Dünyanın konuştuğu davada bugüne nasıl gelindi: İtirafçı Rıza Sarraf, ABD lehine tanıklık yapacak

ÖMÜR ŞAHİN KEYİF Washington @omurkeyif

New York’ta tutuklu bulunan Rıza Sarraf, İran’a ekonomik yaptırımları delmek, kara para aklamak, banka dolandırıcılığı gibi suçlamalarla açılan dava kapsamında hakim karşısına çıkmıyor. Davanın hakimi Richard Berman, önceki günkü jüri seçimleri sırasında, jüri adaylarına, duruşmalarda bulunacak tek kişinin Mehmet Hakan Atilla olduğunu söyledi. Sarraf’ın ise ABD Hükümeti lehine tanıklık yapacağı açıklandı. Davanın dünkü duruşması öncesi Yargıç Richard Berman’ın, “Mahkemeye kim gelecek?” sorusunu yanıtlayan Savcı, “Rıza Sarraf suçunu kabul etti ve Atilla’ya karşı tanıklık yapmak mahkemeye getirilecek” dedi. Dünyanın gündeminde olan ve Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren davada bugüne nasıl gelindiğini derledik.

»Bu noktaya nasıl gelindi?
Rıza Sarraf, 19 Mart 2016’da Miami’de, ABD’ye giriş yaparken yakalandı. Geliş nedeni turistik bir gezi olarak kayıtlara geçen Sarraf, 21 Mart 2016’da çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. ABD’nin milyonlarca dolar eden ünlü avukatlarını tuttu. New York Güney Bölge Savcılığı’nın kendisine yönelttiği tüm suçlamaları ve iddianamede kullanılan delilleri reddetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Mart 2016’da yaptığı açıklamada, bu davanın “ülkemizi ilgilendiren bir konu olmadığını” söyledi.

Sarraf, Şubat ayında çok önemli bir hamle yaparak, New York eski Belediye Başkanı ve Trump’ın danışmanlığını yapan Rudi Giuliani ve Bush döneminin Adalet Bakanı Mike Mukasey’i avukat ordusuna kattı.

Mart 2016’da ABD Başkanı Trump tarafından görevden alınan New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara’ya vekalet eden Joon H. Kim, Türkiye’nin ‘diplomatik çabaları’ karşısında vites yükselterek, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’yı New York’taki JFK Havalimanı’ndan ABD’ye giriş yaparken, Mart 2017’de tutuklattı. Türkiye’den davaya yönelik tepkiler artarken, 9 Eylül 2017 tarihli son iddianamede tanık hanesindeki tanıdık isimler arttı. Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan, Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ve Halkbank Müdür Yardımcılarından Levent Balkan da iddianameye sanık olarak eklendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çağlayan’ın davaya dahil edilmesini ise “Türkiye’ye karşı bir hamle” olarak niteleyecekti.

»Suçlamalar neler?
New York Güney Bölge Savcılığı, sanıklara suçlamaları yöneltirken, bu suçların en az 2010’dan 2015’e kadar işlendiğini ileri sürüyor.

1- ABD’yi dolandırmak için komplo kurmak.
2- Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı (İran’a karşı uluslararası ekonomik yaptırımlar) delmek için komplo kurmak.
3- Banka dolandırıcılığı.
4- Bankaları dolandırmak için komplo kurmak.
5- Para aklamak.
6- Para aklamak için kumpas kurmak.

Sarraf hakkında 90 yıla kadar hapis ve 50 milyon dolar para cezası, Atilla hakkında da 50 yıla kadar hapis ve 2 milyon dolar para cezası isteniyor.

