Tüm anlayışını sandığa odaklayan iktidarın da Meclis muhalefetinin de seçimlerin ardından siyasette yolları tıkandı. İki tarafta da değişim konuşulurken halk sorunların içinde boğuldu. İttifaklara ilişkin tartışmalar da bu tıkanıklığı aşmanın muhalefet için mümkün olmadığını gösterdi. Doç. Dr. Tuba Eldem lidere dayalı anlayışın bu duruma neden olduğunu söyledi.

Düzen siyaseti şalteri kapattı
Muhalefet seçimlerin ardından tamamen içe kapandı. (Fotoğraf: AA)

Öncü DURMUŞ

14-28 Mayıs seçimlerinden sonra iktidardan muhalefete kadar bütün kesimler için siyaseten yeni bir döneme girildi. Seçim süreci boyunca yaşananlar ve ortaya çıkan sonuçlar hem muhalefet cephesinde hem de iktidar kanadında değişim dalgasını beraberinde getirdi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerden sonra ilk işi yeni dönem siyaseti altında yaptığı kabine değişiklikleri ve parti içerisindeki isim değişiklikleri olurken başta CHP olmak üzere Meclis muhalefetinin ana değişim hattı da isimler üzerinden yürütüldü. İttifaklar üzerinden ilerleyen seçim süreci sonrası çıkan tabloda ise neredeyse bütün partiler kendi iç hallerine döndü, yeni dönem siyasetini de bulunduğu noktalardan belirleme gayreti içerisine girdi. Seçimlerden bugüne 3 ay geçmesine rağmen AKP’sinden CHP’ye, İYİ Parti’sinden Yeniden Refah’ına bütün partilerin içe dönük hamleleri devam ederken gelinen durumda siyaseten sıkışmışlık ise açığa çıktı. Ülkede eşitsizliklerin çok daha görünür olduğu, zamların, hayat pahalılığının, yoksulluğun kat be kat arttığı koşullarda halkın talep ve sorunlarının arka planda kaldığı,  günlük tartışmaların ötesine geçilemeyen, bütün meclis muhalefetinin ve iktidarın siyaseten tıkandığı bir durum ise daha görünür hale geldi. Başkanlık rejiminin ardından başlayan bu tıkanıklık muhalefet açısından 2019 yerel seçimler açısından bir yönden aşılmıştı. Ancak son seçimlerin ardından ortaya çıkan tablo muhalefeti tamamen tıkadı.

Cumhur ittifakı ortaklarından Yeniden Refah Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin ekonomik kriz eleştirileri, MHP Lideri Bahçeli’nin ‘emekliler eziliyor’ çıkışı siyasetin tıkanıklığı içerisinde partilerin kendi krizinden sıyrılma hamlelerinin örneklerinden. Millet İttifakı cephesi ise yenilginin tam olarak kabullenilmeyişi ve değişim tartışmalarının bir politika değişiminden çok isimler üzerinden ilerlemesiyle siyasetteki tıkanmışlığı gelecek yerel seçimler odaklı bir yol ile açmaya çalışıyor.

Ancak tüm bu tıkanıklık karşısında halkın tepki ve talepleri her gün daha fazla gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Emekliler, kadınlar, memurlar, doğasına ve toprağına sahip çıkan köylüler, zamlara ve yaratılan yoksulluğa karşı ülkenin dört bir yanında sokak eylemlerini devam ettirenler, fabrikalarda ve belediyelerde yükselen işçilerin sesleri ve daha birçok eylem ile protesto hayatın içerisinde kendini var ediyor.  İktidar ve ortakları da Meclis muhalefeti de geldiği son noktada tüm bu yaşanan gelişmeleri kapsamaktan çok uzak bir portre çiziyor.

CHP’NİN TIKANIKLIĞI

Seçimlerin ardından CHP’de başlayan değişim süreci son hızıyla devam ediyor. Ancak hâlâ konuşulmayan tek şey partinin politikasında bir değişimin olup olmayacağı. İsimler üzerinden başlayan değişim tartışmaları son olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tekrar belediye başkanlığına aday olacağını açıklaması ile devam ederken son yaptığı ana vurgu yine Genel Başkan dâhil tüm kadroların değişmesi oldu. Ancak yeterli olmayan durumun kendisi de yine isimler üzerinden ilerleyen değişim tartışmaları kendisi. Bu sefer de Kılıçdaroğlu karşısında Özgür Özel isminin tartışılmaya başlaması bunu kanıtlar nitelikte. Seçim sonuçlarından derslerimizi çıkarttık halkın içerisinde olacağız iddialarının henüz gerçekleşmiş olmadığı görülürken, son olarak Kılıçdaroğlu’na karşı Akbelen direnişinde yükselen ‘Arabaya değil Barikata’ sloganı CHP’ye halkın içerisinden çıkan en bariz yol gösterici ifade oldu. 

İYİ PARTİ ‘ÖZE DÖNÜŞ’

İyi Parti’de de sular durulmuyor. Parti içerisinde art arda gelen birbirinden farklı açıklamalar burada da bir ortak aklın olmadığını ortaya çıkardı. 26 Ağustos’ta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den beklenen büyük açıklamaya kadar içeriden yükselen sesler partinin içe dönük tartışmalardan çıkamadığını gösteriyor.

