olduğunu söyledi.

"Dünyadaki sistemi Türkiye’ye getireceğiz"

Emrah KOLUKISA

Sanatseverler neredeyse 10 senedir izledikleri birçok kaliteli yapımın arkasında Piu Entertainment imzasının olduğunu bilmiyolar belki ama muhtemeldir ki bundan sonra çok daha sık duyacaklar bu markayı.

Marka diyorum zira kendilerine İKSV gibi bir dünya markasını örnek aldıklarını söyleyen Piu Entertainment Genel Müdürü Cemil Demirok “Onlardan farkımızı bizim daha ticari bir işletme olmamız” diyor ve bu vizyon da elbette kurumsallaşmayı, dahası bir marka olmayı gerektirir.

Cemil Demirok

Cemil Demirok ile yaklaşık 2 saat süren sohbetimizde Piu’nun nasıl kurulduğunu, hangi dönüm noktalarından geçtiğini, kısa ve orta vadede hedeflerinin neler olduğunu konuştuk ve aklımızdaki soruları yönelttik. Bunlardan bazılarına biz bile yanıt alamadığımız için (bazı sürprizler yakın gelecekte açıklanacak, bizim günahımız yok) sizi de tam anlamıyla aydınlatamayacağız belki ama son dönemde özellikle Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ile bir araya gelerek tiyatro ve müzikal alanında yaptıkları atılımlar üzerinden çok güçlü bir kurumsal porter çizdiğini söylemek zor değil; en azından sohbetimizden aldığımız izlenim bu yönde.

6 haftalık gösterimler...

Bir sanatsever ve gazeteci olarak en çok ilgimi çeken konuysa elbette Demirok’un Türkiye’ye yerleştirmek istediği ve onun deyişiyle “Çok uzun zamandır Londra’daki West End ve New York’taki Broadway’de uygulanan sistem”…  Bunu şöyle açıklıyor Demirok: “West End’de bir oyun izleyiciyle buluşacağı zaman 6 ya da 8 hafta boyunca oynuyor ve sonra artık oynamıyor. İzleyici de bu oyunu görmek istiyorsa muhakkak programını ona göre yapıp biletini alıyor ve oyunu kaçırmıyor. Yani bizdeki gibi 4-5 yıl boyunca oynayan oyunlar pek yok orada. Biz de Türkiye’ye bunu getirmek istiyoruz. Böyle olunca en önemli yıldızlar da daha rahat bir şekilde bu işe vakit ayırabiliyor. Broadway’de ya da West End’de dünyanın en büyük yıldızlrını böyle bir sistem sayesinde izliyor izleyiciler. Bizim de yakın vadedeki hedefimiz bu açıkçası.”

Bunu biraz 8 bölümlük dijital platform dizisinde oynamaya benzetiyoruz; oyuncular açısından ve tabii önemli yönetmenler açısından. Teşbihte hata olmaz, elbette aynı şey değil, biri tiyatro diğeri ekran ama her iki taraf için de cazip yanları olduğu muhakkak. Tek problem ekonomik riskleri var ve bu işe cesaret edecek, elini taşın altına sokacak bir öncüye ihtiyaç var. Piu Entertainment bu konuda istekli ve iddialı görünüyor.

İstanbul'a yeni gösteri mekanı müjdesi

Piu Entertainment’ın bir başka hedefi de İstanbul’a yeni ve ‘benzersiz’ bir gösteri mekanı kazandırmak. “Açık konuşalım Zorlu PSM olmasaydı biz de olmazdık. Dünya çapında önemli bir mekan Zorlu PSM ve ben de ilk kuruşundan itibaren orada çalıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. Ama İstanbul’un merkezinde yine o ayarda, sıfırdan inşa edilecek ve çok spesifik bir tarz için yapılacak bir mekana ihtiyaç var ve biz de bunun ilk adımlarını attık.” diyor Demirok. Ne kadar sıkıştırsak da yerini söylemediği bu mekanın (çok merkezi ve sohbeti koyulttuğumuz AKM’ye yakın sayılabilecek bir lokasyonda olduğunu çıtlatıyor sadece) tiyatro ağırlıklı bir içerik için tasarlandığından başka bir şey bilgi vermiyor.

Piu Entertainment şu sıralar “1923” ve “Amadeus” dışında “Aşık Shakespeare”, “Küheylan”, “Timsah Ateşi” ile tiyatro ve müzikal gösterilerinin dışında hem İstanbul’da hem de Londra’da (Barbican) iddialı konser organizasyonları düzenliyor. Demirok geçen Mayıs ayında az kalsın Coldplay’i getireceklerini ama bazı riskler yüzünden son anda imzayı atmadıklarını söylerken gelecek için de böylesi iddialı konserlerin olabileceğinin işaretlerini veriyor; söz vermiyor da, umut veriyor diyelim. Şimdilik Aralık ayındaki Danny Brillant konseriyle yetineceğiz gibi görünüyor.