İddianameye göre, Dubai’de altın satışı ya da altının Türkiye tarafından yeniden satın alınması gibi işlemler genellikle ABD dolarıyla yapılmış. Söz konusu kişiler, dolar elde edebilmek için sahte evraklarla ABD finans sistemine de girmiş. İddianamede Kasım 2012-Ekim 2013 arasında 900 milyon dolar para transferi ABD’nin finansal kurumları üzerinden yapıldığı iddia ediliyor.
İddianamede “İran ve Türkiye’den üst düzey hükümet yetkilileri, bu plana katıldı ve planı korudu. Bazı yetkililer, planı desteklemek, katılımcıları korumak ve planı ABD’li yetkililerin fark etmesini engellemek için milyonlarca dolar değerinde rüşvet aldı” iddiasına yer veriliyor.

»Sanıklar kimler?
Eylül ayında yayınlanan ve içinde Ekonomi eski Bakanı Çağlayan’ın da dahil edildiği son iddianamede sanık sıfatıyla yer alan isimlere yönelik şu ifadeler yer alıyor:

Rıza Sarraf - “Bu iddianamede geçen süre boyunca Sarraf, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde şirketler ağının sahibi ve yöneticisidir. Bunlar, Türkiye’deki Royal Holding, Durak/Duru Döviz, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Al Nafees Exchange… Sarraf ve iş ortakları, Türk ve İran hükümetlerindeki üst düzey irtibatlarını, ABD’nin İran’a karşı yaptırımlarından kaçınarak, Türkiye’de tutulan İran fonlarını aktarmayı güvenceye almak için kullandı.”

Mehmet Hakan Atilla- “Bu iddianamede geçen süre boyunca Atilla, Türk Bankası 1’de Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı’ydı.”

Zafer Çağlayan - “Çağlayan, Ekonomi Bakanı olduğu dönemde, İran hükümetine hizmet vermek ve bu hizmetleri ABD’den saklamak için yapılan planın hasılatından, 10 milyonlarca dolar değerinde rüşveti nakit ve mücevher olarak aldı. Çağlayan, oluşturulan planın diğer üyelerini yanıltıcı para transferleriyle ilgilenmeleri için yönlendirdi, planı uygulamak için diğer üyelerin attığı adımları onayladı ve planı rakiplerden ve incelemelerden korudu.”

Süleyman Aslan - “Sanık Süleyman Aslan, Türk Bankası -1’in genel müdürüyken, planın hasılatından on milyonlarca doları, Türk Bankası-1 ABD’nin yaptırımlarına maruz kalmadan İran hükümetine milyarlarca dolar değerinde hizmeti sağlayabilsin diye, İran hükümetine hizmet vermek ve bu hizmetleri ABD’li yetkililerden saklamak için nakit olarak rüşvet aldı. Aslan, ABD Hazine Bakanlığı’ndan yetkililerle toplantılarında ve görüşmelerinde bu para transferlerinin içeriğini gizledi.”

Levent Balkan - “Sanık, yaklaşık Şubat 2013’e kadar Türk Bankası 1’de Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Müdür Yardımcısı.”
Abdullah Happani - Rıza Sarraf’ın iş arkadaşı, Durak Döviz ve Duru Döviz’de çalışıyor.

Muhammed (Can) Sarraf - Rıza Sarraf’ın ağabeyi. Türkiye’de Flash Döviz’in yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri’nde de şirketler yönetiyor.

Kamelya Cemşidi - Royal Holding’de Sarraf’ın çalışanı.

Hüseyin Necefzade - Sarraf’ın sahibi olduğu Mellat Exchange’de üst düzey yönetici.

»Halkbank’ın rolü ne?
İddianamede “Türk Bankası-1” olarak anılan Halkbank’a ilişkin şu iddialara yer veriliyor: “Çoğunluğuna Türk hükümetinin sahip olduğu Türk bankasının yöneticileri (Türk Bankası 1) planı kolaylaştırdı, ABD yetkililerini ve yabancı bankaları kandırmak için sahte para transferleri tasarladı ve yabancı bankalara Türk Bankası 1’in bu işle ilgisine dair yalan söyledi.”