Öte yandan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bir kez daha tekrarladığı ittifak çağrısına parti içerisinden gelen farklı görüşler açığa çıkartmıştı. Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, ‘Arkadaşlarımızın söylediği sözler kendi fikirleri partinin görüşünü yansıtmaz’ çıkışı gelse de genel olarak AKP’siz bir MHP ile ittifak sinyalleri verilmiş oldu. Miiliyetçi cephe kurulabilir mi tartışmalarının başladığı İYİ Parti cephesinde halkın sorunlarına karşı tek yolun meclis kürsülerinden yapılan konuşmalar olması halktan uzak bir görüntüye neden oluyor. Yeni dönem diye sunulan ve devam eden bu kısır tartışmalar ise topluma bir yol açacak bir özellik taşımaktan çok uzakta.

HDP’DE YENİ DÖNEM

Seçim sonuçlarını başarısızlıkla tanımlayan HDP’de ise durumlar çok farklı değil. Halk toplantıları ile seçimlerin özeleştiri sürecini başlatan HDP’de yeni döneme ilişkin alınan kararlar parti içi tartışmaların gölgesinde oluştu. Yeni döneme dair açıklanan Parti Meclisi sonuç metninde 3’üncü bir yol, ittifak değil birleşik mücadele olanakları, sosyalist partilerle meclis ve koltuk sayıları üzerinden değil mücadele zeminleri üzerinden kurulacak ilişkiler başlıkları yeni dönemde nasıl bir yöntem ve ne araçlarla ilerleyeceğine dair henüz belli bir gelişme kaydetmedi. Bunun yanında partinin asıl gündemi ise kongre sürecinde Yeşil Sol Parti ile oluşacak birliktelik oldu. AKP’nin krizin bütün faturasını halka yüklediği koşullar içerisinde HDP’de sokağın örgütleyeciliğini üstlenemedi.

Bütün bu tıkanıklığın ise bir tesadüf olmadığı, izlenen ve açığa çıkartılan siyaset yapma biçiminin sonuçlarının halkın talepleri etrafından örgütlenmekten çok uzak bir görüntü çizdiği ve iktidara alternatif bir muhalefet çizgisinin henüz oluşturulamadığı bir gerçek.

GALİBİYET HAVASI

CHP listelerinden seçime giren ve milletvekilliği çıkartan Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti ‘nin ise hem seçim süreci boyunca hem de sonuçlardan sonra galip tavrı bugünde kendini koruyor. AKP’ye olan küskünleri kazanırız ve sağ seçmenden oy alabiliriz anlayışı ile CHP’nin listelerinde kendine yer bulan bu partiler, kazandıkları vekil sayıları ile yetinmeyi tercih etti. Siyaseti salt bir koltuk üzerinde kurgulayan bu partiler zaman zaman CHP’yi suçladı, zaman zaman kendi milletvekilleri ile övünüp durdular. Erdoğan ve AKP iktidarı karşısında alınan yenilgiden kendilerine pay çıkartmayı da tercih etmeyen ittifak üyeleri yeni döneme dair de yine hedef olarak yerel seçimleri koydular. Saadet ve Gelecek Partisi’nin mecliste ortak grup anlaşması ve yerel seçimlere yönelik bu iki partinin ittifak görüşmeleri bütün bir siyaseti yine sandığa indirgemiş vaziyette.

YEREL SEÇİM ODAĞI

Seçim sürecinin yeni bitmesine rağmen bütün bir odağın 31 Mart Yerel Seçimlerine kayması da oluşturulan Meclis siyasetinin bir tercihi olarak ortaya çıkıyor. Şu ana kadar gerçek anlamda bir değişim pratiğinin ortaya çıkamaması, Meclis muhalefetini bu seçimlere de şu an için aynı hatalar etrafında götürdüğü izlenimi yaratıyor. İttifakın içerisinden birçok partinin kendi adaylarımızla çıkacağız açıklamaları da yine seçimlerde koltuk kapmaktan öteye gidilemeyeceği ve bütün bir politik hattı buraya kurmalarının halkın içerisinde var olmaktan çok uzak olacağını gözler önüne seriyor.

ÇÖZÜMÜ LİDERDE ARIYORLAR

Siyasetteki bu tıkanıklığın bir süreç etrafında geliştiğini belirten Doç. Dr. Tuba Eldem BirGün’e konuştu. Eldem şu ifadelere yer verdi: “Yaşanan tıkanıklığın en önemli sebeplerinden birisi aslında ülkedeki sandık siyasetinin, seçim odaklı anlayışın çok daha fazla hâkim olması ve Meclis partilerindeki siyasi anlayışın lider odaklı ilerleyip bütün bir çözümü ve ilerlemeyi lidere dayalı bir şekilde işletilmesi. Bu elbette ki bir tercih olarak karşımıza çıkan bir durum. Ancak parti içi demokrasilerin olmaması ya da görece az olması da siyasetin bütün yükünü kişiler üzerine atan bir konuma getiriyor. Ortaya güçlü bir lider çıkamadığı ya da şu anda olduğu üzere muallakta giden durumlarda da ilerlenen politik hat boşta kalıyor. Bugün bunun başını çektiği CHP ‘de durum daha net gözüküyor. Yine yüzünü yerel seçimlere dönen ancak bir taraftan da değişim tartışmalarına devam etmesi bakımından lider tartışmaları burada ciddi bir tıkanıklık yaratıyor. Değişimin parti içerisinden başlaması iyi bir dinamizm yakalayabilirdi ama şu ana kadar bu gerçekleşmedi. Sorunun ve değişimin yine kişiler üzerinden devam etmesi bunun bir nedeni.

Doç. Dr. Tuba Eldem

Halkın direniş potansiyellerini kavrayamayan, insanlara temas edemeyen bu siyaset anlayışı da aslında bir yerde tıkanmaya mecbur duruma geliyor. Çözümün gözler önünde olduğu ancak buraya hala bir hamle yapılamaması toplumdaki çaresizliğe ve bunalmışlığa neden oluyor.”