»Suçlamalarda yer alan sistem nasıl işliyor?
•İran’ın petrol ve gaz satışından elde edilen para Halkbank’ta İran Merkez Bankası, İran’ın Ulusal Petrol şirketi ve Ulusal İran Gaz Şirketi adına açılan hesaplara yattı.

•ABD’nin İran’a karşı yaptırımları ve ABD bankalarının para aklama karşıtı politikaları nedeniyle İran için bu paraya ulaşmak, İran’a yeniden transfer etmek ya da İran hükümeti, bankaları ve işletmeleri yararına uluslararası finansal transferleri için kullanmak mümkün değildi. Bu nedenle, Petrol ve gazdan elde edilen para Sarraf’ın sahip olduğu paravan şirketlere ve döviz bürolarına aktarılarak Türk altını alındı. Ve altın ihraç edildi. Aslan ve Atilla, Amerikan Hazine Bakanlığı yetkililerine, İran hükümeti için yapılan bu altın alımını, İranlı özel şirket ve bireyler için yapılmış gibi göstermekle suçlanıyor.

•İddianamede sahte evraklar üretilerek, Dubai’ye gönderilen altının İran’a ihraç edilmiş gibi gösterildiği ileri süsülüyor. Bu durumun da ITRA’nın ihlali olduğu ifade ediliyor.

•İddianameye göre, 2012’de İran’ın kıymetli metal ithalatına yönelik yaptırımların sıkılaştırılması sonrası, para yine Halkbank’ta toplanıyordu ancak bu sefer, yaptırımlardan muaf tutulan gıda ve ilaç ihracatıyla ilgili gösteriliyordu. İddianamede yapılan bu sahte gıda ihracatı için belgeler üretildiği, Çağlayan ve Halkbank yöneticilerinin de bu sistemi onaylayıp yürüttüğü ileri sürülüyor.

»ABD nasıl uyardı?
İddianamede, Sarraf davasından önce Amerikalı yetkililerin Türk yetkilileri uyardığı iddiası da yer alıyor.
•İddianameye göre, 12 Şubat 2013’de ABD Hazine Bakanlığı temsilcileri Türkiye’de Mehmet Hakan Atilla ve diğer Halkbank yetkilileriyle bir araya geldi. Bu toplantıda ABD’liler Halkbank’ı İran’ın yaptırımlardan kaçma teşebbüsüne karşı uyardı, İran’ın kullandığı yöntemler arasında para transferlerinin gıda olarak gösterilmesinden de bahsedildi.
•10 Ekim 2014’de, ABD Hazine bakanlığı temsilcileri Hakan Atilla ve diğer Halkbank yöneticileriyle buluştu. Yetkililer, Halkbank’ın Sarraf’la ilişkilerini sordu. Atilla, Sarraf’ın İran’a yaptırımlardan kaçılmasını amaçlayan para transferlerine bilerek iştirak ettiklerini inkâr etti.

***

Jüri belirlendi, dava başladı
Sarraf davasının jürisi önceki gün belirlendi. Davanın Hakimi Richard Berman, jüri seçimleri sırasında, jüri adaylarına, duruşmalarda bulunacak tek kişinin Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla olduğunu söyledi. New York’ta tutuklu bulunan Rıza Sarraf, İran’a ekonomik yaptırımları delmek, kara para aklamak, banka dolandırıcılığı gibi suçlamalarla açılan dava kapsamında hakim karşısına çıkmayacak. Böylece Sarraf’ın itirafçı olduğu da kesinleşmiş oldu. Davanın adı da “ABD, Sarraf’a karşı” yerine “ABD, Atilla’ya karşı” olarak değiştirildi. Duruşmalara girmeyen ve Türkiye’deki avukatlarıyla iletişime geçmeyen Sarraf’ın, savcılıkla anlaşarak davada ‘tanık’ konumuna geçmiş olmasına bir süredir kesin gözüyle bakılıyordu. Dava dün başladı.